İstanbul İslam Ekonomisinin Merkezi Olmalı

Kapitalist sistemin sürdürebilir olmadığını ve belirli aralıklarla kriz oluşturma riski taşıdığını hatırlatan Erdoğmuş, "Batı çoktan İslam ekonomisin uygulamalarına yöneldi. İngiltere, Lüksemburg, Hong Kong ve Hollanda gibi ülkeler İslami finans merkezi olma yolunda önemli adımlar atıyor. Oysa kültürümüzün temelini oluşturan İslamın ekonomik öğretilerine geri dönmeli, İstanbul'u tüm dünyanın takip ettiği İslami ekonomi merkezine dönüştürmeliyiz" dedi.

İslami sisteme uygun ekonomik uygulamalarla ilgili önemli çalışmaların başladığını ancak bunların yeterli olmadığını aktaran Erdoğmuş, "Üniversitelerin işletme ve iktisat fakültelerinde İslam ekonomisi ve faizsiz finans, ilahiyat fakültelerinde ise ekonomi ve finans alanlarında dersler veriliyor. Varlık Fonu İslami Mortgage geliştireceği önemli bir çalışma başlattı. Katılım bankalarının net kârı ocak-mart döneminde 2016'nın aynı dönemine göre yüzde 371,4 artarak yaklaşık 330 milyon liraya, aktif büyüklüğü de yüzde 12,3 yükselişle 136,3 milyar liraya çıktı. Bunlar çok önemli gelişmeler. Ancak, 2018 itibariyle toplam miktarı 3,4 trilyon dolar seviyesine ulaşması beklenen küresel İslami varlıklardan önemli bir paya sahip olmak için hızlı hareket etmeliyiz. Kültürel avantajımızı kullanarak dünyanın İslami finans merkezine dönüşebilmek için süratle doğru adımlar atmalıyız." diye konuştu.

İSEFE İSLAMİ FİNANS UYGULAMALARININ ARTMASINI TEŞVİK EDECEK

Finans sistemlerinin insanların kullanmak zorunda olduğu bir araç olduğunu aktaran Erdoğmuş, İslam'ın bu alanda da adaletli ve dürüst bir yol sunduğunu söyledi. İslamın aşırı kar elde etme, faiz, tefecilik, fahiş fiyatla satış gibi insanları zorlayan uygulamaları kesinlikle yasakladığını, emeğin karşılığının tam ve hakkında ödenmesi ve helal ticareti teşvik ettiğini söyleyen Erdoğan, "ÖNSİAD olarak İslam ekonomisinin önemini her fırsatta vurguluyoruz. İslami finans uygulamalarının artmasını teşvik edecek bilimsel yol haritası sunmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz İSEFE Kongresi buna en güzel örnek. İlkini 28 Nisan'da gerçekleştirdiğimiz İSEFE Kongresi ile dünyanın önde gele bilim insanları, akademisyenler ve iş insanlarını bir araya getirdik. 100'den fazla bildiri ile İslam ekonomisini her yönüyle ele aldık. Önümüzdeki tarihlerde tekrarını yapacağımız bu önemli kongre ile Türkiye'nin en doğru şekilde İslami finans uygulamalarını ekonomik yaşantısının bir parçası haline getirebilmesi için yol haritası sunuyoruz, sunmaya da devam edeceğiz" dedi.

KATILIM BANKACILIĞI OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ YAPILAMIYOR

İslami finansal sistemde, geleneksel bankacılık sisteminin ortaya koyduğu hizmetleri karşılayan işlem ve hizmetler daha minimal düzeyde yapıldığını aktaran Erdoğmuş, bu kuruluşların reel sektörü fonlarken bazı özel sektör kuruluşlarıyla ortaklık yaparak, risk paylaşımında bulunduklarını aktardı. İslami finans sitemleri ile vatandaşların reel karşılığı olan paraların dolaştığı bankacılık sisteminde daha uygun koşullarda kredi alarak, yatırım yapabileceklerine değinen Erdoğmuş, bu avantajın üretim ve yatırım oranları ile istihdam artışını beraberinde getireceğini aktardı. Katılım bankacılığının daha verimli şekilde uygulanması için kendi sistemine sahip olması gerektiğin aktaran Erdoğmuş, "Mevcut bankacılık sistemi içinde varlığını sürdürmeye çalışan Katılım Bankaları maalesef olması gerektiği kadar faydalı olamıyorlar. Oysa katılım bankalarının, katılım bankacılığı sistemine uygun bir sistem içinde yer almaları daha verimli çalışmalarını sağlayacaktır. Biz İSEFE ile kamuoyunun bu konuda bilgilendirilmesine katkı yapılmasını hedefliyoruz" dedi.