İZMİR'in Çeşme ilçesinde komi olarak çalıştığı otelde elektrik akımına kapılarak, hayatını kaybeden 16 yaşındaki Hüseyin Coşgun'un anne babası, acılarını aynı adı verdikleri 10 aylık oğulları ile dindirmeye çalışıyor. Anne Şafer Coşgun, "Her gece 'Bugün rüyama gelsin de öpeyim, koklayayım' diye Allah'a dua ediyorum" diyerek, gözyaşı döküyor.
İzmir'deki özel bir sağlık meslek lisesinde okuyan Hüseyin Coşgun, eğitim masraflarını karşılamak için Çeşme'de bir otelde komi olarak çalışmaya başladı. Ancak 15 Temmuz 2016 günü elektrik akımına kapılarak, hayatını kaybetti. Olayın ardından otelin idari işler sorumlusu K.A. ve elektrik teknisyeni İ.B. hakkında Çeşme 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan dava açıldı. Mahkeme, yargılama sonunda 2 sanığ 4'er yıl 5'er ay 10'ar gün hapis cezasına çarptırdı.
HÜSEYİN RAMAZAN İLE TESELLİ BULUYORLAR
Oğullarının ölümüyle yıkılan baba Halil ve anne Şafer Coşgun, 10 ay önce dünyaya gelen oğullarına, hiç tanıyamayacağı ağabeyinin adını verdi. 11 Mayıs 2018 tarihinde doğan Hüseyin Razaman ile teselli bulmaya çalışan çift, oğullarının ölümünün gerçek sorumlularının yargılanmadığını öne sürdü.
Bir fabrikada operatör olarak çalışan Halil Coşgun (44), oğlunun ölümünden sonra hayattan koptuklarını anlatarak, yaşadıkları acının tarifi olmadığını, hiçbir kelimenin kendilerini teselli etmeye yetmediğini ifade etti. Baba Halil Coşgun, ağlayarak "Eskiden uçan kuş bizi sevindirirdi. Ağaç sesi bizi heyecanlandırırdı. Şimdi hiçbir yerden zevk alamıyoruz. Oğlumuzla birlikte biz de öldük" dedi. Hüseyin Ramazan ile teselli bulmaya çalıştıklarını anlatan baba, "Çocuğumuz doğduktan sonra biraz kendimize gelmeye başladık ama kaç çocuk olursa olsun oğlumun yeri ayrı. Bizim derdimiz kimseden para pul almak değil. Gerçek sorumluların yargılanmasını istiyoruz sadece" diye konuştu.
'HER GECE RÜYAMA GELSİN, DİYE DUA EDİYORUM'
Anne Şafer Coşgun (43) da Hüseyin'in ölümünün ardından kendilerinin de diri diri mezara girdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"O benim biricik evladımdı, canım ciğerimdi. Onun yokluğunda biz yaşamadık. O mezara girdi, biz yaşadığımız halde öldük. Küçücük yavrum geliyor da benim gözyaşlarımı siliyor. Ağlamadan yatağa girdiğim bir günüm yok. Her gece Allah'a dua ediyorum, 'Bugün rüyama gelsin de öpeyim, koklayayım' diye. Çocuğum 16 yaşındaydı. Buna sebep olanlar nasıl evlatlarına sarılıp da yatıyor? Hiç mi Hüseyin gözlerinin önüne gelmiyor, vicdan azabı çekmiyorlar? Onun yokluğuna alışamıyorum. Biz onlardan para istemiyoruz. 'Sara hastası, nöbet geçiriyor' diye, oğluma orada bakmayan insanların yargılanmasını istiyorum. Benim oğlum toprak oldu, toprak. Oğlumu hayattan koparan gerçek suçluların yargılanmasını istiyorum."
'DAHA ONU ASKERE GÖNDERECEKTİM'
Oğlunu özel okula göndermek için tuvalet temizliği yaptığını söyleyen Şafer Coşgun, "Tuvaletleri temizleye temizleye oğlumu özel okullara gönderdim. Daha askere gönderecektim, evlendirecektim. O çok istediği diplomasını da, oğlumuzun yerine gidip biz aldık. Çok üzgünüm. Hüseyin'in iş kazasında ölenlerin sesi olması istiyorum. Kimse böyle ihmaller yüzünden ölmemeli" dedi.
- İzmir
Son Dakika › Güncel › Hüseyin'in Acısını Aynı Adı Verdikleri Oğullarıyla Unutmaya Çalışıyorlar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?