Feyzioğlu: Kurumlar Hiç Kimsenin Tapusunda Değildir

Şanlıurfa Barosu hizmet binası önceki gün açıldı. Yapılan açılışa Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Urfa Barosu Başkanı Hikmet Delebe, Başsavcı Uğurhan Kuş, HDP Milletvekili İbrahim Ayhan, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili İsa Kızıldemir, birçok ilin baro başkanları ile avukatlar katıldı.

DELEBE: URFA BAROSU BÖLGEMİZİN EN BÜYÜK BAROLARINDAN BİR TANESİDİR
Urfa Barosu Başkanı Hikmet Delebe, Urfa Barosu'nun olağanüstü bir şekilde büyüme kaydettiğini belirterek, "Şanlıurfa Barosu 1952 yılında kuruldu ve aradan geçen 64 yıl içerisinde Urfa Barosu olağanüstü bir şekilde büyüdü, üyelerimizin sayısı olağanüstü şekilde arttı. Şu anda Urfa Barosu 750 avukatıyla ve 150 stajyeriyle bölgemizin en büyük barolarından bir tanesidir. Dolayısıyla baromuzun kurumsallaşması, kimliğine bürünmesi anlamında önemli gelişmelerin sağlanması gerekiyor. Açılışa katılan baro başkanlarına teşekkür eden Delebe, "Bu arada aramızda bir baro başkanımız eksik, malum Diyarbakır Barosu başkanımız rahmetli Tahir Elçi menfur bir saldırı sonucunda katledildi. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Ceza adalet sistemi iddia, savunma ve yargılama makamları olmak üzere 3 temel ayaktan oluşur. Adaletin savunma ayağı kurumsal anlamda barolardan ve Türkiye Barolar Birliği'nden; kişisel anlamda da avukatlardan oluşur. Bir şüphe ile başlayıp iddiaya dönüşen ve sonradan yargılanan bir fiil cezalandırılmadan önce savunmaya muhtaçtır. İşte failin savunması savunma mesleğinin uygulayıcıları olan avukatlar tarafından gerçekleştirilir. Avukatlar, müvekkillerini sahip olduğu hakları konusunda bilgilendirmek ve onların savunmasını üstlenmek gibi çok zor bir görevi ifa ederler. Bu nedenle savunma ve onun uygulayıcıları olan avukatlar hukuk devletinin, bağımsız yargının vazgeçilmez unsurlarıdır. Hukukun üstünlüğü ve adaletin tecellisi için hiç kuşkusuz avukatlar mesleklerini icra ederken, bağımsız, baskılardan uzak ve rahat çalışma koşullarına sahip olmalıdır. Savunma hakkı bulunan baroların üyeleri olarak görevlerini layığı ile yerine getirebilmesi için hiç kuşkusuz uygun çalışma ortamlarına ihtiyaç vardır. Bugün açılışını yaptığımız hizmet binamız, baromuz avukatlarına bu uygun mekânları vermeyi amaçlamaktadır. Biraz önce içinde bulunduğumuz binamızla ilgili kilit bilgiler ben size arz etmek istiyorum. Baromuz 3 bin 149 metre karelik arsa üzerine kuruludur. Toplam kullanım alanları 5200 metre karedir. Ve inşaat süresi bir buçuk yıl olarak devam etmiş ve 2015'in sonunda teslim edilmiştir. Açılışını bugün yaptığımız binamızın içerisinde idari kazı, yüzme havuzu, fitness salonu buhar hamamı, Türk hamamında oluşan sıpa merkezi yine yazlık ve kışlık olmak üzere lokantamız ve yine içerisinde bulunduğumuz 400 kişilik kongre merkezimiz ve ona yakın irili ufaklı konferans ve ses salonumuz bulunmaktadır. Baromuza ait olan bu binanın inşaat maliyeti içindeki tüm malzemeler ile birlikte Türkiye Barolar Birliği tarafından karşılanmıştır. Emeği geçen Bakanımız Sayın Faruk Çelik'e teşekkür ederim." dedi.

'URFA BÜTÜN ŞEHİRLERİMİZ GİBİ BÜTÜN BAROLARIMIZ GİBİ GÖZBEBEĞİMİZDİR'
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, şu ana kadar 13 yerin inşaatlarını bitirdiklerini ifade ederek,"Urfa bütün şehirlerimiz gibi bütün barolarımız gibi gözbebeğimizdir. Şuana kadar 13 yerin inşaatını bitirmişiz. Tabi bütün hizmetleri bir dönemde bitirirsek ikinci bir döneme bir şey kalmayacağı denir diye birkaçını ikinci döneme bıraktık. Çok büyük işleri hep birlikte başardık. Biz bu ülkede ne yapıyorsak hepsini şehitlerimize borçlu olduğumuz düşülmüyorum. Devlet yıkılırsa hepimiz altında kalırız. Ama devletin yıkılmaması içinde adalet mülkün temelidir cümlesini iyi anlamamız gerekir. Devlet haklı ile haksızı suçlu ile suçsuzu birbirinden ayırıp adaleti dağıtacak ki, birliğini koruyabilsin. 79 milyon vatandaşımızı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla gurur ve güven duyabilmesi için bağımsız tarafsız adil yargılama yapabilen savunmaya etkin şekilde yer veren şeffaf gerekçelendiren bir yargıyı hep birlikte inşa etmek zorundayız. 15 Temmuz şerrinde hep birlikte bu hayrı çıkarmaya mecburuz. 15 Temmuz sonrasında üzerinizdeki sorumluluğun gereğini her yerde yerine layığı ile getirdiğimize inanıyorum. Üyelerimizle yöneticilerimiz ve Türkiye çapında da Türkiye Barolar Birliği olarak demokrasimize birliğimiz, beraberliğimize elimizden gelen bütün desteği verdi. Vermeye de devam edeceğiz. Bu kapsamda Adalet Bakanlığımızla diyalogumuzu üst seviyeye çıkardık. Adalet Bakanlığımızla zannediyorum cumhuriyet tarihinde ilk defa eksiksiz bir şekilde bir kadro ile eksiksiz bir kadro ile sorunları bir bir masaya yatırdık. Türkiye'nin her yerinden her ilçesinden en objektif en sağlıklı bilgiyi Türkiye Barolar Birliğinden ve barolarımızdan alabiliriz" dedi.

'MAKAMLAR VE KURUMLAR HİÇ KİMSENİN TAPUSUNDA DEĞİLDİR'
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, devletin küresel saldırı altında olduğunda devletin yanında olduklarını belirterek, "15 Temmuz bu birlik ve beraberlik ruhu sayesinde püskürtüldü. Elbette nazik cümleler kuracağız, elbette yapıcı konuşacağız. Akabinde bir adli yıl açılış töreninde hep birlikte olmadık mı? Birlik ve beraberlik değerli dinleyenler her konuda düşüneceği akla gelmez. Belki biz katılmamayı doğru gördük, demek ki bazıları dedi keşke katılsaydık. Ama şunu çok açık bir şekilde ifade edeyim. Adli yıl açılış törenine katılma konusunda kendi içimizde baro başkanlarımızla ve toplumla farklı, farklı düşünceler ortaya koymuş olabilir farklı olmayan şudur. 15 Temmuzda yakalanana birlik ve beraberlik ruhu hiçbir şekilde kaybedilmemelidir. Ve her daim diyalog kanalları açık tutulmalıdır. Bizim de öğrenecek şeyimiz vardır, bizim de söyleyecek ve anlatacak sözümüz vardır. Her şeyi ben bilirim diyen hiç bir şey bilmemekte daha kötüsü bilmediğini bilmiyordur. Yenikapı ruhu siyasi parti liderlerinin Cumhurbaşkanlığı makamında buluşması ve Türkiye'nin her yerinde baro başkanlarının bu birliğe destek vermesi Türkiye'ye küresel saldırı karşısında zaman kazandırmıştır. Ama sanmayın ki tehlike ve tehdit geçmiştir. Tehlike ve tehdidin kalıcı olarak bertaraf edilmesi için atılacak çok adımlar vardır" şeklinde konuştu.

'YARGININ BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI TARTIŞILMALIDIR'
Feyzioğlu son olarak ise, "Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışılmalıdır. Halkın yargıya güvenini sağlamak bu yargının 3 makamında bulunan bizlerin görevidir. Sorunları doğru tespit edip doğru çareler ürettiğimizde bu milletimizin birliğini perçinleyeceğine inanıyorum. Halı hazırda hain terör örgütünün devlet kadrolarına sızması ve bu sızma hareketlerine karşı temizlik sebebi ile önemli açıda bir kadro açığı meydana gelmiştir. Yargıdaki kadro açığını kuşkusuz zaman içerisinde gidereceğiz. Ama tıpkı F-16'ları uçuracak pilot ihtiyacı ne kadar acilse Türkiye'nin tecrübeli hâkimlere ihtiyacı o kadar acildir. Bu açığın avukatlar tarafından giderilmesi ise her zaman mümkündür. 100 bin avukattan oluşan dev bir orduyuz. Yüz bin avukatın içinde en kıdemlilerimiz dahi bu zor zamanda hâkim kürsüsüne oturması ve açığı en etkili şekilde gidermesi mümkündür. Şuan da Adalet Bakanlığımıza izah edip önereceğimiz çözümlerden biri kıdemli avukatların kıdemlerine uygun seviyeden yargı kadrolarına yerleşmesinin düşünülmesidir. Aynı şekilde beş yıl veya on yıl meslektaşlarımızda nihayet kısa bir eğitimden sonra yargıya hâkim ve savcı olarak iktisat edilmesi sağlanabilir. Ve hep aynı çözümler üretmek zorundayız, bu çözümleri kavga ederek hakaret ederek sesimizi yükselterek bulamayız. Yapıcı bir diyalogla ses yükseltmeden ve dinlemeye hazır olursak üretilebilir.
Biz yargının vazgeçilmez bir parçasıyız, ancak bunun nerden kaynaklandığını ne için vazgeçilmez olduğumuzu hepimiz biliyoruz ama bizim dışımızdaki bir kitlenin de çok iyi anlaması gereken bir gerçek var. İnsanlık tarihinin doğruyu yanlıştan, suçluyu suçsuzdan ayırt edebilmek için ürettiği en etkili mekanizma adil yargılama ilkelerine dayanan bir duruşmadır. Hiç kimsenin gözü içen bakara haklı ya da haksız diyemezsiniz. Nerede savunma hakkı kısıtlanır nerede adil yargılama hakkı ihlal edilir işte bu ihlallere öncelikle kendisini gizlemeye suçlunun suçsuza karıştırmaya yarayan terör örgütlerine yarar. İşte bu yüzden olağanüstü hallerde savunma hakkı sınırlanacağına tam aksine daha derine salınması gerekir. Bu düşüncelerimiz sayın cumhurbaşkanımıza da ilettik. Meclis başkanına da ifade ettik, Adalet Bakanlığımıza da ilettik. Bu bağlamda da fikir birliği içinde olduğumuzu görüyor ve doğru adımların atılmasını da diliyorum" diye konuştu.

AÇILIŞA DAVET EDİLMEYENLER SİTEM ETTİ
Yoğun katılımın olduğu Şanlıurfa Barosu Hizmet Binasının açışına binanın yapımında emeği olan ancak davet edilmeyenler ise sitem etti. Buna tepki gösteren Şanlıurfa Barosu Eski Başkanı İrfan Güven, Şanlıurfa Barosu'nun açılış töreni için aranmadığı belirtti. Güven "Diğer baro başkanlarımızı bilemem ama tapusunun altında imzası olan şahsım açılışı yapılan bu tesis için baro başkanı veya TBB tarafından aranmadı ve davetiye de gönderilmedi. Bu nedenle tercihlerine saygı duyarak açılış törenine katılım sağlamadım. Neden böyle bir tercih yapıldı? Bununun cevabını baronun ve Urfa'nın ortak vicdanına bırakmak en doğrusu" şeklinde konuştu.
Sitem eden bir başka isim de Şanlıurfa İl Genel Meclisi Eski Başkanı Mustafa Yavuz oldu. Sosyal medya hesabından tepki gösteren Yavuz, "İl Genel Meclisi olarak yer tahsisinde büyük katkı sunduğumuz, açılışına davet edilmediğimiz Baro binası Urfa'mıza hayırlı ve uğurlu olsun" ifadelerini kullandı. Davet edilmeyen ve tepkisini sosyal medya hesabından dile getiren bir başka isim ise AK Parti Şanlıurfa Eski İl Başkanı Avukat Yusuf Eğilmez oldu. (Kaynak: Gazete İpekyol)