Hatay'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, sözde "Hatay sıkıyönetim komutanı" olarak belirlenen dönemin 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hasan Polat'ın da aralarında yer aldığı 39'u tutuklu, 3'ü tutuksuz, 2'si firari 44 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasına devam edildi.
Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, o dönem Hatay'da 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı, 121. Serinyol Er Eğitim Alayı ile Garnizon Komutanlığında görevli askerler, görevden ihraç edilen polisler ve muhtarın da aralarında bulunduğu tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Tutuklu yargılanan sanıkların savunmaları, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedildi.
TSK'da yuvalanan terör örgütü mensuplarınca hazırlanarak kuvvet komutanlarına gönderilen sözde "Sıkıyönetim Direktifi" adlı belgede ismi yer aldığı hatırlatılan tutuklu sanıklardan eski Deniz Üs Kurmay Başkanı Süleyman Çelik'in savunması istendi.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirten Çelik, 9-24 Temmuz tarihlerinde tüm yetkilerini devrederek yıllık izne çıktığını anlattı.
Darbe girişimi gününden bir gün önce ailesiyle birlikte Ordu ilinde olduğunu belirten Çelik, 22.00 sularında kardeşinin kendisini arayarak "Abi, tanklar köprüyü kapatmış, neler oluyor?" diye sorduğunu söyledi.
Ardından televizyonu açtığını ve kalkışmadan haberdar olduğunu aktaran Çelik, şöyle devam etti:
"Bulunduğum yerde telefonum çekmiyordu, kayınvalidemin telefonundan 16 Temmuz sabahı üs komutanımı aradım. 'Ordu'dayım, bir emriniz var mı?' diye sordum. Bana 'Yok' dedi. Sonra 'Seni üs komutanı yapmışlar' dedi, şaşırdım, 'Nasıl olur komutanım, siz üs komutanımızsınız' dedim. 'Hayır, darbeciler seni üs komutanı yapmış' dedi. Geleyim mi ? diye sorduğumda 'Hayır' yanıtını verdi. Sonra üs komutanım beni tekrar arayıp evimde ve iş yerimde arama yapıldığını söyledi, gelmemi istedi. 18 Temmuz'u sabahı otobüsle yola çıktım."
Daha sonra 21 Temmuz günü gözaltına alındığını belirten tutuklu sanık Çelik, darbe girişiminde görev almadığını ve hiçbir zaman da TSK'nın emir komuta zincirinden dışarı çıkmadığını söyledi.
Mahkeme başkanının Sıkıyönetim Direktifi adlı belgede adının neden yeraldığını sorması üzerine Çelik, "Yorum yapmak zor, bunu listeyi hazırlayanlara sormak lazım. Bana kimse sormadı." yanıtını verdi.
"Bu dosya ortalık malı gibidir, herkesin eli değebilir"
Tutuklu sanıklardan eski Kurmay Başkanı Taşkın Heken ise savunmasında, 15 Temmuz gecesi karargaha geldiğinde Tugay Komutanı Hasan Polat'ın odasına girdiğini ve komutanın o sırada bir evrak okuduğunu gördüğünü paylaştı.
Tugay komutanının okuduğu evrakın Sıkıyönetim Direktifi olduğunu gördüğünü aktaran Heken, şöyle devam etti:
"Odada ben ve tugay komutanımızın dışında başkaları da vardı ve evrakın normal olmadığı, bir gariplik ve kanunsuz olduğu konuşuldu. Tugay komutanımız ne bana ne de diğerlerine 'Darbeye katılın' emri vermedi, aksine karşı durmamız gerektiğini söyledi."
İddianamede yer alan, Sıkıyönetim Direktifi'nin yer aldığı arz dosyasında parmak izinin bulunduğu yönündeki bilgilere de cevap veren Heken, "Bu dosya ortalık malı gibidir, herkesin eli değebilir." ifadesini kullandı.
Heken, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmalarının "trajikomik" olarak değerlendirdi.
Tutuklu sanıklardan eski tabur komutanı Cihan Topçuoğlu ise Sıkıyönetim Direktifi evrakının çıktısını alıp tugay komutanına arz etmekle suçlandığını ancak FETÖ terör örgütü ve darbe girişimiyle hiçbir alakasının olmadığını, darbe girişimi gecesi ne tugay komutanını ne de Sıkıyönetim Direktifi dosyasını gördüğünü aktardı.
Tutuklu sanıklardan eski tabur komutanı Dağıstan Tunçbilek ve eski kurmay subay Mehmet Atabey de haklarındaki suçlamaları kabul etmedi.
Öte yandan sanıklar, iddianamede tanık olarak ifadesi bulunan tümen komutanının mahkemeye çağrılarak yüz yüze dinlenilmesini talep etti.
Tutuklu sanıklardan Mehmet Kargacı ise 15 Temmuz darbe girişimini ilk başta PKK veya DEAŞ saldırısı olarak değerlendirdiğini savundu.
Hareket merkezindeyken sıkı yönetim emirli bir evrakın geldiğini duyduğunu, gelen evrakı bilgisayar ortamında incelediğini ve kanunsuz olduğunu anlayarak ehemmiyet vermediğini anlattı.
Tutuklu sanık Kargacı, iddianamede yer aldığı gibi tugay komutanından emir almadığını o gece kendisini hiç görmediğini öne sürdü.
Tutuklu sanıklardan Salih Taşkın ise Sıkıyönetim Direktifi'nin suç teşkil eden bir emir olduğunu, riayet edilmemesi gerektiğini tugay komutanına ilettiğini söyledi.
Taşkın, tugay komutanından da darbe emri almadığını ileri sürdü.
O gece tümen komutanının ise kendisini arayarak "İkinci bir darbe olabilir, tedbirinizi alın" diye sözlü emir verdiğini anlatan Taşkın, kendisinin de buna uyduğunu ancak yazılı emrin gelmediğini söyledi.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
Son Dakika › Güncel › Hatay'da Darbe Girişimi Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?