Gazeteci – Yazar Emine Dolmacı'nın kaleme aldığı '28 Şubat'ın Haber Dükkanı/ Yalanlar Üstüne' isimli kitabı gazeteciler, iletişim fakültesi öğrencileri, basın ve halkla ilişkiler ajansları, iletişim danışmanları, internet medyası, sosyal medya uzmanları ve araştırmacılar için medya etiği konusunda önemli bir başvuru kaynağı.
60 OLAY, 60 HABER İNCELENDİ
Pozitif Yayınları'ndan çıkan kitapta, 1992-2013 yılları arasında basında (gazetelerde) yayımlanmış medya etik kurallarını ihlal eden 60 olay ve 60 haber inceleniyor. 28 Şubat sürecindeki haberlerin ağırlıklı olarak yeraldığı kitapta ayrıca ölüm oruçları, kanlı cezaevi müdahaleleri ile Gezi Olayları haberlerinden örnekler veriliyor.
Kitapta, sadece gazeteci ve gazetelerin medya etiğine aykırı haberleri değil mahkemeler ile Basın İlan Kurumu ve Basın Konseyi gibi kurumların tartışmalı cezaları, kararları, çelişkili uygulamaları örnekleriyle inceleniyor.
17 ARALIK SONRASINI YAZMAYA BAŞLADI
17 Aralık sonrasını da medya etiği açısından yazmaya başlayan Dolmacı'nın son kitabı, yeni başlayanlar için meslek ilkelerinin hiçe sayıldığı bu yeni süreci anlamak için iyi bir klavuz niteliğinde.
"BEN BU KİTAPTAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM"
Türkiye'de medya etiği denilince akla gelen ilk isimlerden Gazeteci – Yazar Alper Görmüş'ün önsözüyle yayımlanan kitapta Görmüş ve gazeteciler kitapla ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi:
Gazeteci – Yazar Alper Görmüş:
"…Bu önsözü bir itirafla bitireyim: Ben, mesleğinin son on beş yılında özellikle medya eleştirisi ve medya ahlakı üzerinde çalışan bir gazeteci olarak biliniyorum. Fakat bu kitaba konu olan meselelerle ilgili olarak ne kadar bilgisiz olduğumu ancak kitabı okuyunca anlayabildim.
Ben bu kitaptan çok şey öğrendim; hiç kuşkum yok ki, kitabı okuyanlar da çok şey öğrenecekler ve çok şaşıracaklar!"
"GAZETECİLER NEDEN SINIFTA KALIYOR?"
Gazeteci–Yazar Oral Çalışlar (Radikal Gazetesi Yazarı):
"28 Şubat 1997 müdahalesinde elinizdeki kitapta da görüldüğü gibi bizim gazetecilik mesleğimiz kötü bir sınav verdi. Aslında bu açıdan bakıldığı zaman gazetecilik, hiçbir zaman parlak bir geçmişe sahip olmadı.
"Büyük medya", "ana akım medya", merkezî iktidar gücünün parçası olarak şekillendi. Bu Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında da böyleydi, İsmet İnönü iktidarında da, hatta Adnan Menderes iktidarında da… Tabii asıl darbeler döneminde.
Bağımlılık, asıl olarak darbeler ve müdahaleler döneminde arttı. Bu nedenle 28 Şubat döneminde de ağır bir bunalımdan geçti medya. Tabii her baskı döneminin de aktörleri ortaya çıktı.
Türkiye açısından belki de en ilginç olanı, her daim baskı rejiminin, askerlerin, bürokrasinin yanında yer almayı becerebilenlerin hâlâ medya üzerindeki büyük etkileridir.
Emine Dolmacı'nın kitabını bu açıdan da okuyabiliriz. "Dün bunu söyleyenler, bugün ne yapıyorlar?" sorularına cevap bulabiliriz.
Demokrasinin olgunlaşmadığı ülkelerde medya, rejimin kötü bir kopyası olarak fotoğrafa yansıyor. Bu kitaptaki resim de budur."
"MEDYA, MEDYAYI SORGULUYOR"
Gazeteci–Yazar Bülent Korucu (Aksiyon Dergisi Genel Yayın Yönetmeni):
"Demokrasi sınavında karnesi zayıf bir medya ortamında yaşıyoruz. Yakın tarihimiz, sefer görev emrini alınca itirazsız koşan gazetecilerle dolu. 28 Şubat postmodern darbesi bunun en uç örnekleriyle kayıtlara geçti.
'Silahsız kuvvetler'in ön saflarda çarpıştığı günlerde gazeteciler, öncü birlik gibiydi. " Yargı, bunlardan hesap sormayacak mı?" tartışmalarının arasında gazeteci Emine Dolmacı, önemli bir çalışmaya imza atıyor. Yargının görev alanı ayrıca tartışılabilir ama öncelikle bu bir meslek suçu ve entelektüel cinayet. Ve gazetecilerin bu sorgulamayı, meslek pertevi ile yapmaları gerekliydi. Dolmacı'nın kitabı söz konusu boşluğu doldurmaya aday."
"ŞAHİT OLMAK…"
Gazeteci–yazar Abdurrahman Dilipak (Yeni Akit Gazetesi Yazarı):
"Bizler zamana ve mekâna şahit olmakla emrolunduk.. Hiç kimse dünyada olup bitenleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir… Bu dünyada yaptıklarımızdan da, yapmadıklarımızdan da hesaba çekileceğiz. Sonuçta bu hal ve hareketlerimizle ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla taşıyor olacağız ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun!
Emine Dolmacı, bir kadın gazeteci olarak şahitlikte bulunuyor… Haksızlıklar karşısında susmuyor… Bizim yaşadıklarımız bizden sonrakiler için baht kaynağı olsun diye, övgü ve sövgüden öte, bir gazeteci olarak toplumun gören gözü, işiten kulağı, hayrın sesi olma sorumluluğunu yerine getiriyor. Gelecek nesiller tarihî gerçekleri bu tanıklıklardan damıtacak… Emine Dolmacı'yı kutluyorum…"
Son Dakika › Güncel › İletişimciler İçin Medya Etik Kitabı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?