Mmg'den HOPA MANİFESTOSU
Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Genel Başkan Yardımcısı Jeofizik mühendisi Kadem Ekşi, Hopa'daki sel felaketinin ardından yapılan açıklamaların, hala sorunların çözümüne inmek yerine kısa vadeli hasar tespiti ve kriz yönetimiyle geçici çözümlere itibar edildiği izlenimi verdiğini söyledi. Yaşanan felaketin, doğaya meydan okuyan, mühendislik ve mimarlık biliminin en temel kurallarına sırtını dönen yanlış şehirleşme modelinin bir sonucu olduğunu vurgulayan Ekşi, ders alınmadığı takdirde gelecekte daha büyük felaketler yaşanabileceğini de ifade etti.
HES HAFRİYATLARI DERE YATAKLARINA BOŞALTILDI
Doğal yapıyı bozduğu için eleştirilen HES'lerin yapımında tünellerden çıkarılan hafriyatların dere yataklarına boşaltıldığını vurgulayan Kadem Ekşi, yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Dere yataklarında, tek taraflı yapılan bu müdahalenin zararları şu an karşı yamaçlarda oluşan aşınma ve heyelanlar ile çok net bir şekilde görülmektedir. Yüksek yağışla birlikte doğal dengesi bozulan bu alanlar, toprağın ciddi bir şekilde akmasına neden olmaktadır. Ağaçlar ve serbest haldeki kaya parçaları, menfez ve köprü altlarına yığılarak bu sonuçlar oluşmaktadır. 'Derelere dokunmayın, dere yataklarını bölgede açılan tünel güzergahları içinden çıkardığınız malzemelerle doldurarak daraltmayın' dedik. Dere yataklarında kontrolsüz yapılaşmaya dur denilmelidir. Kanyon tipli vadilerde HES projelerinin malzeme atıklarının çok büyük felaketlere yol açacağı kesindir. Kontrolsüz, vahşi bir şekilde bölgede çalışan taş ocakları derhal kontrol altına alınmalıdır."
MMG'NİN HÜKÜMETTEN İSTEKLERİ
Kadem Ekşi imzasıyla yayınlanan açıklamada ayrıca, Mimar ve Mühendisler olarak hükümetin titizlikle uyması istenilen politikalar da şöyle sıralandı:
"Acilen yetki karmaşası giderilerek yetkiler tek bir yerde toplanmalıdır. Burada doğal afetleri önceden tahmin edecek bir erken uyarı sistemi oluşturulmalıdır. Bakanlık yetkileri ile yerel yönetimler acil önlem planları oluşturmalı, uygulamalı ve takip etmelidir. Uymayan yerel yönetimlere ise yaptırım uygulamalıdır. Tarım arazilerinin yerleşime açılması politikasına son verilmelidir. Dere ıslah yöntemlerimiz yanlıştır, dere ıslahı adı altında dereler betonlaştırılarak, doldurularak su taşkınlarına adeta çanak tutulmaktadır. Dereler yerleşime kapatılmalıdır. Afet riski olan tüm kentlerimizde mühendislik ve mimarlık biliminin gereklerine uygun bir şehir planlaması yapılmalı ve doğaya meydan okuyan azman yapılaşmaya son verilmelidir. Şehirlerde üst yapı, yani bina stoku oluşmadan önce alt yapıyla ilgili çalışmalar, şehrin anayasası niteliğindeki imar planlarına göre yapılıp daha sonra binaların, diğer yapı elemanlarının yapımına geçilmelidir. Kriz yönetimi yerine risk yönetimine ağırlık verilmelidir. Akarsu yataklarını belirleme, düzeltme ve düzenleme, sel kontrol tesisleri, yağmur suyu drenaj sistemi, binaların taşınması, yükseltilmesi gibi yapısal ve mühendislik yaklaşımları yapılmalıdır. Ayrıca sel yatağındaki arazileri kamulaştırma, yerleşimlerin yer değiştirmesi, özel kullanım ve yapı izinleri, nehirlere ait sulak alanların geri verilmesi, halkın bilinçlendirilmesi, sel müdahale planlarının yapılması ve sel sigortası gibi yapısal olmayan yaklaşımlar da yürürlüğe konulmalıdır. Bunlar 'Sel Master Planı' gibi kapsamlı bir projeyle ve tüm disiplinleri kapsayacak şekilde Havza Planlaması yapılarak hayata geçirilmelidir."
Son Dakika › Güncel › Hopa'da Sular Çekildi, Çamur ve Balçıkla Mücadele Sürüyor (3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?