İçişleri Bakanı Muammer Güler, Swissotel'de gerçekleştirilen "İpek Yolu Göç Ortaklığı" gündemli Budapeşte Süreci 5. Bakanlar Konferansı'ndan sonra basın mensuplarını bilgilendirme toplantısı yaptı. Toplantıya Güler'in yanı sıra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İçişleri Bakanlığı İltica Göç Bürosu Sorumlu Yöneticisi Mülkiye Baş Müfettişi Atilla Toros, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Seyfullah Hacımüftüoğlu ve İçişleri Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Daire Başkanı Abdurrahman Korucu da katıldı. Bakan Güler, toplantıda konferans ve göç, iltica, insan ticareti ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele gibi konularla ilgili yapılan yasal ve kurumsal değişikliklerle ilgili bilgiler verdi.
"ÜLKEMİZ GÖÇ KONUSUNDA HIZLA HEDEF ÜLKE KONUMUNDA"
Toplantıda konuşan Güler, Türkiye'nin 2006 yılından bu yana başkanlığını yürüttüğü 53 üye ülke ve 14 uluslararası kuruluşun yer aldığı Budapeşte Süreci 5. Bakanlar Konferansı'nda 15 bakan ve 13 bakan yardımcısının yer aldığını ifade etti. Budapeşte sürecinin düzenli göç için kapsamlı ve sürdürülebilir politikalar geliştirmeyi amaçlayan bir forum olduğunun altını çizen Güler, "Süreç, düzenli ve düzensiz göç, iltica, insan ticareti ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele, geri kabul gibi konularda bilgi ve en iyi uygulamaların paylaşılması amacıyla oluşturulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti adına İçişleri Bakanlığı'nca başkanlığını yürüttüğümüz süreç, göç alanında kaynak, güzergah (transit) ve hedef ülkeler arasında diyaloğun geliştirilmesi ve politika oluşturulması için önemli bir platformdur.Güler, Türkiye'nin bir yandan göç konusunda uluslararası alandaki çabaları diğer yandan da yasal ve kurumsal yapılanmasını sürdürdüğünü belirtti. Güler, "Bu anlamda, bakanlığımızca yaklaşık dört yıllık bir emeğin sonunda şeffaf ve katılımcı bir süreç izlenerek hazırlanan 6458 sayılı 'Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu' 11 nisan 2013 tarihinde resmi gazetede yayımlanmıştır. Türkiye, doğusunda yer alan bazı istikrarsız ülkelerle, batısında bulunan belli bir refah düzeyine ve insan hakları standartlarına sahip, aynı zamanda göçmen işgücüne de ihtiyaç duyan Avrupa ülkeleri arasında köprü konumunda bulunmaktadır. Türkiye'nin 2000'li yıllardan sonra, belirgin bir şekilde artan ekonomik, siyasi ve politik gücü, göç hareketleri için çekim unsuru oluşturduğundan; ülkemiz göç konusunda hızla hedef ülke konumuna gelmeye başlamıştır. Ülkemizde son 17 yılda yaklaşık 920 bin düzensiz göçmen yakalanmış, yaklaşık 120 bin iltica ve sığınma başvurusu yapılmıştır. Hali hazırda, 53 bin civarında iltica ve sığınma başvuru sahibinin işlemleri devam etmektedir. Ayrıca, 2012 yılında yaklaşık 310 bin yabancıya da ikamet izni verilmiştir" diye konuştu.
"5682 VE 5683 SAYILI KANUNLAR İHTİYAÇLARI KARŞILAMADA YETERSİZ"
1950 yılında o günün şartlarıyla düzenlenen 5682 sayılı pasaport ve 5683 sayılı yabancıların Türkiye'de ikamet ve seyahatleri hakkındaki kanunun artık ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını söyleyen Güler, "Yabancılar ve uluslararası koruma kanunu ile birlikte idari sistemimiz, taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalara ve çağın gereklerine uygun şekilde, insanı merkez alan bir anlayışla yeniden ele alınmış, uluslararası koruma alanı ise ilk kez kanunla düzenlenmiştir.Yeni kanunun sahadaki uygulamaları bir o kadar önemli olacaktır. Yabancılar ve uluslararası koruma kanunu, üç ana kısımdan oluşmaktadır. Birincisi, yabancılar, ikincisi uluslararası koruma, üçüncüsü ise göç idaresi genel müdürlüğü teşkilat ve görevleridir" dedi.
"DENİZ LİMANLARINA GELEN YABANCILARDAN 72 SAATE KADAR VİZE İSTENİLMEYEBİLECEKTİR"
Yabancılar ve uluslararası koruma kanunu ile yabancılara tanınacak temel hak ve hürriyetler ile kamu düzeni ve güvenliğinin korunması arasında denge kurmayı amaçladıklarını ifade eden Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: Ülkemizin kısa, orta ve uzun dönemli göç politika ve stratejileri 'Göç Politikaları Kurulu' tarafından geniş katılımla belirlenecektir. Kurul içişleri bakanının başkanlığında ilgili bakanlıkların müsteşarlarından oluşmaktadır. Vize, ülkemiz için lokomotif sektör olan turizmin teşvik edilmesine dair elverişli hükümler getirilmektedir. Örneğin, ülkemizin deniz turizminden hak ettiği payı alabilmesi hedefiyle, deniz limanlarına gelen yabancılardan 72 saate kadar vize istenilmeyebilecektir. Düzensiz göçle mücadele çerçevesinde, AB ülkelerinde olduğu gibi risk grubundaki ülke vatandaşlarına Türkiye üzerinden geçişlerinde 'Havalimanı transit vizesi' uygulanabilecektir. Bununla ülkemizden transit geçiş yapacak yabancıların, hedef ülkelerce kabul edilmeme riskine karşı önlem alınmış olacaktır. Vize, ikamet ve çalışma izni gibi işlemlerde bürokrasi ve kayıt dışılık azaltılacaktır. Yabancılar, ilk ikamet izinlerini daha ülkelerinde iken Türk konsolosluklarına başvurarak alacaklardır. Örneğin, yatlarıyla limanlarımıza gelen yabancıların, ikamet izni almak için valiliğe gitmeleri, en çok yakınılan konuların başında gelmektedir. Çalışma izinleri aynı zamanda ikamet izni yerine de geçecektir. Böylece ikamet izni almak için zaman harcanmadan, yabancının çalışmaya başlaması mümkün hale getirilmektedir.Ayrıca, yabancıların iş ve işlemleri esas itibariyle valiliklerimizce yapılacaktır. Böylece bürokratik işlemler olabildiğince azaltılacaktır. Mali durumu elverişli olan, kamu düzeni ve güvenliği yönünden sakıncası bulunmayan yabancıların Türkiye'de uzun sürelerle kalmaları teşvik edilecektir. ikamet izinleri, kalış amaçlarına bağlı olarak 6 farklı türde verilecektir.Bunlar, kısa dönem ikamet izni, aile ikamet izni, öğrenci ikamet izni, uzun dönem ikamet izni, insani ikamet izni, insan ticareti mağduru ikamet izni olacaktır.
KESİNTİSİZ 8 YIL İKAMET İZNİYLE KALAN YABANCILARA UZUN DÖNEM İKAMET ALMA HAKKI
Güler, bilimsel araştırma yapacak yabancılara, Türkiye'de gayrimenkul sahibi olanlara, ticari ilişkiler tesis etmek üzere gelenlere ve turizm amacıyla bulunanlara bir yılla başlayan ve uzatılabilen ikamet izni verilmek suretiyle 'teşvik edici izin sistemi" getirildiğini belirterek, "Örneğin, tedavi amacıyla Türkiye'ye geleceklere bittiğinde uzatılabilecek kısa dönem ikamet izni verilebilecektir. Türkiye'de kesintisiz 8 yıl ikamet izniyle kalan yabancılar, süresiz ve ücretsiz olan uzun dönem ikamet izni almaya hak kazanacaklardır. Özellikle emeklilik sonrasında güney bölgelerimize yerleşmiş yabancılar bu uygulamadan önemli ölçüde istifade edeceklerdir. Yabancılardan ülkemizde ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenim görenler haftada en fazla 24 saat, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ise saat sınırlamasına bağlı kalmaksızın, çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığından çalışma izni almaları kaydıyla çalışabileceklerdir. Özellikle tarım ve turizm sektörlerinde çalışmak üzere ülkemize mevsimlik işçiler gelmektedir. Bu kişilerin ülkemizde çalışmasıyla ilgili düzenlemelerde eksiklerimiz bulunmaktadır. Kanunla oluşturulan 'Göç politikaları kurulu' ilgili bakanlıkların görüşünü de alarak mevsimlik işler için gelecek yabancıların tabi olacakları esas ve usulleri belirleyecektir. Kanunun ruhu, milletimizin insani yüzünü ifade etmektedir. Örneğin, aile içi şiddete maruz kalan yabancı kadın ve çocukların ikamet izinleri konusunda pozitif ayrımcılık yapılarak; Türkiye'de kalışları yasal güvenceye alınmaktadır. Vatansız olup herhangi bir devletin korumasından yoksun olan kişilerin hakları, ilk defa açık bir şekilde kanunla düzenlenmektedir. Kaçak çalışanların tespiti ve sınır dışı edilmeleriyle ilgili etkin ve caydırıcı hükümler düzenlenmiştir. Örneğin, yeterli maddi imkana sahip olmayan yabancılara vize verilmeyecektir" dedi.
İNSAN TİCARETİNİN ÖNLENMESİ İÇİN AYRI BİR KANUN TASARISI
Vizesi bitenlerin, ikamet izni olmayanların durumları uygun kayıt altına alınacağını değilse sınır dışı edileceklerini kaydeden Güler, "'Yabancılar için en ağır idari yaptırım olan sınır dışı ve buna bağlı idari gözetim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına uygun olarak yeniden düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 80'inci maddesinde yer alan insan ticareti suçunun önlenmesi ve bu suçun mağdurlarının korunması amacıyla, göç idaresi genel müdürlüğü bünyesinde ayrı bir daire başkanlığı görev yapacaktır. Bununla birlikte bakanlığımızca, insan ticaretinin önlenmesi ve mağdurların korunmasına ilişkin ayrı bir kanun tasarısı taslağı üzerindeki çalışmalar da tamamlanmak üzeredir. Uluslararası koruma kapsamında olan yabancılara ikamet tezkeresi yerine geçerli ve harca tabi olmayan kimlik belgesi tanzim edileceğinden; ikamet tezkeresi harcıyla ilgili yıllardır süregelen problem çözüme kavuşturulmaktadır. Mültecilerin hukuki durumuna dair Cenevre Sözleşmesine uymaması nedeniyle koruma sağlanamayan, ancak geri gönderildiği takdirde hayati tehlikesi bulunan yabancılar için kanunla ilk defa ikincil koruma statüsü getirilmektedir. Sınırdışı edilecek yabancıların barındırıldığı geri gönderme merkezleri ile uluslararası koruma talep eden yabancıların barındırıldığı kabul ve barınma merkezlerinin, Türkiye Kızılay derneğine devri mümkün olacaktır" dedi.
GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1885'İ UZMAN 3 BİN 5 PERSONEL BULUNACAK
Göç alanına ilişkin iş ve işlemleri yürütmek ile göç politika ve stratejilerini uygulamak üzere İçişleri Bakanlığı'na bağlı sivil ve uzmanlaşmış yapıda göç idaresi genel müdürlüğü kurulduğunu söyleyen Güler, konuşmasını şu şekilde tamamladı: Genel müdürlüğün 3 bin 5 personeli bulunacaktır. Bu personelin bin 885'i göç uzmanlarından oluşacak, ayrıca genel müdürlükte sosyolog, psikolog, sosyal çalışmacı ve mütercim gibi unvanlarda personel istihdam edilecektir. Göç idaresi genel müdürlüğü, genel itibariyle yabancıların vize ve ikamet işlemleri, sınırdışı idari gözetim işlemleri, uluslararası korumaya ilişkin iş ve işlemler, uyum (entegrasyon) faaliyetleri, vatansızlarla ilgili iş ve işlemler ile insan ticareti mağdurlarının korunmasına ilişkin iş ve işlemlerden sorumlu olacaktır. Halihazırda emniyet genel müdürlüğünce yürütülen bu görevler; teşkilatlanmayla birlikte önümüzdeki bir yıl içinde göç idaresi genel müdürlüğünce yürütülmeye başlanacaktır. Genel müdürlüğün, merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatı bulunacaktır. Göç idaresi genel müdürlüğü'nün, yurt dışında teşkilatı bulunacaktır.Yabancıların yurt dışından yapacakları vize ve ikamet izni başvuruları, bakanlığımız göç uzmanları vasıtasıyla sonuçlandırılacaktır. Ayrıca ülkemiz açısından düzensiz göçe kaynak teşkil eden ülkelerde de bakanlığımız görevlileri bulunacak ve düzensiz göçmenlerin süratle ülkelerine dönmeleri sağlanacaktır."
Güler, toplantının ardından basın mensuplarıyla öğlen yemeğinde bir araya geldi.
Son Dakika › Güncel › İçişleri Bakanı Güler'den Önemli Açıklamalar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?