Haber - Kamera: Yüksel KOÇ - Yaşar Kaçmaz/ İstanbul DHA
İstanbul Barosu Genel Kurulu'nun bugün öğleden sonra yapılan oturumda yarın yarışacak olan 5 aday konuştu.
"YARGIYA DOĞRUDAN MÜDAHALEDİR"
Divan Başkanı Duygun Yarsuvat, ilk sözü Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu'nun adayı Several Ballıkaya Çelik'e verdi.
Sözlerine öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'yi anarak başlayan Several Ballıkaya Çelik, 'Hukukun siyasetten bağımsız olmadığını biliyoruz ve İstanbul Barosu Yönetimine de lütfen siyaset yapın diyoruz" diye konuştu.
Darbeye teşebbüs edenlerin ve paralel örgütün tasfiyesi adı altında başlatılan süreçte OHAL ve KHK rejiminin olağan rejime dönüşmesine doğru hızla gidildiğini savunan Çelik, 'Darbecilerin ve paralel örgütün tasfiyesi adı altında demokratik kurum ve kuruluşların, toplumu iktidar yanlısı basit bir topluma dönüştürmesine karşı çıkan tüm muhaliflerin tasfiyesine girilişmiş durumda" şeklinde konuştu. Çelik, 'Yüksel yargının Cumhurbaşkanı'nın kaçak sarayında cübbelerinin olmayan düğmelerini ilikleyerek hazır ola geçmeleri, yüksek yargının ve yargının fotoğrafıdır. Görevden alınan hakimlerin yerine alel acele stajını tamamlamamış hakimlerin Cumhurbaşkanı'nın huzurunda atamasının yapılması, yargıya doğrudan müdahaledir" dedi.
Mevcut Başkan Ümit Kocasakal'ın konuşmasında laiklik ile ilgili olarak konuşmamasını eleştiren Çelik, 'Bugün dinledim, sayın başkan laiklikten hiç söz etmedi. Söz etmemesi hiç tesadüf değil. Çünkü bakıyoruz bütün liseler imam hatip lisesine dönüştürüldü. Türbanlı avukata karşı olduklarını açıklıyorlardı, türbanlı yargıç yüksek yargının başında, ses çıkarmadılar buna. Adliyelerde dini merasim yapılırken karşı çıkmadılar buna. Demek ki laiklikle ilgili iddiaları da artık iktidara geldikleri gibi değil, laikliğe de sahip çıkmıyorlar" diye konuştu.
"NEDEN YAPILDIĞI HİÇBİR BİÇİMDE BELLİ OLMAYAN BİR SÜRECİ YAŞIYORUZ"
Mevcut Başkan Ümit Kocasakal'ın yönetimindeki baroda yönetici olarak görev yapan Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Mehmet Durakoğlu, ise özetle şunları söyledi: 'OHAL ve KHK'lerle getirilen sürecin, darbeden kurtulan Türkiye'nin diktaya teslim olması sonucunu doğuran bir aşamaya vardırılması temel kaygımız olarak devam ediyor. Bu cemaat ile en güçlü olduğu dönem mücadele eden bir baro olarak OHAL ve KHK'lerin kapsam ve amaç dışı kullanılmakta olduğunu tespit ediyoruz. Bunu en son YARSAV Başkanı'nın tutuklanması, gözaltına alınma sürecinde yaşadık. Önce YARSAV kapatıldı, iki gün evvel YARSAV Başkanı tutuklandı. Neden yapıldığı hiçbir biçimde belli olmayan bir süreci yaşıyoruz. YARSAV'ın kapatılması hepimizi yakından ilgilendiren bir konudur"
Durakoğlu, 'Böyle bir dönemde siyasetten uzaklaşmak, siyaset konuşmamayı tercih etmek aslında tam da siyasetin kendisidir. Siyaset konuşmamayı önermek, olup bitene ses çıkarmamak demektir, boyun eğmek demektir, ram etmek demektir siyaset konuşmamak. Her konuda olduğu gibi bu konuda da net bir tavır içerisindeyiz. Siyasal iktidarın bu ülkede demokrasi ile, laiklikle, kurucu değerlerle ilgili problemleri vardır. Bizim için de amaç nettir. İstanbul barosu ne pahasına olursa olsun, demokrasiden de, laiklikten de kurucu değerlerden de ödün verilmesine asla müsaade etmeyecektir" dedi.
"BARO, AVUKATIN HEM ZIRHI HEM DE KILICIDIR"
İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu (İMAG) başkan adayı Ali Rıza Kaplan da, İstanbul Barosu'nun 138 yıllık bir tarihe sahip olduğunu belirterek, '138 yıllık tarihi geçmişine rağmen yıllardır baroyu yönetenler, avukatlar aleyhine çıkan hiçbir kanuna, yönetmeliğe, mevzuata engel olamamış, olmak için de etkin bir çaba göstermemişlerdir. Biz İMAG yönetiminde, şehit yakınları ve gazilerimiz için bir kurup dava masraflarını baro yönetimi olarak karşılayacağız" diye konuştu.
Adaylardan Ömer Kavilli ise suçlama ile savunmanın aynı anda başladığını, avukatların yalnız birer birey olduğunu savunarak, 'Bu noktada baro, avukatın hem zırhı hem de kılıcıdır" dedi.
Grupların dışında kalan meslektaşlarının oylarına talip olduğunu kaydeden Kavilli, baronun toplumla bağının koptuğunu, kazanmaları durumunda sessiz insanların sesi, güçsüzlerin gücü olacağını söyledi.
Adaylardan son sözü Hukukun Üstünlüğü Platformu'nun adayı Mehmet Sarı aldı. Hukukta en önemli hususun savunma hakkı olduğunu belirten Sarı, baroların olmadığı bir toplumun huku toplumu olmasının mümkün olmadığını kaydetti. Mevcut yönetimin değişmesinin zamanı geldiğini kaydeden Sarı, bu statükonun, bu hamasetin devam edemeyeceğini ifade etti.
İstanbul Barosu Genel Kurulu yarın yapılacak oylama ile başkanını seçecek.
Son Dakika › Güncel › Istanbul Barosu'nda Başkanlık Yarışı 2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?