Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişiminde Bayrampaşa'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünü işgal etmeye çalışan ve 1 kişinin ölümü, 15 kişinin de yaralanmasına neden oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan 18'i tutuklu 58 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında 19 tutuksuz sanık savunma yaptı.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki salonda görülen duruşmaya, SEGBİS'le bağlanan tutuksuz sanık Ebubekir Can, tutuklu sanıklardan Kurmay Albay Yusuf Sarı'nın kışla içindeki şoförü olduğunu anlattı.
Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne gittiklerinde bir süre sonra vatandaşların toplanarak kendilerine tepki gösterdiğini dile getiren Can, "Bir ara yarbay Kadir Yıldız, tankın üzerindeydi, vatandaşlar da araca çıktı. Burada yaşanan boğuşma sırasında Kadir Yıldız da vermemek için silaha sarıldı. Bu boğuşma sırasında silah ateş aldı ve orada bir kişi vuruldu." diye konuştu.
Can, vatandaş vurulduktan sonra halkın daha da öfkelendiğini anlatarak, kendisinin de bunun üzerine B kapısına doğru giderek burada polise teslim olduğunu söyledi.
Duruşmaya SEGBİS'le bağlanan tutuksuz sanık Hüseyin Mert de halkın Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü önünde toplanmasının ardından tutuklu sanık Yarbay Kadir Yıldız'ın tankın üzerine çıkarak konuşma yaptığını dile getirdi.
"Halk bizi bilinçlendirdiğinde darbeden haberimiz oldu"
Yıldız'ın vatandaşlara hitaben "Sevgili halkımız, sıkıyönetim ilan edildi, lütfen burayı terk edin" dediğini aktaran Mert, Yıldız'ın ondan sonra havaya ateş ettiğini belirtti.
Mert, bu sırada 3-4 vatandaşın tankın üzerine çıktığını ifade ederek, "Kadir Yıldız'la aralarında boğuşma oldu. Bu sırada silah ateş aldı, bir kişi orada vuruldu. O anda ben ağlamaya başladım halk üstümüze geliyordu. Ben diğer kapıya kaçtım. Vurulan, beyaz atletli 45 yaşlarında biriydi." dedi.
Kadir Yıldız'ın telefonla sürekli oynadığını ve WhatsApp'tan görüştüğünü dile getiren Mert, Yıldız'ın kiminle ne görüştüğünü bilmediğini kaydetti.
Mert, vatandaşların kendilerini uyardığını anlatarak, "Halk bizi bilinçlendirdiğinde darbeden haberimiz oldu. 'Siz ne yapıyorsunuz?' diyorlardı. Hatta cebime para sıkıştıranlar oldu, 'git kendine sivil elbise al evine git, tutuklayacaklar sizi' diyordu. O ana kadar biz bir şeyin farkında değildik." diye konuştu.
Bir kısım sanık avukatının sorusu üzerine Mert, kimseden "ateş edin" ya da "ateş etmeyin" emrini duymadığını savundu.
"Çay servisini rütbeliler kendileri yaptı"
Tutuksuz sanık Telat Yasin Özen de Yarbay Kadir Yıldız'ın şoförlüğünü yaptığını belirterek, 11-12-13 Temmuz tarihlerinde NATO toplantısı için yurtdışında olan Yıldız'ın 14 Temmuz Perşembe günü görev yerine tekrar geldiğini anlattı.
15 Temmuz günü birlikte bir silahın kaybolduğu ve bu nedenle kimsenin giriş-çıkış yapmamasının istendiğini aktaran Özen, Yıldız'ın kurmay başkanının odasında bazı komutanlarla toplantı yaptığını kaydetti.
Özen, söz konusu toplantıya katılan komutanların telefonlarını dışarıda bıraktıklarını vurgulayarak, "Normalde komutanların çay servislerini biz askerler yapıyorduk ama o gün o toplantıda Fatih Yarbay çıkıp kapıda çayları alıyordu. Bizi içeri sokmadılar." diye konuştu.
Akşama kadar sıra dışı olayların yaşandığına dikkati çeken Özen, "Yarbay Kadir Yıldız, gayet rahat bir şekilde yanımıza gelerek. Silahı bulup bulmadığımızı sordu. 'Çöplere bakın oralarda mıdır?' dedi. Aradan yarım saat geçti ve çöp kutusunda silah bulundu." dedi.
Sanık Özen, Yıldız'ın akşam saat 19.00'dan sonra tabura geri geldiğini belirterek, Yıldız'ın bir süre sonra kendisine "çelik yelek ve başlık al, aracın başına git" dediğini ve ortalığın çok hareketli olduğunu söyledi.
"Cephaneler bol keseden dağıtıldı"
Normalde nöbetlere bile mermisiz gittiklerini dile getiren Özen, "Akşam garajlar bölgesinde hareketlilik oldu. Cephaneler bol keseden dağıtıldı. Ben bile hücum yeleğime 4, silahıma da bir şarjör aldım. Ondan sonra çevik kuvvetin olduğu yere hareket ettik." ifadelerini kullandı.
Çevik kuvvetin önüne vardıklarında rütbeli bir kadın polisin kendilerini karşıladığını anlatan Özen, Yıldız'ın söz konusu rütbeliye "Olağanüstü hal ilan edildi, TSK yönetme el koydu, hayırlı olsun" dediğini bildirdi.
Özen, tutuklu sanıklardan Kurmay Albay Yusuf Sarı'nın da çevik kuvvetin önüne gelir gelmez çok sinirli bir şekilde buradaki polislere, "Müdürünüzü çağırın, bize tabi olun" gibi şeyler söylediğini belirtti.
"Ölmek var, dönmek yok, gerekirse şehadet şerbetini burada içeceğiz"
Tutuklu sanık Yarbay Kadir Yıldız'ın kendisine "havaya silahla ateş et" emrini verdiğini ancak kendisinin bunu yapmadığını savunan Özen, şöyle devam etti:
"Sonra bana 'Yasin silahı ver' dedi. Çok sinirliydi silahı verdim, ortada hiçbir sebep yokken ve toplanan halktan henüz bir tepki gelmemişken havaya 3-4 el ateş etti. Havaya ateş edince, halk tepki gösterdi. Birkaç kişi tanka çıktı ve boğuşma esnasında silah ateş aldı, adam vuruldu. Bunu görüce psikolojim bozuldu, ağlamaya başladım."
Özen, komutanı Kadir Yıldız'a "neler oluyor?" diye sorduğunu ifade ederek, "Yıldız da 'Ölmek var dönmek yok, gerekirse şehadet şerbetini burada içeceğiz' dedi. Anormal tavırlar sergilemeye başladı, beni de vuracağından korktum." dedi.
Duruşmada, tutuksuz sanıklardan Bayram Çun, Emrah Şama, Yakup Ebem, Murat Ersan Genç, Serdar Kurt, Murat Dönmez, Erdal Göymen ile SEGBİS'le bağlanan Cengizhan Selçuk, Sinan Yalçın, Musa Çalışan, Soner Özdinç, Ersen Mert ile Hasan Hüseyin Özel de haklarındaki suçlamaları reddederek, savunmalarını tamamladı.
Son Dakika › Güncel › İstanbul'da Çevik Kuvveti İşgal Girişimi Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?