15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit düşen Yeni Şafak Gazetesi foto muhabiri Mustafa Cambaz anısına 'Şehit Mustafa Cambaz 3. fotoğraf yarışması ödül töreni' düzenlendi. Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda gerçekleşen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul Valisi Davut Gül ve şehit Mustafa Cambaz'ın ailesi ile çok sayıda vatandaş katıldı. Yeni Şafak Gazetesi tarafından düzenlenen yarışmada, 14 fotoğraf sanatçısı ödüllere layık görüldü. 4 temel kategoride verilen ödüllerin yanı sıra 2 özel kategoride de ödül verildi. 8 bin fotoğraf arasında dereceye giren fotoğraf sahiplerine ödüllerinin verildiği törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ölüm kusan silahlara göğsümüzü siper ederek destan yazdığımız o gece, merhum Mustafa Cambaz'la beraber 252 vatan evladını şehit verdik. Her fırsatta vurguladığım bir hususu yeniden hatırlatmak isterim. Biliyorsunuz bizim kültürümüzde marifet iltifata tabiidir. Hangi alanda olursa olsun, hüner ehline hak ettiği değerin verilmesi, taltif ve takdir edilmesi son derece mühimdir. Mükafatı verilen her başarının, çok daha büyük atılımların, daha kaliteli, daha nitelikli çalışmaların müjdecisi olacağı açıktır. Mustafa Cambaz fotoğraf yarışmasının, şehidimizin ismini yaşatma yanında asıl yeni kabiliyetlerin keşfine imkan sağlayacağına inanıyorum. Yarışmamıza ülkemizin her köşesinden fotoğrafların katılımını, bunun bir işareti olarak görüyorum. Bu yıl ki Mustafa Cambaz Fotoğraf Yarışmasına katılan ve dereceye giren tüm kardeşlerimizi yürekten tebrik ediyorum. Vizörün arkasına sadece gözünü değil, gönlünü de yerleştiren; eserleriyle kalplerimizle birlikte gözümüze de hitap eden tüm fotoğrafçılarımıza elinize, yüreğinize, gönlünüze ve gözünüze sağlık diyorum. İnşallah, daha nice yıllar, nice güzel fotoğraflar çekmeye devam edersiniz" dedi.
"DÜRÜSTLÜĞÜ, ÇALIŞKANLIĞI VE SAMİMİYETİYLE BİLENEN VATANPERVER BİR GÖNÜL İNSANIYDI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanatın Allah'ın insana bahşettiği güzellikleri arama ve eşsiz güzelliklere vasıl olma yolculuğunun adı olduğunu söyleyerek, "Hayata ve icra ettiği sanatına bu zaviyeden bakan her sanatçı, güzeli görür, güzelliklerin arkasında, asıl büyük kuvveti görür. Merhum Mustafa Cambaz işte böyle bir sanatkar, işte böyle bir şahsiyetti. Şehit Mustafa Cambaz, ömrünü inandığı değerlere ve mesleğine adamış; fotoğraf makinasını hiçbir zaman yanından ayırmayan, takdir ve hayranlık uyandıran eserleriyle temayüz etmiş, başarılı bir foto muhabiriydi. Mustafa Cambaz, tüm bunlarla birlikte doğruluğu, dürüstlüğü, çalışkanlığı ve samimiyetiyle bilenen vatanperver bir gönül insanıydı. Türkiye'yi, her karışında İslam medeniyetinin bir izi olan bu aziz toprakları büyük bir tutkuyla sevdi. 2000'li yıllardan itibaren bütün Türkiye'yi adım adım dolaşarak, her bir albümü arşiv değerinde 10 binden fazla fotoğraf çekti. Bütün zorluklarına rağmen yaptığı işin hakkını vermekten geri durmadı. Hiçbir zaman ucuz hesapların, kolay geçitlerin, geçici heveslerin peşinde koşmadı. Zor da olsa, 15 Temmuz gecesi olduğu gibi sonunda ölüm de olsa, daima hakkın, hakikatin, adaletin tarafında yer aldı" ifadelerini kullandı.
"40 YILLIK PLAN VE HAZIRLIK, SADECE BİRKAÇ SAAT İÇİNDE BOŞA GİTTİ"
15 Temmuz gecesi şehadetle müşerref olan 252 kahramandan birinin Mustafa Cambaz olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ'cü hainler, Mustafa Cambaz kardeşimizi göğsünden iki kurşunla vurarak şehit ettiler. Namuslarına emanet edilen silahları millete çevirecek kadar şeref yoksunu olan bu alçaklar, tam da tıynetlerine uygun şekilde, insanlarımızı korkakça, namertçe katlettiler. Milletin direnişini kırmak için her türlü alçaklığı yaptılar; ancak sinsi ve kanlı emellerine ulaşamadılar. Oysa her şeyi en ince detayına kadar hesaplamışlardı. Oysa 40 yıl boyunca bukalemun gibi kırk kılığa bürünerek kendilerini gizlemeyi başarmışlardı. 15 Temmuz gecesi de Tereyağından kıl çeker gibi Türkiye'yi işgal edeceklerini, milletin iradesine el koyacaklarını zannediyorlardı. Ama 40 yıllık plan ve hazırlık, sadece birkaç saat içinde boşa gitti. Yaptıkları hesap, o gece, Boğaziçi Köprüsü'nden döndü. Yaptıkları hesap, o gece Yeşilköy Havalimanı'ndan döndü. Yaptıkları hesap, o gece Kızılay Meydanı'ndan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden döndü" dedi.
"TÜRK MİLLETİNİN İRADESİNE ZİNCİR VURULMAYACAĞINI YENİDEN GÖSTERDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Merhum Mehmet Akif'in şu muhteşem mısralarına ilham veren direnişin, mücadelenin ve imanın bir benzerine 15 Temmuz gecesi bir kez daha hep beraber şahitlik ettik. Bundan 109 sene önce, 7 düvelin bir araya gelip tüm gücüyle yüklendiği Çanakkale'de herkesi şaşırtan bir zafere imza atmıştık. 15 Temmuz'da da 7 düveli arkasına alan bir ihanet çetesinin, 40 yıllık planını bir gecede bozarak, tarihimize ve bizden sonraki nesillere şeref madalyası olarak iftiharla taşıyacakları yeni bir zafer armağan ettik. Emperyalistlerin uşaklarına, Türkiye'nin teslim alınmayacağını, Türk Milletinin iradesine zincir vurulmayacağını yeniden gösterdik. Burada şu gerçeği de tekraren vurgulamak istiyorum. 15 Temmuz gecesi meydanlar yerine bankamatik kuyruklarına koşanlar. Aradan geçen 8 yıla rağmen hala milletin destanına çamur atanlar. Uyduruk bahanelerle, 15 Temmuz direnişini unutturmaya çalışanlar. Velhasıl o meşum gece yaşadıkları derin hayal kırıklığının acısını yıllardır unutamayanlar isteme de, biz 15 Temmuz ruhuna sahip çıkacağız. FETÖ'cü ağababalarına olan diyet borçlarını ödemek adına 15 Temmuz destanına, gölge düşürmeye çalışan mankurtları da milletin vicdanına havale ediyorum" dedi.
"GAZZE'DE MAALESEF, İSLAM ALEMİNİN KURUMLARI DA BAŞARILI BİR SINAV VEREMEMİŞTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim'den itibaren Gazze'de yaşananlara vurgu yaparak, "Nasıl 15 Temmuz gecesi yaşananlar ülkemizde bazı maskeleri indirmişse, 7 Ekim 2023'den beri Gazze'de şahit olduklarımız da birçok perdenin kalkmasına vesile olmuştur. Yıllardır bize basın özgürlüğü dersi verenlerin, lafa gelince insan hak ve hürriyetlerini kimseye bırakmayanların gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır. Ne oluyorsa, hepimizin, tüm insanlığın gözü önünde oluyor. Gazze'deki insani trajediye kayıtsız kalanlar, vicdansızlıklarını ve ikiyüzlü politikalarını saklama gereği dahi duymuyorlar. Gezi olayları sırasında 24 saat canlı yayın yapanlar, dikkat ederseniz, söz konusu Gazze olunca birden ortadan kayboldular. Soykırımı görmediler. Mazlumların çığlıklarını duymadılar. Hakkı ve hakikati konuşmadılar. 7 Ekim'den bu yana üç maymunu oynamaya devam ettiler. Siyonist lobinin baskılarına direnmeyi değil, teslim olmayı seçtiler. On yıllardır savunageldikleri değerleri, bizzat kendi elleriyle, İsrail'e destek vermek uğruna, Gazze'deki toplu mezarlara gömdüler. Gazze'de sadece uluslararası kuruluşlar değil, maalesef, İslam aleminin kurumları da başarılı bir sınav verememiştir. İki milyarı bulan nüfusu, trilyon dolarları aşan ekonomik gücü ve sayısız stratejik imkanlarına rağmen İslam dünyasının İsrail'e söz geçirememesi üzerinde hepimizin dikkatle düşünmesi gerekiyor. Gazze katliamlarında Batı dünyasını haklı olarak eleştirirken, Müslümanlar olarak kendimizi de hesaba çekmemiz gerektiğine inanıyorum. Şunu bir defa anlamamız önemlidir. Gelecekte de İsrail, 76 yıldır ısrarla yaptığı gibi öldürmekten, masum kanı akıtmaktan, kan dökmekten vazgeçmeyecek" dedi.
"TÜRKİYE BUNDAN SONRA DA MAZLUMUN YANINDA, ZALİMLERİN DİMDİK KARŞISINDA YER ALMAYA DEVAM EDECEKTİR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Batılı güçler, Holokost utancının da etkisiyle, ilkelerini çiğneme pahasına İsrail'e koşulsuz destek vermeye devam edecek. 5 ülkenin çıkarlarına hizmet eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, İsrail'e karşı hiçbir adım atmayacak… Uluslararası basın organları, tıpkı bugün olduğu gibi, ne İsrail'in vahşetini gösterecek, ne de mazlumların feryatlarını duyacak… Peki, böyle bir tablo karşısında İslam dünyası ne yapacak? Hangi tedbirleri alacak? Zulmün ve zalimin önüne nasıl geçecek? Gazze'yle birlikte bu sorunları kendimize daha sık somaktan, gerçeklerle yüzleşme cesaretini göstermekten başka çıkış yolumuz bulunmuyor. Bunu sorgulamayı ne kadar erken yaparsak, İslam ümmeti ve insanlık için o kadar hayırlı olacağı kanaatindeyim. Mazlumların sığınağı olan Türkiye; bundan sonra da mazlumun yanında, zalimlerin dimdik karşısında yer almaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.
ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU
Kültürel ve Tarihi Fotoğraflar kategorisinde, Mursel Yağcıoğlu 'Semazenler' adlı fotoğrafıyla ödül aldı. Yeni Nesil Fotoğraflar/ Cep Telefonu Çekimi kategorisinde, Hüseyin Türk - 'Kabotaj Bayramı Etkinlikleri' adlı fotoğrafıyla ödül aldı. Yeni Nesil Fotoğraflar/ Drone Çekimi kategorisinde Evrim Aydın 'Çaba' adlı fotoğrafıyla ödül aldı. 2023'e Damgasını Vuran Haber Fotoğrafları kategorisinde, Sergen Sezgin 'Mucize' adlı fotoğrafıyla ödül aldı. Hikayeyi Tamamla Demokrasi ve Özgürlükler Adası Özel Ödülü kategorisinde Kudret Deniz Kalaycı 'Yol' adlı fotoğrafıyla ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden aldı. Gazze Özel Ödülü'nü ise, Filistin'de şehit olan tüm gazeteciler adına, Mustafa Hassona - 'Gaza is on fire' adlı fotoğrafıyla ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden aldı. Ödül töreninin ardından hatıra fotoğrafı çekindikten sonra program son buldu.
Son Dakika › Güncel › İstanbul-Cumhurbaşkanı Erdoğan; 40 yıllık plan ve hazırlık, sadece birkaç saat içinde boşa gitti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?