Ciner Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'le röportaj gerçekleştirdiği sırada, ses ayarını yapmak isteyen İHA muhabiri Ahmet Demir'e tokat atmıştı. Olayın sosyal medyaya yansımasının ardından Sarıkaya'ya büyük tepki gösterildi.
Yaşananların ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yapan ve "Kendimi kaybettim" diyen Sarıkaya'nın özrü de tepki gördü. Sosyal medya kullanıcıları, Sarıkaya'nın yaptığının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Tüm bu gelişmelerin yaşanmasının ardından Ciner Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya, görevinden istifa etti. Söz konusu istifa, Habertürk tarafından da doğrulandı.
Habertürk tarafından olayla ilgili önceden yapılan özür açıklamasında, "Habertürk TV'nin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Fatma Şahin'in konuk olduğu canlı yayınında Ankara Temsilcimiz Muharrem Sarıkaya'nın gerçekleştirmiş olduğu kabul edilemez ve izahı olmayan davranışından ötürü İHA Gaziantep kameramanı Ahmet Demir arkadaşımızdan, ailesinden, çalıştığı kurumdan ve tüm kamuoyundan Habertürk olarak içtenlikle özür dileriz" ifadeleri kullanılmıştı.
Tepkilerin odağındaki Muharrem Sarıkaya, Twitter hesabından yaptığı açıklama ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden istifa ettiğini duyurdu. Sarıkaya, İHA muhabiri Ahmet Demir'e, ani ve ölçüsüz bir harekette bulunduğunu ancak bunu bilinçli şiddet uygulamadığını belirterek, "Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu'nun, 42 yıllık meslektaşı hakkında isnat ettiği hükme ulaşmadan önce, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ni anımsaması gerekirdi" dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin kendisine yönelik tutumunu eleştiren Sarıkaya, "Yönetim Kurulunuz savunmaya ihtiyaç duymadan, 'Hakaret etmeniz, tokat atmanız…' diyerek hüküm veriyor. Kitlelerdeki zihniyetin tekleşmesi kanununun, TGC yönetimine de hâkim olduğuna tanıklık ediyorum" görüşünü dile getirdi.
Sarıkaya'nın açıklamaları şöyle:
"TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETİM KURULU'NA
Tarafıma yolladığınız 21 Aralık 2021 tarih ve 590/E-157 sayılı mektubunuzu aldım. Yayında yaşananlara hiçbir mazeret aramayacağımı, tekrar yaşanmaması için genç nesillere meslek hatası olarak aktaracağımı daha ilk günden belirttim. Size vereceğim yanıt, hataya mazeret şekline dönüşebilir diye savunma yapmıyorum. Amacım tarihe not düşmektir.
Ardı sıra gelen teknik aksaklıklar sırasında, istemeden yapılan bir hareketin, ne denli büyük sorunlara yol açacağının, kimlere fırsat yaratacağının ve nasıl bir olumsuz mesleki deneyime yol açabileceğinin bir de benim cephemden görülmesi için yazıyorum. Gazeteciliğin her aşamasında bulunmuş, emeği ile bu günlere gelmiş, gazetecilik dışında başka iş yapmamış biri olarak, bir basın emekçisine karşı yaptığım davranış hataydı.
Yaşamımın ve 42 yıllık meslek hayatımın hiçbir aşamasında arkadaşlarımın kişiliğine yönelik kötü söz söylemedim, şiddet uygulamadım. Yetişme kültürümde olmayan, stres altında içimden yükselen hiddetli çocuk davranışının şimdi çilesini çekiyorum.
Detaylarına girmeyeceğim, nedenlerine sığınmayacağım… Öfke kontrolü yapamadım. Canlı yayını fiilen imkansızlaştıran, neredeyse bilinçli diyebileceğim müdahalelere karşı yayını koruma hassasiyetime yenik düştüm. Ani ve ölçüsüz bir tepki idi ama bilinçli şiddet değildi.
Hata yaptığımı anında fark ettiğim için de yayın biter bitmez kameraman Ahmet Demir'den ve İHA Bölge Müdürü Orhan Akın'dan özür diledim. Bir saat sonra ve ertesi gün tekrar arayıp özrümü yineledim. Bunları da detay kamerası çekiminin, iki gün sonra sosyal medyaya gizlice servis edilmek üzere kaydedildiğinden habersiz yaptım. Her üç konuşmamızda, kendileri de yaşananları canlı yayın stresine bağlı bir durum olarak görüp, özrümü kabul etti.
Önü arkası incelenmeden, sosyal medyada bilinçli alevlendirilen amaçlı lince, medyada birilerine kin kusmak için aportta bekleyen arena kitlesi ruhlu kişilere TGC Yönetim Kurulu'nun da katıldığını görüyorum. Kitlelerdeki zihniyetin tekleşmesi kanununun, TGC yönetimine de hâkim olduğuna tanıklık ediyorum. Mektubunuzda, "Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak, 20 Aralık 2021 günü yaptığı toplantıda bu olayın değerlendirildiğini" belirtiyorsunuz.
"Toplantıda meslektaşınız İhlas Haber Ajansı kameramanı Ahmet Demir'e hakaret etmeniz, tokat atmanız TGC Tüzüğü'ne, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ne, meslek onur ve saygınlığına aykırı bulunmuştur…" diyorsunuz.
Yönetim Kurulunuz savunmaya ihtiyaç duymadan, "hakaret etmeniz, tokat atmanız…" diyerek hüküm veriyor. Sosyal medyaya sızdırılan kayıtlarda da görüleceği gibi, o yayında ve sonrasında hiç kimseye "hakaret" etmedim.
Ani ve ölçüsüz bir harekette bulundum, bilinçli şiddet uygulamadım. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu'nun, 42 yıllık meslektaşı hakkında isnat ettiği hükme ulaşmadan önce, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ni anımsaması gerekirdi.
TGC ödüllerini almış bir gazeteci olarak, yaşamım boyunca sergilediğim mesleğime olan saygıyı, etiği, meslek onurunu koruma çabası ve bedelini ödeme iradesini, bu mektubun yollanmasına aracılık edenler de bundan böyle gösterebilmiş olsun. Başta da belirttiğim gibi, yazdıklarım ne bir mazeret ne de bir savunmadır; tarihe düşülmüş nottur. Hatasını anlayıp anında özür dileyen, mesleğine kendi kararıyla ara veren tarafıma yargısız infaz uygulayan Yönetim Kurulunuzun işini kolaylaştırmak için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden istifa ediyorum."
Son Dakika › Güncel › İHA kameramanına tokat atan Muharrem Sarıkaya, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden de istifa etti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?