Gazeteci Ünal Türkiye'de (2)

Halep'te haber peşinde koşarken Ramazan Bayramı'nda esir alınan ve 90 gündüen bu yana kapatıldığı hücrede özgürlüğüne kavuşması beklenen gazeteci Cüneyt Ünal, dün Şam'da serbest bırakıldıktan sonra bugün kendisini kurtaran CHP heyeti ile birlikte Hatay'ın Yayladağ İlçesi'ndeki sınır kapısından Türkiye'ye giriş yaptı. Eşi Nuran Ünal ile ilk buluşması kameralardan uzakta, gümrük kapısının içindeki bir bölümde gerçekleşti. Ünsal çifti, mikrofonların önünde açıklama yaparken zaman zaman biribirlerine sarılıp hıçkırıklarla ağladı.

Aralarında CHP Hatay Milletvekilleri Refik Eryılmaz, Mevlüt Dudu, Hasan Akgöl ile Ankara Milletvekili Levent Gök ve Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) Başkanı Ali Yeral ile bazı basın kuruluşlarının temsilcilerinin yer aldığı 9 kişilik heyetin girişimleri sonucu özgürlüğüne kavuşan Cüneyt Ünal, dün gece Şam'dan Lazkiye'ye uçakla geldikten sonra geceyi Hatay'a komşu olan bu kentte geçirdi. Güvenlik nedeniyle sınırdan Türkiye'ye girişleri ise, bugüne bırakıldı. Lazkiye'den yarım saatlik yolculukla sınır Yayladağ Sınır Kapısı'na ulaşan Cüneyt Ünal, göz yaşlarını gizlemek için sık sık yüzünü eli ile kapattı, yanındaki milletvekilinin elini sıkıca tutarak yürümeye çalıştı.

Suriye'de 90'ıncı günde özgürlüğüne kavuşan gazeteci Ünal'ın giriş yapacağı Yayladağı Sınır Kapıs'ında dün akşam saatlerinde başlayan heyecanlı bekleyiş, bugün saat 11.00 sıralarında yerini sevinç naralarına bıraktı. Vali Yardımcısı Orhan Mardinli'nin başkanlığında bir resmi heyetin de bulunduğu karşılama grubunun bekleyişi sırasında, Suriye tarafında ateşlenen topların sesleri de bu noktada duyuldu.

Ünal ve beraberindekiler pasaport işlemleri için gümnük kapısına girdiğinde, 1 dakika bile beklemeye sabrı kalmadığını söyleyen eşi de arka kapıdan bu binaya alındı.

"90 GÜN HİÇ KİMSEYLE KONUŞMAMIŞTIM"

Cüneyt Ünal, gümrük kapısında gazetecilere açıklamalarda bulunurken, 90 gün bir hücrede olduğunu söyledi. Ünal, "Hiç kimse ile konuşmadığım için şimdi de konuşmakta güçlük çekiyorum. Kusura bakmayın. Şimdi çok mutluyum. Ülkeme geldim, özgürlüğüme kavuştum. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Meslektaşlarıma, milletvekillerine, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine teşekkür ediyorum" dedi.

Cüneyt Ünal, 90 gün 2 metrekarelik bir hücrede tutulduğunu, gözünü kapatırken ve açarken karşısında sadece soğuk bir duvar gördüğünü vurgularken, "Bir battaniye ile beton bir zeminde yatıyordum. İlk kez dün akşam sıcak bir yatakta yattım" diye konuştu. Cüneyt Ünal konuşurken, kendisi gibi Halep'te iç savaşı izleyen ve aynı noktada bulunan Japon gazeteci elini uzattı ve sarıldı.

Ünal, esir olarak bulunduğu yere japon gazetecinin eşinin sadece fotoğraf makinasının getirildiğini gördüğünü, akıbetini bilmediğini söyledi. Yanındaki Filistinli gazetecinin de akıbetinden habersiz olduğunu belirtti. Ancak Beşar Esad'ın, bu gazetecinin durumu ile ilgili olarak da araştırma yaptırttığı ve 24 saat içinde cevap verileceği belirtildi.

Gazeteci Ünal'ın eşi Nuran Ünal da 90 günden bu yana çok kötü günler geçirdiğini, eşini kendisine kavuşturanlara ve bu sürede gece-gündüz yanında olanlara teşekkür etti.

KURTARICI HEYET NE DEDİ?

Cumali Ünal'ı kurtarmak üzere girişimlerde bulunan ve başarı sağlayan heyet adına konuşan CHP Milletvekili Refik Eryılmaz da şunları söyledi:

"Biz ikisi için (Cumali Ünal ve Beşar Fehmi Kadumi) gittik. Kadumi konusunda bir bilgileri olmadığını belirttiler. 24 saat içinde haber bekliyoruz. Bu girişimimizde hiçbir siyasi kaygı ve menfaate girmedik. Bize destek veren herkese, genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ne teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bundan sonra, Türkiye'deki gazetecilerin serbest kalmasına birz katkı olacağını sanıyoruz."

YANINDA ÖLEN JAPON GAZETECİNİN EŞİ DE GELDİ

Yaklaşık 3 ay önce Suriye'de öldürüldüğü açıklanan Japon Gazeteci Mika Yamamoto'nun kendisi gibi gazeteci olan ve gözaltı sırasında aynı noktada bulunan eşi Kazutaka Sato, serbest bırakılan Türk Gazeteci Cüneyt Ünal'ı karşılamak ve konuşmak için Yayladağı Gümrük Kapısı'na geldi. Burada Cüneyt Ünal'ın Türkiye'ye getirilmesini bekleyen Sato, gazetecilere yaptığı açıklamada, 20 Ağustos'ta Kilis'ten Suriye'ye giriş yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Ben, eşim, Cüneyt Ünal ve Bashar Fehmi Kadumi çekim yapmaya başladık. Bu sırada bir grup üniformalı asker yanımıza yaklaştı. Askerler bize 10-15 metre mesafeye kadar yaklaştıkları sırada eşim benim sol yanımda, Cüneyt ve Bashar ise sağ tarafımdaydı. Aniden bir çatışma başladı. İlk anda 3-4 el silah sesi duyduk. Silah sesleri daha sonra seri şekilde devam etti. Ben kaçtım, eşim, Cüneyt ve Bashar'ın nerede olduklarını bilmiyordum. Bir binaya sığındım. Eşimin cenazesini Türkiye'den Japonya'ya götürdükten sonra vücudunda 9 mermi yarası olduğunu öğrendim."

O çatışmada neler yaşandığını ve eşinin nasıl öldürüldüğünü Cüneyt Ünal'dan dinlemek istediğini ifade eden Sato, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cüneyt'in orada ne gördüğünü, neler yaşadıklarını anlatmasını isteyeceğim. Eşim öldüğü için çok üzgünüm. Ama Cüneyt sağlıklı bir şekilde döndüğü için seviniyorum. Hayatta kalabildiği için onu tebrik ediyorum. Sanıyorum ailesi de çok mutludur."

DHA(OA/İD) - Hatay/ Yayladağı