İşte Alevilerin Kod Adı!

YARSAV'ın kurucu üyelerinden olan ve şuanda Yargıda Birlik Platformu üyesi olan Abbas Özden, YARSAV'ın faal 700 üyesinden 450'sinin paralel mensubu olduğunu, bugün istemeleri halinde YARSAV yönetiminin tamamının paralellerden oluşturabileceklerini fakat bunu tercih etmediklerini söyledi.

24 TV'de Elif Çakır'ın moderatörlüğünde 'Söz Bitmeden' programında Ankara Cumhuriyet savcısı ve Yargıda Birlik Platformu üyesi Abbas Özden ve Ankara İdari Mahkemesi Başkanı ve Yargıda Birlik Platformu üyesi Dr. Gürsel Özkan ile HSYK seçimleri konuşuldu.

ALEVİLERİN YÜZDE 95'İ ÇİZİLDİ

Abbas Özden, sosyal demokratların ve Alevilerin üstü çizildiğini belirterek şunları aktardı; "Eğer sosyal demokratsa yüzde 75'i çizildi. Hele de Alevi ise yüzde 95'i çizilmiş vaziyette. Bir kısmı utanç meselesi yapıyor. Onlardan biri de benim. Bir de kendi aralarında konuşurken 7 numara diyorlarmış. Alevi kökenlilere 7 numara diyorlarmış."

İDDİANAME TANZİM EDENE SORUŞTURMA!

Abbas Özden, iddianame tanzim ettiği ve Ergenekon kapsamında yapılan soruşturmaların hukuka aykırılığını dile getirdiği için soruşturma geçirdiğini ve kınama aldığını ve bunun değil Türkiye'de dünyada tek olduğunu söyledi.

"Yaptığım soruşturma, düzenlediğim iddianame nedeniyle belki Türkiye değil, dünya tarihinde bir ilktir. Ferhat Sarıkaya için de aynı tepkiyi göstermiştik biz. O da iddianame tanzim ettiği için bir sıkıntı yaşamıştı. İnanın değil Türkiye, dünyada tektir. Bunun aksini söyleyen çıkar söyler. der ki; "hayır, iddianame tanzim ettiğin için değil, şu nedenledir." İddianame tanzim ettim diye, hem de Ergenekon kapsamında yapılan soruşturmaların hukuka aykırılığını dile getirdim. İstanbul'dan verilen kararların hukuksuz olduğunu dile getirdim. Bundan dolayı kamu davası açtım. Kamu davası açtım diye soruşturma geçirdim ve kınama cezası aldım. Birçok arkadaşımız aldığı cezaları utanç meselesi yapıyor, söylemiyor. Ama teftiş kökenli olduğum için bana iletiyorlar."

HİÇBİR PARTİYLE İLİŞKİMİZ YOK

Abbas Özden, Yargıda Birlik Platformu'nun hiçbir partiyle ilişkisi olmadığını, meclisteki diğer partilerle de randevu talep edildiğini ve görüşüleceğini dile getirdi.

"Bizim hiçbir partiyle en ufak bir yakınlığımız yoktur. Elbette yasamanın çözeceği sorunları yasamaya, yürütmenin çözeceği sorunları yürütmeye ileteceğiz. Bizim amacımız yargının ve yargı mensuplarının sorunlarının çözülmesidir. Kim rüşvet dese biz bunun takipçisi olacağız. Takip edeceğiz, çözdüreceğiz, çözülmesi için elimizden geleni yapacağız. Zaten yargı derneğinin amacı da budur. Genel siyaset yapmanın yolu bellidir. Pazartesi günü randevu taleplerimiz oldu. Eğer kabul etmeleri durumunda yasama TBMM'de grubu bulunan tüm siyasi partilerle, öncelikle ana muhalefet partisi olarak CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu ile randevu talebimiz var, görüşeceğiz. Arkasından Sayın Devlet Bahçeli ile ondan sonra da Selahattin Bey ile görüşeceğiz."

YARSAV'IN 450 FAAL CEMAAT ÜYESİ VAR

YARSAV'ın kurucu üyelerinden olan Abbas Özden, YARSAV'ın faal 700 üyesinden 450'sinin paralel mensubu olduğunu açıkladı.

"YARSAV'ın içindeki bu yapılanma olduğu sürece benim en büyük kaygım bu; YARSAV'ın bin 650 üyesi var. Bin 650 üyenin 700'si faal çalışıyor. Faal çalışıyor derken aidatını yatıran, toplantılarına katılan. Bunların 400 veya 450'si cemaatçi. Yani paralel yapıdan. Yani bizimle hareket etmeyen insanlar. Biz bu derneğin kurucularıyız. Bizim kurucu başkan ayrılmasından sonra yeni kayıt sistemleri oldu. Aslında bizim tüzüğümüz açıktı; yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü temelde hareket ediyorduk. Bu tüzüğün okutulup imzalatılması lazım ancak genç kayıtlar başladı. Üye sayımız artsın diye rastgele üye kayıtları oldu. 100-150 kişi üye kayıtları oldu. O dönemde bu yapıya sahip, birlikte hareket eden insanlar kayıt yaptırdılar. Çok net söylüyorum; 700 üyenin 450'si cemaatçidir."

İSTESELER YARSAV YÖNETİMİNİN TAMAMI CEMAATÇİ OLUR

Özden, bugün istemeleri halinde YARSAV yönetiminin tamamının paralellerden oluşturabileceklerini fakat bunu tercih etmediklerini ifade etti.

"İstesin bugün genel kurula gitsinler YARSAV'ın yönetimi cemaatin eline geçer. 13 kişinin tamamını da bu yapıdan seçebilirler. Ama bunu tercih etmiyorlar. Vitrine çok iyi niyetli, çok temiz, bizim de tanıdık arkadaşlarımız var içerisinde. Onlar vitrindeler, onların arkasında defolu mal satıyorlar. Bu durum devam ederse ben ve benim gibi birçok sayıda arkadaşlarımız var, o yapı böyle kaldığı sürece, o yapının içinde kalarak bu insanlara hizmet ederek bir anlamı olabilir mi?"