Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nda kaçırılan 49 kişinin 101 gün sonra serbest bırakılmasıyla ilgili, "Bir kumpas olması, kamu görevlilerinin de içine katıldığı senaryo olması, böyle düşünülmesi bizim çok sağlıklı düşünmediğimizi, her olayın arkasında bir kumpas arayarak, mantık çizgisinden şaştığımızı gösteriyor" dedi.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Burdur Barosu'nun 'Avukat Evi' olarak düzenlediği Tarihi Burdur Konağı'nın açılışını yapmak üzere kente geldi. Açılış öncesinde Burdur Belediyesi Susamlık Tesisleri'nde basına açıklama yapan TBB Başkanı Feyzioğlu, IŞİD'in elinde rehin tutulan Musul Konsolosluğu personelinin Türkiye'ye dönmesine ilişkin konuştu.
Rehinelerin kurtulmasından büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Feyzioğlu, "Bazen sosyal medyada çeşitli yorumlara rastlıyorum. 'Bu rehin alma olayı bir senaryo ve aileler bugüne kadar seslerini çıkarmadıklarına göre ne kadar rahatlar', bu cümleleri acımasız buluyorum. O ailelerin çocuklarıyla, eşleriyle kucaklaşmalarını sizler de seyrettiniz. Bir kumpas olması, kamu görevlilerinin de içine katıldığı senaryo olması, böyle düşünülmesi bizim çok sağlıklı düşünmediğimizi, her olayın arkasında bir kumpas arayarak mantık çizgisinden şaştığımızı gösteriyor" dedi.
NİÇİN TAHLİYE EMRİ GELMEDİ?
Uluslararası hukuk açısından olayın kabul edilebilir bir tarafı olmadığını aktaran Metin Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Hukukçu olarak beklediğim, şu Musul kentinin, bu vahşi terör örgütü tarafından işgal edilmekte olduğunu bir zamanlar 'Ortadoğu'da kuş uçsa, kanat çırpsa haberimiz olur' diye övünen Türkiye nasıl öngöremedi? Neçirvan Barzani'nin basın açıklamasını sizler de okudunuz. 'Konsolosluğu tahliye edelim, biz kaçıyoruz diye konsolosa uyarıyı yaptık ama anlayamadığımız bir sebepten dolayı çıkmadı konsolosluk görevlileri' dedi. Dışişleri uygulamasında bir konsolosun, bir konsolosluğu böyle bir tehdit karşısında 'Boşaltmıyorum ben' deme yetkisi bulunmadığına, yani Ankara'dan 'tahliye etmeyin' diye bir talimat çıkmadığı bir durumda, tahliye etmemek gibi bir yetkinin asla kullanılamayacağını bildiğimize göre, Ankara'dan Musul başkonsolosluğumuza niçin tahliye emri gelmemiştir? Bu tahliye emrinin verilmemesi, görevi kötüye kullanmaktır. İstihbarat alıp, tahliye emri vermediyse sebebinin araştırılması gerekir. İstihbarat almadığı için tahliye emri vermediyse nasıl istihbarat almazsın, istihbarat alması gereken birimler niçin gerekli istihbaratı almamıştır, almayı becerememiştir? Nerede aksamıştır?"
'ANA DİL ÖĞRENME HÜRRİYETİ VARDIR'
Ana dilde eğitimin Türkiye'nin gündem maddelerinden birini teşkil ettiğini söyleyen Feyzioğlu, bu konunun konuşularak çözülmesi gerektiğini aktardı. İnsanların ana dillerini çocuklarına öğretme hakkı olduğuna dikkati çeken Feyzioğlu, şöyle dedi:
"Anadil öğrenme hürriyeti vardır, ancak resmi dil olan Türkçenin hiç kuşkusuz öğrenilmesi, öğretilmesi gerekliliği de vardır. Resmi dilin yanında, ana dili öğrenebilecek imkanlara kavuşturulması, 21'inci Yüzyıl'da insanların artık tartışılmaz temel hakkıdır. Türkiye Cumhuriyeti eğitim sisteminin de dünyada konuşulan bir önemli dili tüm çocuklarına öğretmek gibi yükümlülüğü vardır. Konuya etnik ayrımcılık temelinden değil de insan hakları ve çağdaş ihtiyaçlar penceresinden bakarsak daha sağlıklı olur kanaatindeyim."
'HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ SİYASETİ'
TBB Başkanı Feyzioğlu, daha sonra Burdur Barosu'nun 'Avukat Evi' olarak düzenlediği Tarihi Burdur Konağı'nın açılışına katıldı. Burdur Belediye Başkanı CHP'li Ali Orkun Ercengiz ile Burdur Baro Başkanı Yusuf Çiftçi'nin eşlik ettiği Feyzioğlu, TBB'nin ve baroların hukukun üstünlüğünü talep etmelerinin, üstünlerin hukukuna karşı söz söylemelerinin siyasi parti siyaseti değil, hukukun üstünlüğü siyaseti olduğunu kaydetti. - Burdur
Son Dakika › Güncel › Feyzioğlu: Her Olayın Ardında Kumpas Arayarak Mantık Çizgisinden Şaştık - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?