MUHAMMET MUTAF - Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olmakla suçlanan 11 sanığa, örgütün okul ve yurtlarında sistematik şekilde vergi kaçakçılığı yaparak devleti zarara uğrattıkları iddiasıyla 29,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açan cumhuriyet savcısı, sanıklar hakkında "Hain içte olunca kapı kilit tutmaz" değerlendirmesinde bulundu.
Erzurum Cumhuriyet Savcısı Ahmet Çakır tarafından FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından örgüt üyesi oldukları ve devleti zarara uğrattıkları öne sürülen ve bazıları tutuklu olan sanıklardan eski Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) Erzurum Genel Sekreteri Talha Bekir Özmen, Fatih Kantar, Halil Şahin, Hamza İncesu, Hasan Özdemir, Kenan Duman, Metin İskender, Musa Sönmez, Mustafa Bastem, Rıdvan Balcı ve Savaş Göksu hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı.
Hazırlanan 279 sayfalık iddianamede, B.A'nın ihbarı ile başlayan soruşturma süreci, örgütün genel yapısı, yurt ve dershanelerdeki yapılanması hakkında bilgiler ile delillere yer verildi.
İddianamede, ihbarcı B.A'nın örgütün geliştirdiği "sistem 365" adlı program aracılığıyla dershane ve okullar üzerinden vergi kaçırıldığını anlattığı aktarıldı.
B.A, iddianameye giren ifadesinde, örgütün eğitim kurumlarındaki vergi kaçakçılığına da değinerek, şöyle devam etti:
"Bu paralelin dershaneleri sistematik şekilde vergi kaçırmaktadır. Bu kaçırma işlemini 'sistem 365' isimli programla yapmaktadırlar. Bu program server üzerinde çalışmakta ve incelemelerde bilgisayarda herhangi bir iz bulunmamaktadır. Peki neden yapılır? Cemaat 100 öğrenciyi dershaneye kaydetmekte ve bunun 30'unu sisteme kaydetmektedir. Kalan kısmının muhasebesini bu program üzerinde tutmaktadır. Bu programı bulamazsınız çünkü örgüt tüm bilgisayarların hard disklerini birkaç ay önce değiştirdi."
Kayıt dışı paralar cemaate aktarılıyor
Eski öğrencilerin ifadelerinin alınması durumunda dershanelerdeki vergi kaçağının ortaya çıkabileceğini belirten B.A, şunları kaydetti:
"Bir de okullar var. Bu okullar da aynı şirketler ile yürütülmektedir. Burada öğrencileri göstermek zorunda oldukları için eksik gösterme yapamamaktadırlar. Fakat bunun yerine parayı eksik göstermektedirler. 100 lira alırlar ise bunu 50 lira göstermektedirler. Bir de bunların yeminli mali müşavirleri aynı, hepsi tek elden yürütülüyor. Bu okullar ile dershanelerde çalışan öğretmenler de hep tayin ile karşılıklı olarak atanıyor. Öğretmenlerin SGK işlemleri de okullarda devam etmektedir. Bu okullar mali açıdan da birbirlerine bağlıdır. Kayıt dışı paralar hep cemaate aktarılmaktadır. Hatta bazıları bu işlemlerde kuyumcu pos cihazı bile kullanmıştır."
Para transferiyle ilgili kayıtlar saklanmış
İddianamede, Erzurum Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünü arayan bir kişinin de örgütün, okul ve dershanelerine yönelik yapılan operasyonlardan dolayı bu okullardaki dizüstü bilgisayar ve hard disklerin Muhammet Hanifi Yılmaz'ın evine sakladığını anlatarak, hard disklerde tüm para transferleri, kaçırılan vergiler ile ilgili kayıtların mevcut olduğunu ihbar ettiği belirtildi.
Bu ihbar sonrası Yılmaz'ın evinde arama yapıldığı kaydedilen iddianamede, aramalarda yurtlara ait cari hesap dökümleri ile söz konusu yurtlara ait proforma faturalar ile farklı yıllara ait ve bazılarının alacaklı kısmı boş olan örgütle ilgili eğitim kurumları adına düzenlenmiş 241 senet ile 4'ü mutfak dolabındaki poşete saklanan 8 hard diske el konulduğu bildirildi.
Mal varlığını kaçırmak için arsa satmışlar
İddianamede, örgütün mal varlığını kaçırmak için örgütle ilişkili olan Akif Eğitim Şirketine ait arsayı Güneş Özel Eğitim'e sattığının belirlendiği ifade edilerek, kentteki Ufuk Nil Özel Eğitim, Aziziye İnşaat Taahhüt Özel Eğitim ve Halib Özel Eğitim Yurt İşletmeciliği adlı şirketlerin yönetici ve ortaklarının FETÖ/PDY örgütünün mensupları arasında olduğu ve şirketlerinde FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda hareket ettikleri aktarıldı.
Cumhuriyet Savcısı Ahmet Çakır iddianamenin "netice ve talep" bölümünde çeşitli değerlendirmelerde bulunarak, FETÖ/PDY mensuplarının milletin dini duygularındaki hassasiyetinden faydalanarak dünyada emsali görülmemiş bir ihanetle ve Türkiye düşmanları ile ortak hareket ederek kendi devletine ve milletine, millete ait silahları doğrulttuğunu bildirdi.
Savcı Çakır, örgüt üyelerinin yüzlerce vatandaşın şehit olmasına yol açtığını vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Hain içte olunca kapı kilit tutmaz' ata sözünde anlatıldığı gibi milletini gafil avlayan, 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra örgüt üyeliği kastından vazgeçmeyerek eylemlerine devam eden sanıklar, suçun konusunun önem ve değeri ile meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak, sevk maddeleri uyarınca alt sınırdan uzaklaştırılarak cezalandırılsın."
İddianamede, sanıklardan Kantar ve İncesu'nun "silahlı terör örgütüne üye olmak"tan 7,5 yıldan 15 yıla, Özmen'in "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık yapma" ile "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçlarından 17 yıldan 29,5 yıla, Sönmez'in "silahlı terör örgütüne yardım ve terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet" suçlarından 12,5 yıldan 25 yıla, diğer sanıkların ise "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" ile "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından 9,5 yıldan 22 yıla kadar hapsi isteniyor.
Son Dakika › Güncel › Hain İçte Olunca Kapı Kilit Tutmaz' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?