Gazze'deki Katliamı Belgeleyen Hemşire: İnsanlar Ölmek İçin Dua Ediyor

İsrail'in 10 ayı aşkın süredir hava, kara ve denizden sürdürdüğü şiddetli saldırıların hedefi olan Gazze Şeridi'ndeki hastanelerde 8 ay çalışan ve sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla katliamı belgeleyen Filistin asıllı Kanadalı hemşire Ahmed Kouta, "Gazze'deki her hane sevdiği birini kaybetti, evlerin çoğu yıkıldı ve hastaneler işgal edildi. İnsanlar bu sefalete katlanmaktansa ölmek için dua ediyor." dedi.

Hayatının büyük bölümünü Kanada'da geçiren Kouta, Sağlık Yönetimi alanında yüksek lisans tezini tamamlamak üzere Eylül 2023'te Gazze'ye gitti.

Ancak Kouta'nın planları 7 Ekim'de Gazze'deki durumun dramatik şekilde tırmanmasıyla altüst oldu.

Kouta, çekimleri TRT World ekipleri tarafından işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirilen "Kutsal İşgal" belgeselinin Atlas Sineması'nda yapılan galası öncesi AA muhabirine, Gazze'de tanık olduğu korkunç koşulları, sürekli yaşadığı ölüm tehdidini ve günlük hayatta kalma mücadelesini anlattı.

Üniversitedeki profesörüyle 7 Ekim 2023'te bir toplantı yapması gerektiğini kaydeden Kouta, "Ama bunun yerine, şu anda herkesin çok iyi bildiği duruma uyandık." dedi.

Sonraki 8 ay boyunca ölüm tehdidinin sürekli olduğu Gazze'nin kuzeyindeki hastanelerde çalışan Kouta, "Dokuz kez doğrudan hava saldırısına hedef olduk. Eğer Allah'ın planı olduğuna inandığım şey olmasaydı, şimdiye kadar yaralanmış ya da ölmüş olurdum." ifadelerini kullandı.

Kouta, kaldığı yeri terk ederek ölümcül bir bombalamadan kıl payı kurtulurken, tanıdığı birinden "Eğer kalsaydın, seni şimdi gömüyor olurduk." şeklinde tüyler ürpertici bir mesaj aldığını da aktardı.

"Her gün yüzlerce cenaze görmek dehşet verici"

Gazze'de yaşadıklarının duygusal bedelinin çok ağır olduğuna dikkati çeken Kouta, "Her gün yüzlerce cenaze görmek dehşet verici. İlk başta çok etkileniyorsunuz ve sonra hissizleştiğiniz bir noktaya geliyorsunuz. Çünkü ölü bedenler, yanınızda ölen yaralılar ve parçalar halinde taşınan insanlar görmeye alışıyorsunuz." diye konuştu.

Kouta, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Her gün yeni çığlıklar, yeni hikayeler, yeni vahşetler duyuyorsunuz. Özellikle de tanıdığınız insanlardan. Bugün bir arkadaşımla olabilirim ancak yarın sabah size dün yanında olduğunuz kişinin öldürüldüğünü söyleyebilirler ve siz de nedenini sorarsınız, gidip sahil kenarından veya Selahaddin Caddesi'nden yiyecek almaya çalışmıştır. Buna karşı hissizleşmek çok zor bir şey, çünkü bir kez insanların öldüğünü görmeye karşı hissizleştiğinizde, çok inciniyorsunuz."

Kouta, dünyanın Gazze'de yaşanan acılara kayıtsız kalmasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirerek "Dünya her şeyi gördü ama onlar kör olmayı tercih ediyor." dedi.

"Paylaştıklarımız, Gazze'de yaşanan dehşetin sadece yüzde 20'si"

Sosyal medyadan Gazze'deki katliamı belgelemek için Instagram hesabını kullanan Kouta, 400 binden fazla takipçiye sahip olmasına rağmen sansürle karşılaştığını söyledi.

Kouta, "Instagram her zaman paylaştıklarımızı kısıtlıyor. Paylaştıklarımız Gazze'de yaşanan dehşetin sadece yüzde 20'si." dedi.

"Görüntüleri bulanıklaştırmak zorundayız ve o zaman bile birçok gönderi kaldırılıyor." diyen Kouta, bu kısıtlamaları aşmak için diğer aktivistlerle Filistin bayrağına benzeyen karpuz gibi sembolleri kullanarak mesajlarını iletmek için "yaratıcı yollar" bulduklarını söyledi.

Gazze'deki genel durumu anlatan Kouta, "Bu soykırımdan önce Gazze'de hayat zaten zordu ama insanlar idare ediyordu. Şimdi ise durum dayanılmaz bir hal aldı." dedi.

"Biz de sizin gibi insanız"

Kouta, "Gazze'deki her hane sevdiği birini kaybetti, evlerin çoğu yıkıldı ve hastaneler işgal edildi. İnsanlar bu sefalete katlanmaktansa ölmek için dua ediyor." ifadelerini kullandı.

Hemşire Kouta, Gazze'deki katliamın bitmesinden sonra dahi travma ve acının devam edeceğine ve hayatta kalanlarda derin izler bırakacağına işaret etti.

Gazze için acil küresel eylem ihtiyacını vurgulayan ve uluslararası toplumu ateşkes için baskı yapmaya çağıran Kouta, "Biz de sizin gibi insanız. Biz de sizin gibi yaşamak istiyoruz. Eğitim, çalışma ve barış içinde yaşama hakkımız var." diye konuştu.