Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin bir şüphelinin Ukrayna'da yakalanmasına ilişkin, "Suikastı kim işledi? Arkasındaki güç neydi? Necip Hablemitoğlu niçin hedef alındı? Bu soruların tamamı adı geçen şüphelinin ülkemize iadesini de içeren etkili bir soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır" dedi.
Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun Ankara'da 18 Aralık 2002'de gerçekleştirilen suikast sonucu öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında suikastla ilişkisi tespit edilen bir kişi Ukrayna'da yakalandı. Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu ve ailenin avukatı Ersan Barkın, Ankara'da düzenledikleri basın toplantısıyla bu konuda açıklamalarda bulundu. Barkın, Hablemitoğlu suikastı soruşturmasının kimliği belli grupları koruma güdüsüyle 14 yıl kaybedildikten sonra görevini hakkıyla yapmaya çalışan bir savcılık kurumunun 3 yıllık çalışması sayesinde belli bir noktaya geldiğini söyledi. FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden hemen önce hazırlanan FETÖ çatı iddianamesinin eklerinde gizlenmiş bir ayrıntının peşine düştüklerini, bu ayrıntıyı savcılık makamına iletmeleri üzerine ilk kez tetikçi olabileceği ihtimaliyle bir kişinin yakalandığını kaydeden Barkın, "Zira, FETÖ çatı davası iddianamesi eklerinde Hablemitoğlu suikastının failine dair yer alan ancak mahkemece değer verilmeyen bir ifade sahibinin soruşturma dosyası kapsamında yeniden ifadesinin alınması ve sahip olduğu bilgilerin kaynağı olarak işaret ettiği kişinin teknik incelemesi savcılık makamını önceden öngörülmeyen bir ihtimalle karşı karşıya getirmiştir" diye konuştu.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün'ün bu bilgi üzerine Nuri Gökhan B. hakkında kırmızı bülten çıkarttığını dile getiren Barkın, şahsın 11 Temmuz 2019'da Ukrayna'da yakalandığını bildirdi. Savcının 3 yıldır soruşturmayı derinleştirdiğini, bu kapsamda adı geçen kişi ya da kamuoyunda ismi bilinen başka şüphelilerin HTS analizlerinin, baz istasyonu sinyallerinin incelendiğini anlatan Barkın, Ukrayna'daki şüphelinin yakalanmasından da başından itibaren haberdar olduklarını söyledi. Barkın, olayın failinin ve ardındaki gücün aydınlanıp aydınlanmayacağının zamanla anlaşılacağını anlatarak, "Ancak bu sürecin görülebilmesi öncelikle adı geçen kişinin yakalandığı Ukrayna'dan ülkemize iadesiyle mümkün olabilecektir. Her ne kadar ülkemizin Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları eliyle iade dosyasının Ukrayna'ya sunulduğu ifade edilse de aynı ülkede başka dosyalardan daha sonra yakalanan kişilerin ülkemize iade edilmesine karşın, dosyamız şüphelisinin tutukluluk halinin ev hapsine dönüşmesi, siyasi sığınma talebinin değerlendirilmesinin beş ayı aşkın süredir sonuçlandırılmaması ailemizi endişeye sevk etmektedir" şeklinde konuştu.
"Şüphelinin ülkemize iadesini de içeren etkili bir soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır"
Nuri Gökhan B.'nin Türkiye'ye iadesinin önemli olduğunu vurgulayan Barkın, "Bu aşamada şüphelinin fail olup olmadığı, olaya dair bilgisinin ne olduğu, hangi odaklarca kullanılmış olabileceği, ideolojik ekseninin ne olduğu ve faille iletişim içinde olabilecek kişilerin kimlikleri, kimin için bu aracılığı gerçekleştirdikleri tartışmalarının hiçbir anlamı bulunmamaktadır. Aynı biçimde son günlerde medyada adı geçen eski cumhurbaşkanlarının, bakanların, milletvekillerinin ya da FETÖ'cü oldukları bilinen resmi görevlilerin sürecin neresinde oldukları da henüz bizim açımızdan anlam taşımamaktadır. Suikastı kim işledi? Arkasındaki güç neydi? Necip Hablemitoğlu niçin hedef alındı? Bu soruların tamamı, adı geçen şüphelinin ülkemize iadesini de içeren etkili bir soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır. O zaman hazırlık soruşturmasında görev yapan ve neredeyse tamamı FETÖ nedeniyle ihraç edilen, mahkum edilen emniyet görevlilerinin, savcılık çalışanlarının varlık ve görevleri de anlaşılabilir olacaktır" ifadelerini kullandı.
"Hakkımız olan adaleti istiyoruz"
Necip Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu ise bilgiyi bükmeden paylaşan aydınların hakikatleri göstermeye devam ettikçe toplumun hafızasında ve kalbinde kalacaklarını, bunu engellemeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini kaydetti. Devletin vatandaşlarının yaşama hakkını korumakla yükümlü olduğunu ifade eden Hablemitoğlu, "Biz hakkımızın korunmasını istiyoruz. Adaleti de dilenmiyoruz. Hakkımız olan adaleti istiyoruz" dedi.
Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan avukat Barkın, "FETÖ çatı iddianamesinin eklerinde suikastla ilgili ifadeyi siz fark etmemiş olsaydınız bu soruşturma açılmamış mı olacaktı?" şeklindeki soruya şu cevabı verdi:
"İddianamenin hiçbir sayfasında Hablemitoğlu suikastının FETÖ'cü emniyet mensupları tarafından bilinmesine rağmen önlenemediği suçlaması dışında tek bir satır suçlama yok. Ama iddianamenin eklerinde var olan bilgilerden biri gazeteci Zihni Çakır'ın ifadeleri. İddianamenin eklerinde Zihni Çakır'ın Hablemitoğlu'nun katilinin kim olduğuna dair ifadeleri var. Bu isim hala muvazzaf T.M. isimli devlet görevlisi. Bunun üzerine biz Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine dedik ki 'iddianamenin ekleri eğer çöplük değilse, bir anlam ifade ediyorsa, o taktirde adı geçenlerin tamamının bu suikast bağlamında sual etmek için mahkemeye çağırın.' Ama mahkemenin, kişinin hala muvazzaf devlet görevlisi olması hasebiyle ve o tarihlerde Kazakistan'da görevli olduğuna dair şifahi bilgilendirmeyle yetinerek taleplerimizi kabul etmemesi üzerine Hablemitoğlu suikastı soruşturmasını yürüten savcıdan ilgili kişinin ifadesinin alınmasını talep ettik. Yani Zihni Çakır'ın ifadesinin savcılık tarafından yeniden alınması sonucunda adı geçen failden nasıl haberdar olduğu sorusuna Çakır, 'Nuri Gökhan B.'den öğrendim bunları' şeklinde yanıt verdi. İşte cumhuriyet savcılığının, Ukrayna'da yakalanan kişinin izini sürmesi bu bilgiyle gerçekleşti." - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Hablemitoğlu cinayetine ilişkin ailenin avukatından açıklama - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?