Siirt'te biyolojik çeşitliliğe dayalı geleneksel bilginin kayıt altına alınması kapsamında köylerde yaşlılarla görüşmeler yapıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce, biyoçeşitliliğin sürdürülebilir yönetimini sağlamak ve bu konudaki gelişmeyi ülke politikası haline getirerek, ekolojik zenginliği korumak amacıyla 2017 yılından itibaren "Biyolojik Çeşitliliğe Dayalı Geleneksel Bilginin Kayıt Altına Alınması Projesi" uygulanmaya başlandı.
Projenin Siirt'teki saha çalışmaları, Munzur, Siirt ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi akademisyenlerinden oluşan ekip tarafından yaklaşık 1 yıldır gerçekleştiriliyor.
Munzur Üniversitesi Tunceli Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Botanik Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mikail Açar başkanlığında 6 kişilik ekip, il merkezinden başlayarak Pervari ilçesinin Herekol Dağı Çemikare Yaylası, Eruh, Şirvan, Kurtalan, Baykan, Tillo ilçeleri ve köylerinde çalışma yürüttü.
Hayvansal ürün ve mantarların kullanım şekilleri, şifalı bitkiler, doğal tedavi yöntemleri, el sanatlarında ve geleneksel inançlarda kullanılan biyolojik materyalleri araştıran ekip, atasözü, mani, masal, türküleri de kayıt altına aldı.
Merkeze bağlı Gökçebağ beldesinde saha çalışması yapan ekip, çiftçilik yapan Hüseyin Gül'ün evine misafir oldu, yemek ve peynir yapımında kullanılan otlarla ilgili bilgileri derledi.
"Görüşmede çok önemli bilgiler derledik"
Açar, AA muhabirine, proje ile yaşlı nüfusun ağırlıkta olduğu 150'ye yakın kişiyle görüşme gerçekleştirildiğini ve bine yakın bilginin kayıt altına alındığını söyledi.
Siirt'te proje için 50'ye yakın köyde çalışma yürütüldüğünü belirten Açar, "Tarihten günümüze gelen bitkilerin kullanım alanları, tedavi yöntemleri ve çeşitli yemek yapımında kullanılan ot çeşitlerini araştırdık. Köy köy gezerek insanlarla bire bir yaptığımız görüşmede çok önemli bilgiler derledik. Topladığımız bilgileri Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünün desteğiyle bilimsel yayın haline getireceğiz." dedi.
Bölgenin çok zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu, özellikle bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan geleneksel bitki çeşitlerine yönelik çok ender bilgileri derlediklerini anlatan Açar, bu bilgilerin sonraki nesillere ışık tutacağını belirtti.
Açar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkesin bildiği bilgilerin yanında unutulmaya yüz tutmuş bazı bilgileri de kayıt altına aldık. Köylerde yaptığımız görüşmelerde bilgilerin çoğunun kaybolduğu, çok az bilginin kaldığı ve yerel halkın da bu bilgilerin çoğunluğunu zamanla unuttuğuna tanık olduk. 10 yıl sonra gelseydik bu bilgilerin çoğunluğunu elde etmeyebilirdik, çok önemli bir çalışma oldu."
"Sözlü tarih görüşmesi yaptık"
Siirt Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Mehmet Tayanç da farklı boyutlarda yürütülen projenin, biyolojik özelliğinin yanında sosyal ve kültürel bir yönünün olduğunu söyledi.
"Botanik yönü ağır basan projenin sosyal ve kültürel yönünün de çok önemli olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullanan Tayanç, projede hedefledikleri kaynak kişilerin özellikle 60 yaş ve üstü bireyler olduğunu anlattı.
Bu kişilerin hepsinin birer yaşayan tarih olduğunu düşündüklerini dile getiren Tayanç, "Bu kişilerle sözlü tarih görüşmesi yaptık. Unutulmaya yüz tutmuş ya da kullanım alanı sınırlı olan atasözlerini kayıt altına aldık. Topladığımız bu bilgilerle arşiv oluşturulacak. Her köyde bilinmeyen geleneksel öğeleri kaydettik." diye konuştu.
Ekipte Siirt Üniversitesi Zootekni Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Yılmaz, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Etnobotanik Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gülsüm Yıldız ve biyolog Pelin Yeşil, peyzaj mimarı Canberk Şükrü Kemal de yer aldı.
Son Dakika › Güncel › 'Geleneksel ekolojik bilgi'yi kayıt altına almak için yaşlılarla görüştüler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?