İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Vakit elin oğlundan insansız hava aracı isterken ve bize verilemezken şu anda savunma sanayimizin milli ve yerli oranını yüzde 60'tan yüzde 80'e çıkarma vaktidir. Vakit kendi arabamızı, kendi uçağımızı yapma vaktidir. Vakit güçlü ve özgür Türkiye vaktidir." dedi.
Bayrampaşa Yıldırım Mahallesi'ndeki ramazan etkinlik alanında vatandaşlara hitap eden Soylu, Türkiye'nin düşürüldüğü her zorluktan güzel başlangıçlar yaparak çıkmasını bilen bir ülke olduğunu söyledi.
Bu konuda Türk tarihinden örnekler veren Soylu, şöyle konuştu:
"Biz büyük bir milletiz ve Allah bize bu topraklarda hep güzel başlangıçlar nasip etti. Bizi zora düşürdüler ancak bu millet o zordan çıktı. Yine demokrasi dedik, millet dedik. Demokrasiyle güzel başlangıçlar yaptık. Tam 300 yıl boyunca gerileme dönemine mahkum edilen bir Türkiye, değerlerimize gem vurulmaya çalışılan Türkiye, AK Partiyle güzel bir başlangıç yaptı. Biz eski Türkiye değiliz. Bugün okyanus ötesinden ayar çekilen bir Türkiye de değiliz. Biz kardeşi kardeşe düşüren ve onun üzerinden 'istediğimiz gibi sizi idare ederiz' denilen bir Türkiye de değiliz. Bilmenizi istiyorum ki bu ülkenin Cumhurbaşkanı dünyanın neresine gidiyorsa gitsin ay yıldızın şerefiyle gidiyor. Hangi ülkenin meclisine gitmişsek saatlerce ayakta alkışlanan bir Cumhurbaşkanına sahibiz. Hangi meclise hangi ülkeye gitmişsek dakikalarca ayakta alkışlanıyoruz. Sadece Cumhurbaşkanı değil bu ülkenin asaleti alkışlanıyor. Şimdi yeni bir başlangıca başlıyoruz. Güçlü bir meclisle yeni bir başlangıç yapıyoruz. Milletin ihtiyaçlarını gören, kendi işini yapan, demokrasiye sıkı sıkı bağlı, milletle beraber olan bir parlamentoyla başlangıç yapıyoruz."
"Zaafiyete tahammülümüz yok"
Türkiye'nin artık dışarıdan kolayca operasyon çekilecek bir ülke olmadığını ifade eden Soylu, "Şimdi yepyeni bir sistemle hedefini koyan, milletine verdiği sözü yerine getirmeye çalışan güçlü bir Türkiye. Bizim zaafiyete tahammülümüz yok. Zaafiyet bu ülkeye yakışmaz." dedi.
Soylu, şöyle devam etti:
"Bugün ayakta duruyorsak kalbinde iman olan insanları başkasının zulmünde bırakmadığımız içindir. Rahmetli Menderes nasıl 1950'lerde bu büyük ev sahipliğini yaptıysa, aynısını rahmetli Özal 1989'da yaptı. O gün 'Bu insanlar gelirse Türkiye iflas eder' dediler. Allah'ın izniyle bu memleket batmadı daha da büyüdü. Saddam'ın kimyasal silahından kaçanlar da geldi. Biz büyük bir milletiz çünkü. Şimdi Suriyeliler... Dünyanın neresine gidersek gidelim en mutlu olduğum şey ne biliyor musunuz? Bütün dünya onları ezerken, onlardan korkarken o 3,5 milyon insana ev sahipliği yapıp sahip çıkmak."
"Evlatlarımız gereğini yaptı"
Türkiye'nin sınır ötesi ve yurt içindeki terörle mücadele çalışmalarına değinen Soylu, mücadelenin başarılı bir şekilde devam ettiğini kaydetti.
Hakkari'de dün kalekol inşaatına düzenlenen saldırıyı hatırlatan Soylu, "Sabah 03.00 gibi bizim karakolumuza roket atmaya çalıştılar. Bizim evlatlarımız hiç merak etmeyin gereğini yaptılar. O toprakları çok iyi biliyorum. Son 1 yılda 22 kez Yüksekova'ya gittim. Orada annelere de söyledim, bu barış ortamına sahip çıkın. Şimdi terörün finans kaynaklarını kestik hem de oradaki çocuklarımızı dağlara götürüyorlardı. Sizin dizinizin dibinden kızlarınızı alıp dağlara götürdüler. Orada o insanlara söz verdim çocuklarınızı bir daha dağa kaçırırlarsa hakkınızı helal etmeyin.' diye." ifadelerini kullandı.
Turizm ve ekonomideki kalkınma hamlelerine değinen Soylu, 15 Temmuz darbe girişimine rağmen yatırımlarına ara vermeyen Türkiye'nin büyük oranda büyüdüğünü dile getirdi.
"Vakit güçlü ve özgür Türkiye vaktidir"
Türkiye'nin engellenmeye çalışılmasına rağmen yoluna devam ettiğini bildiren Soylu, şöyle devam etti:
"Bu milleti ne zaman düşürmeye çalıştılarsa 2011'de millet gitti sandıktan çıktı, 2014'te millet gitti sandıktan çıktı, 2015'te millet gitti sandıktan çıktı. 2016'da millet referandumda sandıktan çıktı ve 15 Temmuz'da verdiği reyin namusu için çıplak elleriyle beraber tankın önüne çıktı. Şimdi yeni bir anlayışa doğru gidiyoruz. 24 Haziran sadece bir seçim değildir. Bu ülkede başbakan astılar. Bu ülkede insanları başörtülü başörtüsüz diye ayırdılar. Çocukları okutmadılar, bizi birbirimize düşürmeye çalıştılar. Şimdi o tarihi kapatmanın, Türkiye'yi yepyeni aydınlık günlere açmanın günüdür 24 Haziran. 24 Haziran Türkiye vaktidir. Vakit şehir hastanelerini her yere yayma vaktidir. Vakit bölünmüş yollardır. Vakit havalimanlarıyla her yere ulaşma vaktidir. Vakit barışı,istikrarı, hürriyeti getirme vaktidir. Vakit elin oğlundan insansız hava aracı isterken ve bize verilemezken şu anda savunma sanayimizin milli ve yerli oranını yüzde 60'tan yüzde 80'e çıkarma vaktidir. Vakit kendi arabamızı, kendi uçağımızı yapma vaktidir. Vakit güçlü ve özgür Türkiye vaktidir."
Türkiye'nin AK Parti ile birlikte öz güvenine kavuştuğunu dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Batı, ABD ne derse bir önemi yok. Türkiye ne derse siz ne derseniz önemli olan odur. Hiçbir şey yapılmamış olsun bir tek şey yapıldı. Bu millet öz güvenine kavuştu. İşlerimizi tamamlamak için onayı aziz milletimizden istiyoruz. Millet ne yaparsa başımızın üzerinde yeri var. İnanıyorum ki ülkemizin coğrafyamızın yarınları aydınlık olacaktır. Merak etmeyin bugün dünden daha güzel. Bilin ki yarın bugünden çok daha güzel olacak."
Uyuşturucu ile mücadele çalışmalarının da aralıksız sürdüğüne dikkati çeken Bakan Soylu, yaptıkları operasyonların başarılı şekilde devam ettiği kaydetti.
"Annelere sesleniyorum" diyen Süleyman Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sadece ocak ayından bu yana 5 bin uyuşturucu satıcısını tutukladık. Ama yetmez. İnanın bütün arkadaşlarımız büyük bir mücadele ortaya koyuyor. Terörle nasıl mücadele ediyorsak, organize suç çeteleriyle nasıl mücadele ediyorsak uyuşturucuyla da aynı şekilde mücadele ediyoruz."
Programa Bayrampaşa Belediye Başkanı Atilla Aydıner ile AK Parti milletvekili adayları da katıldı.
Son Dakika › Güncel › İçişleri Bakanı Soylu: 'Vakit Kendi Arabamızı, Kendi Uçağımızı Yapma Vaktidir' - İstanbul - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?