HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası Ankara 1 No'lu Şube Başkanlığının 8. Olağan Genel Kurulu düzenlendi.

HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası Ankara 1 No'lu Şube Başkanlığının 8. Olağan Genel Kurulu düzenlendi.

ANKARA - HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomi Reform Paketi'ne değinerek, "Temel slogan şu. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat. Evet Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Türkiye'nin çok yüksek oranlarda büyüdüğü dönemler bile ıskaladığımız bir konu. Hizmet sektörü ile değil, yatırımla büyümemiz. Yatırım demek tasarruf demek. Tasarruf demek aslında bu ülke için yeni yatırımlar demek" diye konuştu.

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Sincan Belediyesi Lale Konferans Salonu'nda düzenlenen HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası Ankara 1 No'lu Şube Başkanlığının 8. Olağan Genel Kurulu'na katıldı.

"Aziz Gürsoy 1989'da Belediye Başkanı seçilince ilk işi Sincan Belediyesi'nden 200'ü aşkın çalışan arkadaşımızı işten atmak oldu"

HAK-İŞ'in Sincan'da faaliyetlerine başlamasını anlatan Mahmut Arslan, "Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı Aziz Gürsoy 1989'da Belediye Başkanı seçilince ilk işi Sincan Belediyesi'nden 200'ü aşkın çalışan arkadaşımızı işten atmak oldu. O zamanlar biz Sincan'da örgütlü değildik. O zaman burada bulunan örgütlü sendika işten atılan arkadaşlarımızı sahipsiz bıraktı. Bunun üzerine arkadaşlar bize geldiler. Bizde Sincan'da işçi arkadaşlarımızla uzun süreli bir eylem başlattık. Bu eylem de arkadaşlarımızın uzun süre işe dönebilmesi için HAK-İŞ olarak destek verdik. Bu eylemler sonunca 1994 yılında Aziz Gürsoy dönemini tamamlamış oldu. O mücadeleye katılan arkadaşlarımızla Sincan şubemizi kurduk. Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ın Belediye Başkanı olması ile beraber 237 arkadaşımız sendikamızı tercih ettiler" ifadelerini kullandı.

"28 şubat süreci yargılamaları şaibelidir"

28 Şubat sürecini bütün yönleriyle araştırılıp sunulması gerektiğini aktaran Aslan, "Yine orada FETÖ'nün parmağı olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar biz anayasa değişikliği ile 2010'da 15. Maddeyi kaldırsak da, darbecilerin yargılanmasının önünü açsak da 28 şubat süreci yargılamaları şaibelidir. Sadece bir kısım muvazzaf askerler hedef alınmıştır. Nerede 28 Şubat'ın medya ayağı? Uğur Dündar, 13- 14 yaşındaki çocuklar özel okulda cumaya gittiler diye ekranlarda boy boy gösteriyor işte bunlar kim bunlar irticacı gericiler. Hatırlayın arkadaşlar Fadime Şahin'leri Ali Kalkancı'ları Müslüm Gündüz'leri o zamana tanıdık biz. Bunlar ne için yapılıyordu. Dindarları aşağılamak için, dindarlara sövmek ve bu ülkede bir irtica gerçeğinin olduğunu ispat etmek için yapılıyordu" diye konuştu.

"Lütfen HAK-İŞ'i değerlendirirken salt bir sendika değil aynı zamanda bir insan hakları örgütü olduğunu bir demokrasi mücadelesinin önceleri olduğumuzu unutmayın"

46 yıllık mücadelenin kolay olmadığını vurgulayan Arslan, "Her gece telefonlarımız aranarak 'yarın geç olabilir, kendinize gelin, dikkat edin' diye tehdit dildik. Ne için, 28 Şubat darbe sürecine direndiğimiz için. Demokrasiden yana özgürlükten yana tavır aldığımız için baskı gördük. İşyerlerimizde elimizden aldılar. Hükümetin verdiği talimatlarla iş yerlerimize saldırdılar. Üyelerimiz bizden zorla kopardılar. Biz 28 Şubat sürecine direnen tek işçi örgüt olarak tarihe geçtik. Tıpkı 12 Eylül'de direndiğimiz gibi, 15 Temmuz'da 27 Nisan e bildirisine karşı direndiğimiz gibi. O yüzden lütfen HAK-İŞ'i değerlendirirken salt bir sendika değil aynı zamanda bir insan hakları örgütü olduğunu bir demokrasi mücadelesinin öncüleri olduğumuzu unutmayın" diye konuştu.

"üzerinde 12 Eylül darbecilerinin ruhu, kiri, pası, çamuru o kadar sinmiş ki ne yapsan olmuyor"

Anayasa değişikliği hakkında açıklamalarda bulunan Arslan, "12 Eylül'ü zihniyetin önümüze zorla dayattığı anayasadan kurtulma zamanı Onun için Cumhurbaşkanımızın çağrısına buradan net bir cevap veriyoruz. Türkiye bu anayasayı çok mu maddeleri değiştirmesine olmasına rağmen anayasanın üzerinde 12 Eylül darbecilerinin ruhu, kiri, pası, çamuru o kadar sinmiş ki ne yapsan olmuyor. Bu anayasa bir an evvel toparlanıp çöpe atılmalı. Sivil ve yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Türkiye bunu hak ediyor" ifadelerine yer verdi.

HAK-İŞ'e yandaş diyenlere seslendiğini ifade eden Arslan, "Melih Gökçek 1998 yılında Ankara Büyükşehir Belediye başkanıyken Ankara Büyükşehir'deki 6 bine yakın ki bunun 4 bine yakını geçici işçidir. 2000 civarında kadrolu toplam 6 bin işçi ile 22 gün biz burada grev yaptık" açıklamasında bulundu.

"Biz 696 ile yaklaşık 1 milyona yakın işçimizi kamunun kadrolu işçisi yaptık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu dönüşümü ne anlama geldiğini rakamlarla açıklayan Arslan, "2017 yılında 696 sayılı kararname yürürlüğe girdiği zaman Türkiye'nin bütün belediyelerinde iktidar-muhalefet tüm belediyelerinde. Bütün özel idarelerinde. Bütün üniversitede, bakanlıklarında ve toplam kadrolu işçi sayısı kamunun 180 bindi. Biz 696 ile yaklaşık 1 milyona yakın işçimizi kamunun kadrolu işçisi yaptık. Bu dünyada bize dayatılan neo-liberal dalgaya karşı batılı güçlerin Türkiye'de Devleti küçültün Kamile tasfiyenin her şeyi özel niyetine 2017 yılında verilmiş.

"Başında bir dua okuyamıyoruz"

Arslan, hükumetin yeni normalleşme sürecinde pandemi ile ilgili aldığı önlem ve düzenlemeleri anımsatarak, "İçişleri Bakanımızın konfederasyonumuza yazdığı ve talep ettiği, bazı hassasiyetler var. Bu sadece devletin ve kamunun görevi olmadığının altını çizmemiz gerekiyor. Hepimiz pandemi ile mücadelede üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek için çaba sarf etmeliyiz. En basit önlemlerimizi eksiksiz, maske, mesafe, hijyendir; bunlara azami gayret gösterelim. Bazı insanların hoyratça tavırları gerçekten hepimizi üzüyor. Bana bir şey olmaz diyor. Benim antikorum yüksek diyor. Sana olmaz da bana olur kardeşim. Maske takmamak, maske takanlara da büyük bir haksızlık. Maske takmamak, kendisine de büyük bir haksızlık. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Hepimizin yakınları var. Benim baldızım entübe edildi. Hepimiz günlerdir büyük bir kriz yaşıyoruz. Entübeden kurtulup kurtulamayacağından emin değiliz. Ziyaret edemiyoruz. Hastalığı ile ilgili doktorların izin verdiği kadar öğreniyoruz. Göremiyoruz. Başında bir dua okuyamıyoruz. Çok zor bir durum" şeklinde konuştu.

"Hizmet sektörü ile değil, yatırımla büyümemiz gerek"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomi Reform Paketi üzerine konuşan Arslan şunları kaydetti:

"İnsan Hakları Eylem Planı'ndaki hedefleri Türkiye'nin yeniden dirilişinin, ayağa kalkışının işaretlerini görüyoruz. Güçlü birey, özgür birey, demokratik Türkiye ve gerçekten bu anlamda güçlü bir Türkiye hedefi bizim de desteklediğimiz hedefler. İnşallah bu İnsan Hakları Eylem Planı'nda hedeflenen rakamlar veya düzenlemeler bir an önce gerçekleşir. Ki bunun en temelinde yeni anayasa oluşturuluyor. HAK-İŞ olarak desteklemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde bu konular daha ayrıntılı konuşulurken de konfederasyonumuz görüşlerini daha somut şekilde ortaya koyacak. Ancak şunu ifade ediyorum, bu hükumetimizin İnsan Hakları Eylem Planı gerçekten Türkiye'nin tam da bu döneminde hepimizin ortak ihtiyaçlarını iyi belirlemiş önemli bir adım olarak görüyoruz. Gerçekten bir yeniden Türkiye'nin kamuya dönüşünün işaretlerini görüyorum. Temel slogan şu. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat. Evet Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Türkiye'nin çok yüksek oranlarda büyüdüğü dönemler bile ıskaladığımız bir konu. Hizmet sektörü ile değil, yatırımla büyümemiz. Yatırım demek tasarruf demek. Tasarruf demek aslında bu ülke için yeni yatırımlar demek. Yatırım yapınca da istihdam olacak. İstihdam olunca üretim olacak, bu üretimi ihracat yaparsanız anlamlı oluyor. O yüzden hükumetimiz doğru bir adım atmıştır.