GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ- Çanakkale Boğazı'nda denizin değişen renginden detaylar- ÇOMÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Türkoğlu ile röportaj.. MEHMET BAYER - Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı'nda fitoplankton olarak adlandırılan canlıların (suda asılı bulunan, hareket yeteneği akıntıya bağımlı olan canlılar) artması, deniz suyunun renginin değişmesine yol açtı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Türkoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, denizlerdeki renklenmenin genel olarak fitoplankton denilen bitkisel kökenli tek hücreli canlılardan kaynaklandığını söyledi.Her zaman bu renk oluşumuna rastlanamayacağına işaret eden Türkoğlu, "Literatürde 'Harmfull Algal Blooms (HABs)' olarak adlandırılan bu canlılar, aşırı üreme durumlarında deniz suyunu, şu anda da tüm Marmara'da gördüğümüz gibi yeşile, yeşilin farklı tonlarına, bazen kırmızıya, kahverengiye ve beyaza döndürebilmektedir" dedi.Türkoğlu, dünyadaki tüm denizel sistemlerin giderek kirlendiğini vurguladı.Sanayi, endüstriyel ve evsel atıkların miktarı arttıkça denizler kirlenmeye, bunu kaldıramayınca renklenmeye başladığını bildiren Türkoğlu, şöyle konuştu: "Eskiden bu renklenmeler koy, körfez ve spesifik liman bölgelerinde görülürdü, ancak günümüzde Marmara Denizi'nde de olduğu gibi tüm sistemi kaplayacak kadar yoğun hatta süresinin de uzadığını gördük. Eskiden bu yoğun üreme birkaç günde olur ve biterdi, ama bu olay 17 Mayıs'ta başladı ve hala devam ediyor. Muhtemelen haziranın ortalarına kadar devam edecek. Çanakkale Boğazı'nda 2003 yılının haziran ayında da benzer bir renklenme oluşmuştu. O dönemde yoğunlaşan kokkolitoforid türü olan 'E. huxleyi' idi. Bu tür de dahil olmak üzere fitoplankton türleri aslında sistemin kirliliğini bir şekilde dengelemeye çalışıyor, onları yok etmeye çabalıyor, ancak nereye kadar? Sonuçta böyle renklenme dediğimiz olaylar da oluyor."Türkoğlu, aşırı üreme gösteren fitoplankton türlerinin genel olarak iki bölümde incelendiğini ifade etti.Bunlardan ilkinin toksin üretenler, diğerinin ise toksin üretmeyenler olduğu bilgisini veren Türkoğlu, "Toksin üretenler sistemde yaşayan tüm canlılarla beraber besin yoluyla insan sağlığı üzerinde de oldukça etkilidir. Dolayısıyla besin zinciri yoluyla bize kadar geliyor. Toksin üretmeyenler var. Bunlar toksin üretmese bile sistemde o kadar aşırı ürüyor ki diğer canlıların yaşamasına engel oluyor. Ortamdaki oksijeni özellikle gece saatlerinde tüketiyor. Bu fitoplankton türleri, ister toksin üretsin isterse üretmesin, aşırı üreme gösterdiklerinde sisteme ve sistemde yaşayan diğer canlılara bir şekilde zarar veriyor" değerlendirmesinde bulundu.
Son Dakika › Güncel › Fitoplankton Çoğaldı, Denizin Rengi Değişti - Çanakkale....haber - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?