'İnsanlığın Sevgili Peygamberimize İhtiyacı Var' Konulu Konferans

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi, Türkiye Gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, "Peygamber efendimizi (s.a.v.) her yerde doğru şekilde tanıtmak, biz Müslümanlar için, bir insanlık, Müslümanlık ve vefa borcudur" dedi.

Samsun'un İlkadım ilçesinde bulunan İlim Yayma Vakfı Salonu'nda 'İnsanlığın Sevgili Peygamberimize İhtiyacı Var' konulu konferans düzenlendi.

Düzenlenen konferansın açılış konuşmasını yapan İhlas Holding Bölge Temsilcisi Ahmet Kadem Kaptı, Türkiye Gazetesi Samsun Bölge Temsilciliği'nin tertiplediği konferansa katılımlarından dolayı Prof. Dr. Ramazan Ayvallı'ya ve tüm misafirlere teşekkür etti.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis-i Şerif hocalarından, Türkiye Gazetesi yazarlarından, Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, 14 - 20 Nisan tarihlerinin Kutlu Doğum haftası olarak kutlandığını belirterek, "Bu hafta dolayısıyla, 18 Nisan'da Trabzon İlahiyat Fakültesi'nde, 19 Nisan'da Rize, İlahiyat Fakültesi'nde 20 Nisan'da ise İstanbul- Çekmeköy Müftülüğü'nde konferanslarım var. Bizim için bu ay sadece bir kutlu doğum haftası değil, kutlu doğum ayı mesafesidir. Niçin bu kadar konferanslar veriyoruz. Efendimizi her yerde doğru şekilde tanıtmak, biz Müslümanlar için, bir insanlık, Müslümanlık ve vefa borcudur" diye konustu.

Samsun'da 1982 ve 1984 yılları arasında görev yaptığını söyleyen Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, İhlas Holding Bölge Temsilcisi Ahmet Kadem Kaptı'ya da davetinden dolayı teşekkür etti. Prof. Dr. Ayvallı, "Bugün beni buraya davet eden İhlas Holding Bölge Temsilcisi Ahmet Kadem Kaptı beye çok teşekkür ediyorum. Samsun'un ben 1982-1984 yılları arasında suyunu içtim ekmeğini yedim. Buradan ayrılamadan önce sizlerle bu programı icra edelim dedik. Bugün haddimiz olmayarak sevgili peygamberimizden bahsedeceğiz. Peygamber efendimiz s.a.v'in mübarek torunları da aramızda bulunuyor. Onları görmekle de bugün şereflendik. Hz. Hasan efendimizin torunlarına şerifler, Hz. Hüseyin efendimizin torunlarına seyitler denilir. Aramızda seyitlerimiz de var. Sevgili peygamberimizin 4 kız 3 erkek çocuğu vardı. Kasım, Tayyip Abdullah ve bir de İbrahim, Hz. İbrahim, Hz. Mariye validemizdendi. Diğer kızları ve 2 oğlu Hatice annemizdendi. Bir tek Fatma (r.a) efendimizden sonraya kaldı diğerlerinin tamamı efendimizden önce vefat ettiler. Hz. İbrahim'i bir gün peygamberimiz bir dizine onu diğer dizine de Hz. Hüseyn'i oturtmuştu. Birisi oğlu birisi torunu, severken Cebrail (a.s) geldi. 'Ya Resululah, Allah-ü Teala bu iki emanetten birisini alacak. Ama tercihi sana bıraktı. Sen hangisini diyorsan Azrail (a.s) gelip onu kabzetcek' dedi. Peygamber efendimiz düşünmeye başladı. "Hüseyin'i al desem, ben üzüldüğüm gibi kızım Fatime ve damadım Ali de üzülür. Ben bağrıma taş basayım oğlum İbrahim'i feda edeyim ve Cebrail (a.s)'ma dönerek, "Ey Cebrail, İbrahim'i tercih ettim" dedi. Azrail (a.s) gelerek İbrahim'i kabzetti. Efendimiz, kabire bizzat kendi elleriyle koydu ve ağlamaya başladı ve kalp ağlıyor buyurdu" seklinde konuştu.

Seyitlerin ve şeriflerin günümüzde çok olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ramazan Ayvalı, "Dünyanın her tarafında var. Peygamber efendimizin ümmeti de çoktur. Efendim düşününüz, 313 resul var. 124 bin'den ziyade nebi var. Hepsinin toplamından peygamber efendimizin ümmeti daha fazladır. Peygamberimizin mübarek nesli bitmedi ve tükenmedi. Günümüzde halen var. Ashabı kiram hazeratı kalkmışlar Medine'den dünyanın dört bir yanına gitmişler. Neden gitmişler derseniz cevabı İslamiyeti yaymak içindir. Binlerce kilometreyi atla, deveye ya da yaya gittiler" dedi. - SAMSUN