İzmir'de görülmeye devam eden 10'u muvazzaf asker, 15'i tutuklu 357 sanığın yargılandığı davada, ek iddianame hazırlanarak TMK 10. maddesiyle görevli 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilerek, 3013/9 esas sayılı dava dosyasıyla birleştirildi.
TMK 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç, hazırladığı ek iddianamede, 357 sanığın 134'ü hakkında "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme", "yasaklanan bilgileri temin etme", "yasaklanan bilgileri açıklama", "kişisel verileri kaydetme" suçlarından 3 yıldan müebbete ek hapis cezaları istedi.
Ek iddianamede yer alan 317 yeni müştekinin suç örgütünü ve üyelerini tanımadıklarını, kendilerine yönelik herhangi bir tehdit ve şantaj yapılmadığını, kişisel verilerinin nasıl elde edildiğini bilmediklerini, fişlenmelerinden ve kişisel verilerinin kaydedilmiş olmasından dolayı eylemleri gerçekleştiren kişilerden şikayetçi olduklarını beyan ettiklerini belirten savcı Kılınç, 1272 mağdurun ise şikayetçi olmadıklarını ifade etti.
Kılınç, hazırladığı ek iddianameyi, 9 Mayıs 2012 tarihinde başlayıp devam eden aramalar neticesinde şüphelilerin ev ve iş yerlerinden ele geçirilen fiziki ve dijital materyallerden elde edilen ve ilk iddianamenin hazırlanmasından sonra "Kurum cevapları, gelen bilgi/belgelere" ve "tespit edilen müşteki/mağdurlara" ilişkin olarak düzenlediğini belirtti.
Suç örgütü lideri olduğu öne sürülen Bilgin Özkaynak'ın evinde ele geçirilen, örgütün veri tabanı Pandora'nın çözülmemiş bölümlerinin şifresinin kırılarak çözümünün yapıldığı ve buradaki verilerin diğer sanıkların bilgisayarlarından elde edilen verilerle aynı olduğunun tespit edildiği, Pandora'nın şifreli bölümlerinin çözme çalışmalarının devam ettiği ifade edildi.
Ana iddianamedeki iddiaları tekrarladı
Özellikle TSK içerisindeki yapılanması sayesinde büyük bir güç ve çok geniş bir faaliyet alanına sahip bulunan suç örgütü bu amacına ulaşabilmek adına her türlü yola başvurduğu, hiçbir alanı boş bırakmadığı ifade edilen iddianamede, "Elde ettiği illegal güç sayesinde her geçen gün etki alanını ve hedeflerini genişleten suç örgütünün adeta kamu kurumlarını bir ahtapot gibi sardığı operasyon sürecinde ortaya çıkmıştır. Suç örgütünün TC Hükümeti, TSK, MİT dahil olmak üzere hemen hemen bütün kamu kurumları aleyhine faaliyetler yürüttüğü anlaşılmıştır" denildi.
Savcı Kılınç, ana iddianamede de belirttiği gibi, Bilgin Özkaynak liderliğindeki suç örgütünün, koordinatör adını verdiği yöneticileri ve üyeleri aracılığıyla özellikle TSK bünyesinde çok ciddi bir şekilde yapılandığı, devletin güvenliğine ilişkin bilgi ve belge elde edebilmek adına ilk önce TSK içerisinde bu bilgi ve belgelere erişebilecek hedefler belirlediği, hedef kişilerin öncelikle kişisel özelliklerini tespit edip bu bilgilerden hareketle örgütün elinde bulunan imkanları kullanarak hedeflerine ulaştığının tespit edildiğini tekrarladı.
Örgütün arşivi niteliğindeki Pandora veri tabanında isimleri tespit edilen eskort kadınlar ve örgüt adına faaliyet gösteren sivil memur kadınların özellikle kadın zaafı olan kişileri hedeflerine koyarak bu kişilerle cinsel birliktelik yaşadıkları, ilk olarak cinsel ilişkiye girilen kişilerin daha çok kadın ve cinsel birliktelik vaadiyle bilgi ve belge getirmelerinin temin edildiği,cinsel birlikteliklerin gizli kameralar ile kayıt altına alınarak, bilgi ve belge getirmek istemeyen kişilere karşı şantaj unsuru olarak kullanıldığı, örgüt adına faaliyet yürüten kadınlarla cinsel birlikteliğe yanaşmayan kişilerin takip edilerek varsa başka kadınlarla görüntülerinin şantaj yapmak amacıyla gizlice çekilerek, daha sonra bu amaçla kullanıldığı kaydedildi.
Suç örgütünün bilgi ve belgeleri yurt içinde veya yurt dışında belirlenen alıcılarına kuryeler aracılığıyla para karşılığı sattığına dair kayıt tuttuğu, bazı bilgi ve belgeleri hem para karşılığı satmak hem de bu bilgi ve belgelerin içerdiği bilgilerden dolayı TC Hükümetini ve TSK'yı uluslar arası arenada devletler karşısında zor durumda bırakmak amacıyla elinde bulundurduğu, devletin gireceği muhtemel bir savaş düşünülerek düşmanın işine yarayacak tüm bilgileri topladığı, gerektiğinde TSK'ya karşı silahlı eylem düzenleyebilecek ve her türlü sabotaj eylemi gerçekleştirebilecek imkan ve kabiliyette örgütlendiği vurgulandı.
Örgütün TSK'nın Kara, Deniz, Hava ve Jandarma Komutanlığı ile GATA ve Askeri Yargıya ait önemli birimlerinde kendisine bağlı bir yapılanma oluşturduğu, TSK içerisinde suç örgütü yapılanması dışındaki hedef kişilerin terfilerini engellemeyi amaçladığı, GATA yapılanmasındaki üyeleri vasıtasıyla belirledikleri kişilere askerliğe elverişsizlik, istirahat, hava değişimi, özürlülük ve ilaç raporu verilmesi, suç örgütünün gönderdiği sivil hastalara TSK sağlık imkanlarının kullandırılması, hastane medikal alımlarında örgütün önereceği firmalara her türlü yardımın sağlanması için faaliyet yürüttüğü, generallerin ve diğer rütbelilerin sağlık bilgilerini temin ettiği, PKK/KCK terör örgütüne bilgi ve belgeleri aktarmak amacıyla arşivlediği belirtildi.
Suç örgütünün amaçlarını gerçekleştirmek için önceden belirlediği stratejisi, örgütlenme şekli, üyelerinin niteliği, özellikle TSK bünyesinde örgütlenmiş olması, Türkiye ve KKTC'de geniş bir yapılanmasının bulunması, kurulan hiyerarşik ilişkinin en ince detayına kadar planlanmış olması, elde edilen verilerin kaydediliş şekli, şifrelenmiş çok sayıda belgenin soruşturmanın başından beri geçen sürede halen açılamamış olması ve örgüt içi oto kontrol mekanizmasının da kurulmuş olması dikkate alındığında suç örgütün ne kadar profesyonel düzeyde yapılandığına işaret edildi. - İzmir
Son Dakika › Güncel › Gizli Bilgi ve Belge Davasının Ek İddianamesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?