Oyuncu olmadan önce hastanede çalıştığınız doğru mu?
Evet doğru. Sağlık Meslek Lisesinde okudum.Okul bittikten sonra yüksek okula geçiş yapabiliyorduk bende geçtim. Hastanede gece nöbete kalıp sabah da çocuk tiyatrosu yapıyordum arkadaşlarımla.
Tiyatrolarda çalışmaktan pek okula uğrayamadım,sonra zaten okulu bıraktım iyi ki de bırakmışım.Ardından konservatuvar sınavlarında 5.sınavına girdiğim okulu kazandım, şu an Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı'nda okuyorum.
Oyuncu olma fikri nasıl gelişti?
''Hep vardı zaten'' diye bi cevap vermeyeceğim.Ben zamanı gelince fark ettim diyelim.Çünkü dekorunu da yaptık temizliğini de. İnsan böyle tanışınca tiyatroyla daha çok sevip bağlanıyor.
Babamın da çok büyük etkisi var,o da girmiş konservatuvar sınavına,ama ne yapacağını bilmediği için kazanamamış sonra memur olmuş,onun en büyük isteği benim oyuncu olmammış aslında. Bana bunu çok sonra söyledi ama babamın desteği olmasa daha çok zorlanırdım. Annemin de yeni yeni hoşuna gitmeye başladı, klasik 'bırak oğlum aldığın 3 kuruş aç kalaksın' lafını çok söylerdi bana :)
Hastanede çalışırken "beslenme çantamı epeyce doldurdum" diyorsunuz. Biraz bahseder misiniz?
Hastanede radyoloji (röntgen) bölümünde çalışıyordum.Bizim bölüme o kadar çok hasta geliyordu ki günde en az 500 hasta. Hergün o kadar insanla iletişim kurunca ister istemez gözlem yapıyorsun ve iletişim gücün kuvvetleniyor.izlemek oyuncu için çok önemli diye düşünüyorum. Ben izlemeden duramam. Konuşmaktan çok izlemeyi tercih ederim. Günde 500 insan izlemek çok güzel bi fırsat bence bir oyuncu için 500 farklı karakter çok iyi bence güzel bi fırsat. Ha bir de çok güzel hayır duaları aldım hastanede çalıştığım dönemde :)
Emanet rol aldığınız ikinci dizi. Set trafiğine alıştınız mı?
Geçen sezon 18.bölümde final yapan KAYIP dizisinde rol almıştım.O işin bana çok şey kattığını düşünüyorum.Özellikle Menderes Samancılar gibi bir ustanın oğlunu oynamak, Mete Horozoğlu ve Zeynep Günay Tan ile çalışmak benim için çok büyük bir şanstı.Emanet benim ikinci işim o yüzden başlarken biraz tedirgindim ama çok çabuk adapte oldum. Ürgüp'te çekilmesi çok güzeldi. Ürgüp o kadar güzel ki,düşünsenize sete giderken peri bacaları,mağaralar,dağlar tertemiz bir gökyüzü görerek gidiyorsunuz sete, muhteşem bir duygu.Sette herkes herkese saygı duyuyor bu da çalışmayı kolaylaştırıyor ve işini bilen insanlarla çalıştığınızda hemen algılayıp sizde işinizde iyi olmaya başlıyorsunuz. Masa taşınırken bir ucundan tutmak bile benim için büyük keyifti :)
Bugüne dek "oyuncu şöyle olmalıdır, böyle olmalıdır" diye birçok açıklama, yorum, tanım yapıldı. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Şimdi bu soru bana çok büyük gelecek,bu soruya şöyle olmalı böyle olmalı demek haddim değil,şu an ki düşüncemse; bir oyuncu gerçekten iyi oynamak zorunda,kendini ve egosunu kontrol etmek zorunda ve kesinlikle insan olmak zorunda. Gerisi zaten yetenek ve kendini geliştirmekle alakalı...
Geleceğe yönelik hedefleriniz neler? Sizin gibi genç ve yetenekli oyuncularla paylaşmak istediğiniz deneyimleriniz var mı?
Sinema ve tiyatro olmasaydı ne yapacaktık acaba? Ben sinema yapmayı çok istiyorum. Güzel bir işin neresinde olursam olayım çok mutlu oluyorum. Örneğin;bum mikrofon da tuttum reflektör de. Sinema işinin neresinde olursam olayım mutlu olurum tabi ki oyunculuk yaptığım için oynamak daha cazip geliyor:) Tiyatro çok başka bir şey. Aslında tiyatroyu sinema ile aldattım ben ama ikisinden de vazgeçemiyorum. Bu ömrüm boyunca böyle gidecek galiba. Oyun çıkarmak için sınıf arkadaşımın askerden dönmesini bekliyorum az kaldı şafak 71 :)
Son Dakika › Güncel › 'Hastane Koridorlarından Film Setlerine' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?