Gaziantep Ek2 Kılıçdaroğlu: Türk Ekonomisi En Kırılgan Ekonomi Oldu

Kılıçdaroğlu, İş Dünyası Diyalog ve Dayanışma Birimi tarafından The Anatolian Hotel'de düzenlenen İş Dünyası ve Meslek Örgütlerinin Sorunları ve Çözüm Yolları' konulu toplantıya katıldı. Akşam yemeğiyle başlayan toplantıya; işadamı, sanayici, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve basın mensuplarının yer aldığı bin kişi katıldı.

Toplantıda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs - 30 Eylül arasında yaşanan ekonomik krizde Türkiye'nin kur farkından ötürü 83 milyar dolar kaybının bulunduğunu belirterek, "Güzel bir ilde, Gaziantep'te, güzel bir akşam ve umuyorum güzel bir sohbetimiz olur. Bir ülkeyi güçlü ve saygın kılan o ülkedeki üretimdir. Biz, büyüyor ve gelişiyoruz. Acaba bizim gibi ülkeler nasıl büyüyor, nasıl gelişiyor. Aynı işi yapıyorsanız, rakibiniz varsa; rakibinizi sürekli izlersiniz. Olaya böyle bakmamız gerekiyor. Size bazı rakamlar vereceğiz. Sonra da CHP'nin sunduklarını anlatacağız. 22 Mayıs - 30 Eylül arasında bir kriz yaşandı. Önce bunun faturası Türkiye'ye ne oldu? Kur farkından ötürü Türkiye'nin kaybı 83 milyar dolar. Bunun 30 milyar doları özel sektöre ait. Borsaya kote edilen şirketlerini değeri 113 milyar lira. Toplam kayıp 212.7 milyar lira" dedi.

Kılıçdaroğlu, çeşitli ülkelerden büyüme rakamlarıyla örnekler vererek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Az önce biz büyüyoruz dedim. Ama dünyaya da bakmamız lazım. İmalat sanayisinde her 100 dolarlık imalat yapmak için 27 dolar ithalat yapıyorduk. 2007'de bu 27 dolar 39 dolara çıktı. 2011'de 43 dolara çıktı. Bu dünya genelinde bizim sanayi tabanının düştüğünü gösterir. İmalat sanayisinde Türkiye sanayide 13'üncü sıradaydı. 2000'de 15'inci sıraya düşmüşüz. 2010'da ilk 15'te yokuz. Ürettiğimiz ürünlerin katma değer yaratan toplam ihracat içindeki payı yüzde 6,2'dir. 2011'de bu rakam yüzde 2,8'e düşüyor. 1987'de en büyük 20 ekonomiden 14'uncu sıradayız. 2012'de 17'nci sıradayız. Neden bizim sanayimiz, bize benzer sanayilerden daha hızlı gelişmiyor? Öncelikle uluslararası enerji rakamlarına baktık. Her 1 milyon kişiye düşen patent sayısı Güney Kore'de 1429, biz de ise sadece 9, arada bu kadar fark var. Biz şimdi yerli otomobil niye yapmıyoruz diye çaba harcıyoruz. Biz NANO teknolojiye yardım, yatırım yapıyor muyuz? Bu konuda sanayiciye yeteri kadar destek veriyor muyuz hayır. Biz şu kadar buzdolabı, çamaşır makinesi yaptık diye övünüyoruz. Amerika televizyonu buldu. Ama şimdi üretmiyor, başka ülkeler üretiyor. Demek ki; bizim bir temel boşluğumuz var. Bu temel boşluğu doldurmamız gerekiyor. Belli alanlara, belli kaynaklara yeteri kadar yatırım yapmamız gerekiyor."

ÇAĞ MI ATLADIK?

Konuşmasının devamında AK Parti'nin 11 yıllık hükümetinde 1 trilyon 600 milyar dolar harcama yaptığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Hükümet 2002-2013 arasında 1 trilyon 600 milyar dolar harcama yapmış. Çağ mı atladık? Samsung, gibi bir marka mı yarattık. Hayır. O zaman bu para nereye gitti. 1946'dan 2002'ye kadarki dönemde bütün hükümetler 775 milyar dolar harcamış. Müthiş bir kaynak. Şimdi bu müthiş bir kaynağa rağmen neden Türkiye'nin sanayisi ilk 15'te değil. Rakipler bizden daha hızlı koşuyorlar, bizden daha iyi üretiyorlar ve bizden daha fazla satıyorlar. Bunun hep beraber sorgulamamız gerekiyor. Türkiye gerçekten ne kadar büyüdü. 1946-2003 arasında büyüme ortalama yüzde 5,2, dolayısıyla benzer ekonomilere baktık. Yüzde 6,5 büyümüşler. Krizin bize faturası bir gerçeği ortaya çıkardı. Bütün dünya ekonominin kırılgan olduğunu gördü ve Türk ekonomisi en kırılgan ekonomi oldu. Neden? 2002 yılında Merkez Bankası'nın rezervlerine her 100 dolar kısa vadeli borç için 172 dolar vardı. 2013 Temmuz ayında her 100 dolar kısa vadeli borç için Merkez Bankası'nın kasasında 102 dolar var. O nedenle bu gerçeği sadece biz değil, bizim ekonomimizi ve diğer ekonomileri izleyen herkes görüyor. Diğer ülkelerin 100 dolar kısa vadeli borç için kasasında ne var? Endonezya'da 252, Güney Kore'de 258, Hindistan'da 322, Meksika'da 228 ve Brezilya'da 1145 dolar var. Önümüzde ciddi bir sorun var. Avrupa Birliği ile ABD arasındaki serbest yatırım ve ticaret anlaşması. Özellikle iş çevrelerinin meslek kurumlarını bu konuda dikkatini çekmek istiyorum. Türkiye'de bu süreçten büyük zarar göreceğinin altını çizmesi gerekiyor. Eğer bu gerçekleşirse karşılıklı olarak tarifeler sıfırlanırsa; Türkiye bundan büyük zarar görecek" diye konuştu.

REKABET GÜCÜNÜ ARTTIRMAMIZ LAZIM

Türkiye'nin büyümesi için rekabet gücünün arttırılması gerektiğine değinen Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Biz nasıl büyüyeceğiz? Önce yeni bir ekonomi politikası üretmeliyiz. Ana politikası üreten Türkiye olmalı. Onun için kur politikasını üretime endeksleyeceksiniz. Çok değerli Türk lirası olmaz. Biz Türk lirası çok değerlendi diye propaganda yapıyoruz. Peki ABD ne yaptı? 3 trilyon dolar bastı ve bütün dünyaya dağıttı. Bir şey kararındaysa değerlidir. Dolayısıyla para politikası kararında olmalıdır. Vergi politikasını yeniden oluşturmalısınız. Bu vergi politikasıyla bu iş olmaz. Her benzin istasyonu bir vergi dairesine dönüşmüş. Rekabet gücünü arttırmamız lazım. 7 kez mali af çıktı. Bir ülkede 7 kez vergi affı çıkıyorsa demek ki; sorun var demektir. Fabrikayı Adana'dan söküp Osmaniye'ye götürmek teşvik değildir. Bizim programımızda her yıl 10 bin öğrenciyi yurt dışına doktoraya göndermek var. Siyaset tek başına ekonomiyi yönetmeli. Ekonomiyi yönetmek için toplumsal uzlaşma gerekiyor. Dış politika ülkelerin çıkarları üzerine inşa edilir. Dış politika milli olmak zorundadır. Türkiye dünyayı kucaklamalı, dünyada Türkiye'yi kucaklamalı. Nobel ödüllü yazarımız, bilim adamımız ve piyanistimiz var. Kaç tane dünya çapında politikacımız var."

Kılıçdaroğlu, yaklaşık 1,5 saat süren konuşmasının ardından Genel Başkan yardımcıları Erdoğan Toprak, Umut Oran, Sezgin Tanrıkulu ve Faik Öztrak, Gaziantep milletvekilleri Mehmet Şeker ile Ali Serindağ, Gaziantep İl Başkanı Mehmet Gökdağ ile birlikte davetlilerin sorularını yanıtladı.

HABERİM YOK, SİZDEN ÖĞRENDİM

Soru-cevap bölümünün ardından salondan ayrılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin meclisten geçen Suriye tezkeresi sorusuna cevap verdi. Sonuçtan haberinin olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Haberim yok arkadaşlar, ben sizden öğreniyorum. Dur bakalım, ne oldu. Ayrıntılı bilgi almadan, yorum yapamam" dedi. Kılıçdaroğlu, temaslarının tamamlanmasının ardından Ankara'ya dönmek üzere havalimanına gitti.