Gazeteci Arkadaşları Birand'ı Anlattı )

Mehmet Ali Birand'ın hayatını kaybettiğinin duyulmasından sonra çok sayıda gazeteci hastaneye akın etti.Çok üzüntülü olduklarını söyleyen gazeteciler meslektaşları Birand'ı anlattılar.

Haber: Hasan YILDIRIM -Süleyman KAYA- Kamera: Özgür ARSLAN İSTANBUL DHA

'AĞLAMAYACAĞIZ"

İrfan Değirmenci ise Mehmet Ali Birand ile olan bir anısını anlattı. Değirmenci, 'Bülent Ecevit'in cenazesinde Ankara'dan bütün gün yayın yaptım.Çok soğuk bir gündü.Birand yayından sonra telefon etti.Ben de inan çok üzgünüm ekran başında ağlıyorum. Ama şov dünyası devam ediyor.Yayını toparlamak kurtarmak çok önemli demişti o gece.Hepimize çok şey öğretti.Sen bu gece yayını çok güzel idare ettin.Başardın.Ağlamayacağız" diye konuştu.

Gazeteci Güneri Civaoğlu 'Bir şey söyleyemiyorum.Çok değerli bir insanımızı kaybettik.Çok sevdiğim bir arkadaşımdı.Çok üzüldüm.Bir şey söyleyemiyorum kusura bakmayın." dedi.

'HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ BİR ŞEYDİ"

Mehmet Ali Birand'ın yardımcısı Süleyman Sarılar ise 'Hastaneye gidiyordu.Ben Serdar'ı çağırayım dedim.Hayır gerek yok.Ben akşama geleceğim dedi.Gelme dedi bana sıradan bir şey ben çıkar gelirim dedi.Sabah stend başarıyla değiştirildi.10-15 dakikalık bir şey. Ama sonrasındaki kalp komplikasyonu nedeniyle maalesef gelemedi.Konuştuğumuz bunlardı. Bülten konuşuyorduk.Haber konuşuyorduk.Bugün Diyarbakır'daki cenaze törenlerini nasıl izleyeceğimizi, nasıl vereceğimizi konuştuk.Canlı yayınları planladık.Normal işimizi planlıyorduk.Hiç beklemediğimiz bir şeydi.Hepimizin başı sağ olsun" dedi.

'BABAYI KAYBETTİK"

Birand'ın arkadaşı teknik yönetmen Musa Çözen ? Ben hiç alışkın değilim.Ben 40 senedir kameranın arkasındayım.Bugün işte elzem bir olay.Babamı kaybettim.Mehmet Ali Babayı.İlk 1985 yılında 32.günde başladık.Bugün de saat 18.30 Cemre yengem geldi.Son dedi.Babayı kaybettik.Noktayı koyduk" dedi.

'TÜRKİYENİN EN İYİ GAZETECİSİYDİ"

İş adamı Erol Aksoy ise 'Mehmet Ali Birand ile uzun süre beraber çalıştık.Tam bir gazeteciydi. Tarafsız bir gazeteciydi. Voltaire'in dediği gibi "Benim fikrimde olmayanın, karşımdakinin fikrini açıklaması için ölümüne kadar savaşırım" diyen birisiydi.32. günde 28 Şubat döneminde büyük bir savaş verdik.Bütün Türkiye onu hatırlayacak.Türkiye'nin en iyi gazetecisiydi. Mekanı cennet olsun" dedi.

Gazeteci Hasan Cemal ise 'Hepimizin başı sağ olsun.Gazeteci milletinin başı sağ olsun" dedi.

'TÜRKİYE ONU ÇOK ÖZLEYECEK"

Ölüm haberinin ardından hastaneye koşan Ali Kırca ise bugün Diyarbakır'dan gelen manzaranın Birand'ın barış için özlediği tabloyu sergilediğini belirterek, ? Hepimizin başı sağ olsun Türkiye Cumhuriyeti'nin kaybı. Mehmet Ali Birand Türkiye'nin gazeteciliğinde, haberciliğinde bir dönümdür, bir kavşak noktasıdır. Bunu bütün Türkiye biliyor. Zaten onun için onu çok arayacağız ve özleyeceğiz. Benim için kişisel olarak bunların ötesinde 37 yıllık bir dostumu kaybettim. Ekran macerasına da biz aslında birlikte başladık 1982 yılında. Herkes bizim rakip kanallarda farklı haber kanallarında görmüştür ve biz Birand'la hiçbir zaman o duygular içerisinde olmadık. Arkadaşlığımızı dostluğumuzu ve mesleki dayanışmamızı sürdürdük. Birbirimize danışarak hatta izin günlerimizi bile birlikte kararlaştırdık. O dostluğumuzu hiç yitirmedik. Onun ötesinde o özel dünyaları duyguları paylaştığım çok değerli bir arkadaşım onu yitirmenin acısı içerisindeyim. Bizim kuşaktan pek kimse kalmadı. Onu Türkiye çok özleyecek ama ben çok özlüyorum ve özleyeceğim. Bir de Diyarbakır'da barış için yapıldığı söylenen ve o amaca da hizmet eden yürüyüş vardı. Cenaze töreni vardı gösteri vardı. Birand yıllarca terörün bitmesi kanın durması barış için yazdı, çizdi ve programlar yaptı. O bugün derin bir uykudayken Diyarbakır'dan gelen görüntüler onun özlediği tabloyu yansıtıyordu. Sadece o değil Türkiye'de 1980'den sonra darbeler nedeniyle demokrasinin sekteye uğradığı o zamanlarda televizyon yoluyla tabuları yıkarak birlikte başladığımız 32.günde önemli bir işlev üstlendi. O yüzden Türk demokrasisi de Mehmet Ali Birand'a çok şey borçlu. Sevgili arkadaşımı çok özleyeceğim herkesin başı sağ olsun" dedi.

Gazeteci Cengiz Çandar ise,40 yıllık arkadaşını kaybetmenin acısını yaşadığını belirterek, 'Kendimde değilim açıkçası, gerçi sabah burada mucize beklentisi içerisindeydik. Durumunun umutsuz olduğunu biliyorduk ama dediğim gibi bir mucize beklentisiydi. Haberi aldıktan sonra her şey film şeridi gibi uzun yıllar yaklaşık 40 sene gözümün önünden geçti. ve sanki hiç olmayacakmış gibi bizi yaşamaya alıştırmıştı. Daha ağır kanser ameliyatı geçirdikten sonra 1 buçuk yıl önce bile o nedenle öleceğine hiçbir zaman inanmadığını söyleyip giderek daha enerjik bir hayat sürmeye başladı. Hayata o kadar tutkun biriydi ki sanki hiç böyle bir şey olmayacakmış gibi dediğim gibi bizi onunla beraber yaşamaya alıştırdığı için hayatın yoksullaştığını son bir saattir hissediyorum bütün ülkenin hayatı çok yoksullaşacak gibi ' şeklinde konuştu.