"Göç: Türkiye'nin ve Dünyanın Gerçeği Uluslararası Sempozyumu" - Son Dakika
Güncel

"Göç: Türkiye'nin ve Dünyanın Gerçeği Uluslararası Sempozyumu"

"Göç: Türkiye\'nin ve Dünyanın Gerçeği Uluslararası Sempozyumu"

Üniversitemizde "Göç ve Kentleşme, Kentsel Yoksulluk ve İdari – Yönetsel Yapılanma" konulu panel düzenlendi.

14.05.2012 08:40

Gaziantep Üniversitesinde gerçekleştirilen "Göç: Türkiye'nin ve Dünyanın Gerçeği Uluslararası Sempozyumu" kapsamında, Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen Üniversitemizde "Göç ve Kentleşme, Kentsel Yoksulluk ve İdari – Yönetsel Yapılanma" Konulu Panel Başkanlığını Berthold Gees yaparken; Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tahire Erman, Adıyaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Duran, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı ve Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rüstem Erkan konuşmacı olarak katıldılar.

Panel Başkanlığını Berthold Gees'in, göç konusunda yaptığı kısa değerlendirme konuşmasından sonra söz alan Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tahire Erman kentsel dönüşüm sonucunda toplu konut idaresinde bir araya gelenler üzerinde yaptığı anket çalışmasından örnekler sundu.

Doç. Dr. Erman yaşadıkları konutları terk etmek zorunda kalan ve kırsaldan gelerek TOKİ konutlarına yerleşenlerin eski alışkanlıklarını kolay kolay bırakmadıklarını ve geçmiş yaşantılarını aynen sürdürmeye çalıştıklarını ifade etti. Geçmişte kapı önünde oturan bu insanların çok katlı binalarda da bahçelerde oturduklarını, binaların arasında bahçelerde sebze dahi yetiştirmeye kalkıştıklarını söyledi.

Adıyaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Duran, Anadolu'da kültürlerin ve medeniyetlerin yok oluşunu arkeolojik alanlara yapılan gezilerde her zaman tanık olduklarını söyledi.

Prof. Dr. Duran, "Aşırı şehirleşmeden dolayı şuanda Anadolu böyle bir süreci yaşıyor. 30 yıl önce canlı ve dinamik bir alanın yaşandığı kırsal bölgeler neredeyse vahşi doğaya terk edilecek bir duruma gelmiş. Özellikle Karadeniz bölgesinde ormanlaşma oranı çok yüksek olduğu için bu bölgede köylülerin mezarları tamamen yok olmuş, eski yolların birçoğu tamamen kaybolmuş, ağaçlarla kapanmış, tarlaların sınırları kaybolmuştur" diyerek, bu insanların 20 sene önce ektiği, biçtiği bir tarlanın nerede olduğunu bilecek argümanlara sahip olmadıklarını ifade etti.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, kentin sadece bir mekan planlaması olmadığını, kişilerin dünyaya bakışını, estetiği hatta antik dönemlerden kalma bir metaforla söylemek gerekirse Güneş Tanrısının dahi dikkate alınarak planlı yapıların estetik bir kaygıyla yapıldığını bildiklerini söyledi.

Prof. Dr. Bağlı, "İnsan oğlunun göçle ilgili çok ciddi bir dinamik yapısı vardır. Mekânla olan ilişki her ne kadar romantik bir ilişkiyse de sadece mekana bağlı olarak da kalınmıyor" şeklinde konuştu.

Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rüstem Erkan, gerek dünyadaki göç hareketleri ve gerekse Türkiye'deki göç hareketlerini çok makul ve meşru karşılarsak, dünyadaki eşitsizliği, Türkiye'deki bölgeler arası eşitsizliğe de itiraz etmemiş sayılırız ifadesinde bulundu.

Doç. Dr. Erkan, "Yapılan araştırmalarda dünyada 200 milyon üzerindeki insanın doğduğu ülke dışında yaşadığı görülüyor. Bu 200 milyon insan kim? Hangi ülkenin insanları yaşıyor, buna bakmak gerekiyor. 50 – 60 yıl geriye gidildiğinde bu insanların sömürgenin yarattığı yurttaşlar olduğu görülüyor" diye konuştu.

Panelin sonunda söz alan Şehitkamil Kaymakamı Mehmet Aydın, Türkiye'de göç alan ikinci büyük ilçesinin kaymakamı olarak Sosyal Araştırma Dayanışma ve Müdahale Merkezi (SADMER)'i kurduklarını ve korunmaya muhtaç çocuk, kadın, engelli, yaşlı ile çaresiz ve kimsesizlere proje kapsamında sahip çıkmaya çalıştıklarını söyledi.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel 'Göç: Türkiye'nin ve Dünyanın Gerçeği Uluslararası Sempozyumu' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement