Günümüz İçin Bir Tarih: Anne Frank

1947 yılındaki ilk yayımından beri, milyonlarca insan Anne Frank'ın hatıra defterini okumuş ve bu sayede birkaç nesil, 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin uğradıkları zulüm hakkında kapsamlı bir bilgi sahibi olma fırsatını bulmuştur. Acaba Nazi işgali altındaki Hollanda'da saklanmak zorunda kalan bir Yahudi çocuk olmak nasıl bir şeydi? Günün her dakikasında yakalanma korkusu duymak ve yakalandıktan sonra neler olabileceğini düşünmek nasıl bir duyguydu? Anne Frank, ailesi ve birkaç arkadaşı iki yıldan fazla Gizli Müştemilat'ta saklanmak zorunda kaldılar. Babasının şirketinde çalışan birkaç kişi onlara yardım ederek kendi hayatlarını tehlikeye attı.

Anne Frank Hatıra Defteri'nde saklanarak geçirdiği iki yıl boyunca kendisindeki gelişmeleri ve meydana gelen olayları anlatabilmeyi başarır. Tehlike dolu dış dünya kitabından hiç eksik olmaz. Sadece korkularını değil, ümit ve beklentilerini de yazıya döker. Anne Frank Yahudilerin uğradığı zulmün bir kurbanıdır. Anne Frank'ın hayat hikayesi ile yüzleşerek, bu Yahudi zulmünün sonucu olarak imha edilenlerin isimsiz altı milyon kişi olmadığının çarpıcı bir şekilde farkına varıyoruz. Holokost Yahudi ırkının soykırımıydı. Bireylerin ve insanoğlunun altı milyon kez katledilmesiydi.

Eğitim Programları

Anne Frank'ın hikâyesinden oluşan, Holokost ve bu trajediden çıkartılan derslere odaklanan Türkçe – İngilizce sergi, bir dizi etkinliğin de başlangıç noktasını oluşturuyor. Sosyal Değişim Derneği ve Anne Frank Evi'nin ortaklaşa yürüttüğü ve Hollanda Kraliyeti Ankara Büyükelçiliği'nin katkı sunduğu bu çalışma, aynı zamanda öğretmenler ve gençlere yönelik insan hakları eğitimlerini de içeriyor. Eğitim programları çerçevesinde toplam 150 öğretmen ve gencin eğitilmesi hedefleniyor. Çalışma kapsamındaki etkinlikler, Türkiye'de eğitim sisteminde ihmal edilen Holokost konusunda gençler ve eğitmenlerin bilgi birikimlerini artırma ve farkındalıklarını geliştirmeyi hedefliyor.

Anne Frank'ın günlüklerinden ve yaşam kesitlerinden fotoğraflarının bulunduğu sergi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sergi Salonu'da açıldı. Serginin açılışı Hollanda Büyükelçiliği Siyasi Bölüm Danışmanı Robert Visser, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Sevinç, Kültür ve Turizm Daire Başkanı Muharrem Cebe, İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Murat Alökmen, Kültür ve Turizm Müdürü Cevahir Sadak Düzgün ile Anne Frank House yetkilileri ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti.

Bölgemiz de Bunun Tanığıdır

Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Sevinç, "Savaşlar her zaman acılar yaratmıştır. Bölgemiz de bunun tanığıdır" dedi. Nazi faşizminin halklar üzerinde yarattığı etkiyi anlatan bu serginin işlenen insanlık suçunun sergilenmesi açısından önemine değinen Sevinç, şunları söyledi: "Biz bölgemizde de kalıcı barışın gelmesi, halkların kendi kaderini tayin etme hakkını elde etmesi için elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Sadece Türkler ve Kürtler olarak değil bölgemizde ve dünyamızdaki bütün medeniyetlerin yaşaması için de mücadelemize devam edeceğiz. Bu noktada burada yaşanan acıları yeni nesle aktararak, gelecekte bu tür acıların yaşanmaması dileğiyle"

Sosyal Değişim Derneği Genel Sekreteri Levent Şensever de bir yıl önce başlattıkları önyargılar, ayrımcılık, holokost gibi eğitim seminerlerini Ankara ve İzmir'in ardından Diyarbakır'da yaptıklarını bildirdi. Türkiye'nin antisemitizm ve ırkçılığın çok yüksek olduğu bir yer olduğunu ifade eden Şensever örgün eğitim sistemindeki müfredatta bu konular işlenmediğinden bu tür eğitim çalışmalarının önem taşıdığını ve bir yıl içerisinde 200'ü aşkın öğretmen ve öğrenci eğittiklerini söyledi.

İnsan Hakları İhlalleri Devam Ediyor

Hollanda Büyükelçiliği Siyasi Bölüm Danışmanı Robert Visser ise Anne Frank'ın dünyadaki baskıları, adaletsizlikleri ve insan hakları eksikliğini gösteren bir sembol olduğunu belirterek, "Şimdi bu sembol dünyada hakları gasp edilen tüm çocuklara ulaşıyor. Ne yazık ki insan hakları ihlalleri günümüzde hala devam ediyor. Üstelik tüm bu olanlar bizden çok uzakta değil" dedi. "İnsan hakları hiçbir ortak özelliği olmayan insanları bir arada tutabilen bir tutkaldır" diyen Visser, "Bu sergi, dünyayı çocuklarımız için daha iyi bir yer yapabilmek ve üzerimize düşen görevi yerine getirebilmemiz için bütün insanlara, kurumlara, uluslara bir mesajdır" dedi. Sergi, eğitim programlarına katılanların deneyim aktarımının ardından Anne Frank'ın hayatını anlatan belgesel film gösterimiyle devam etti.

Anne Frank Evi'nin Hedefi

Anne Frank Evi'nin hedefi Anne Frank'ın hatırasını ve Nasyonal Sosyalizmin iktidarda olduğu dönemi canlı tutmaktır. Bu sadece insanlık ve tarih meselesi değildir. Bugün bizim için de bir anlam taşımaktadır. Anne Frank Evi için Anne Frank'ın hatırası, doğrudan doğruya özgürlüklerin, insan haklarının, çoğulcu ve demokratik bir toplumun kaygısı ile bağlantılıdır. Anne Frank Evi faaliyetleri ile dünyadaki tüm insanlara bu konuda gayret göstermek için ilham vermeye çalışmaktadır.