Gizemli Hayvan İskeletine Dna Analizi

Niğde Üniversitesi (NÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Karataş, camekanda sergilenen hayvan iskeletinin bölgede bilinen türlere benzemediğini ancak DNA analizi ile yüzde yüz sonuç alabileceklerini söyledi.

Niğde'de 2 yıl önce eski yapı bir evin kayadan oyma kilerinde bulunan ve anahtarcı Abdullah Öztürk'ün iş yerinde bir camekan içerisinde sergilediği hayvan iskeletini ilgi uyandırmaya devam ediyor. NÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Karataş, işyerine gelerek hayvan iskeletini yüzeysel olarak inceledi. 25 yıldır memeli hayvanlar üzerinde çalışmalar yaptığını belirten Prof. Dr. Ahmet Karataş, hayvan iskeletinin hangi türe ait olduğunu öğrenmek için DNA analizi yapılması gerektiğini açıkladı. Karataş, "Şu anda hem Türkiye'de hem de komşu ülkelerde çalışmalarımı sürdürüyorum. Niğde'nin biyolojik zenginlikleriyle ilgili yaptığımız çalışmayı da 2008'de yayınlamıştık. Orada bütün memeli hayvan türlerini verdik. Gerek diş yapıları, gerek pençe yapıları nedeniyle et obur türü olduğu kesin" dedi.

GÖRÜLMEMİŞ BİR CANLI OLMA İHTİMALİ ZAYIF

Niğde'de 1960'lı yıllarda leopar, ayrıca gelincik, yaban kedileri, saz kedisi, vaşak ve sansar türlerinin görüldüğünü ancak hiçbirine benzemediğini belirten Karataş, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bunun dışında bilinen türlerden her hangi birine benzemiyor. Ancak şimdiye kadar bilim dünyasında tanınmamış görülmemiş bir canlı olma ihtimali zayıf da olsa o ihtimal üzerinde değerlendirilebilir. Uygun görülürse yüzde yüz teşhis için yapılabilecek iki yöntemimiz var birisi dişlerini görebilmek. Diş sayıları ve formülü yani insanda da olduğu gibi bunlarda her cinsin her türün farklı sayılar ve şekillerde. Ama oda hayvanın yapısını bozacağı için önereceğim bir yöntem değil. Ama en kolayı DNA çalışması olur. Hayvanın iskeletinde mercimek büyüklüğünde bir deri parçası görülüyor. Bu parça alınıp DNA analizi yapılabilir. Bu da yüzde yüz sonuç verir." - Niğde