MERİÇ ÜRER - Askeri lisenin ardından Deniz Harp Okuluna giren Hilmi Tolga Şahin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları nedeniyle atıldığı okulda yapılan "işkence dolu" eğitimleri ve baskıları, hafızasından silemiyor.
Asker babasının harbiyeden mezun olduğunda kuşandığı meç ve üniformasına duyduğu hayranlıkla daha çocuk yaşta subay olmayı kafasına koyan Şahin, hayallerini gerçekleştirmek için askeri liseye başladı.
Mesleğin zorluklarını bilen babasının istememesine karşın 2003'te önce Heybeliada Deniz Lisesine havacı sınıfında giren Şahin, ardından Hava Harp Okuluna başlasa da pilotluk için sağlık durumunun uygun görülmemesi üzerine eğitimine Deniz Harp Okulunda devam etti.
Türk Silahlı Kuvvetlerine subay olarak katılacağı günün hayalini kuran Şahin, ancak o günlerde okulda farklı bir yaklaşım tarzıyla karşılaştı.
Yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Şahin, kimi öğrencilere farklı yaklaşımların daha ilk günden başladığını, bunun okuldan atıldığı güne kadar sürdüğünü söyledi.
Eğitimlerin çok ağır geldiğini ancak ilk başta bunu kendi kondisyonsuzluğuna bağladığını dile getiren Şahin, onun için tüm sınırlarını zorlayarak eğitimleri tamamlamaya çalıştığını ifade etti.
"Tabur" adını verdikleri akademik eğitimin dışında kalan askeri eğitimler öncesi 4 saat güneşin altında bekletildiklerini bildiren Şahin, sonrasında güneşte 3 saat yürütüldüklerini ya da 8 kilometre koşturulduklarını ve ayakta kalmalarının istendiğini kaydetti.
"Kızgın asfaltta avuçlarım yanmasın diye..."
Eğitimlerdeki koşularda geride kaldığı gerekçesiyle ceza olarak şınav pozisyonunda kızgın asfalt üzerinde bekletildiğini anlatan Şahin, şöyle konuştu:
"Günün bütün biriken sıcağıyla kızmış asfaltta şınav pozisyonunda 2-3 dakika bekledikten sonra ellerim, avuçlarımın içi yanmasın diye tükürmek zorunda kaldığımı biliyorum. Ellerimin içinden yanık et kokusu geldiğini hatırlıyorum. Otların, dikenlerin içinde, erimiş asfaltın üzerinde 200-300 metre süründürüldük. Korkunçtu. Ceza talimleri yapılırken başımda bağıran lider komutan, harbiye 4. sınıf öğrencisi 'Siz burada 3 dakika boyunca şınav pozisyonunda bekleyemezseniz yarın öbür gün jette eject çekersiniz yani koltuk fırlatma. Vatanın, milletin emeği gider, tüyü bitmemiş yetimin hakkı gider' diye bağırıyordu. Vatani duygularımız körüklenerek o işkenceye dayanmak zorunda bırakılıyorduk."
"Dört kişilik odada hep benim dolabım aranırdı"
Askeri okullarda odaların düzenli arandığını, bunun normal olduğunu belirten Şahin, ancak dört öğrenci kaldıkları odada hep kendisinin dolap ve çekmecesinin arandığını, bunun sonucunda akıl almaz suçlamalarla karşı karşıya kaldığını dile getirdi.
Bu aramalardan birinde fantastik edebiyata merakıyla, bu tarzda kaleme aldığı öykülerin yer aldığı defterinin bulunduğunu bildiren Şahin, böylece subaylık hayalini sonlandıran sürecin işlediğini söyledi. Şahin, şunları kaydetti:
"Defterin bulunmasıyla rehberlik servisine yönlendirildim. Burada 'İntiharı düşünüyor musun?', 'Satanist misin?', 'Dine inanıyor musun?' gibi sorular soruldu. Ben de komutanıma 'Fantastik edebiyata ilgim var. Çalışmalarım Yüzüklerin Efendisi'nin yazarının elfçe yazılarını içeriyor' dedim. Komutan, kitabın çok ilgisini çektiğini söyleyerek, okumak için bir süreliğine almak istediğini belirtti. Defterimi kendisine bıraktım. Ardından o defter incelemelere gitmiş, enteresan şekilde 'İntihara eğilimlidir, askeri öğrenci olmaya müsait değildir, kafasında karmaşık duyguları vardır' şeklinde olumsuz birçok yorumun dosyama yazıldığını fark ettim."
"Bir günde okuldan atıldım, hala korkuyla uyanıyorum"
Şahin, bundan sonraki süreçte "emre itaatsizlik", "yalan söyleme" suçlarından savunmasının istendiğini bildirdi.
Savunma için verilen süre dolmadan Yüksek Disiplin Kurulunun toplanarak 1 günde kendisini okuldan attığını belirten Şahin, "Ben 15 disiplin puanından, bu iki suçtan savunma sonucu eksi 73 puana düştüm. Bu harp okulu tarihinde kırılmış bir rekordur. 'İtiraz etmek istiyorum' dedim, dinlemediler. 'Komutanım, eve gidecek param yok, beni aynı gün içinde attınız, bu gece kalıp eve gidebilir miyim?' dedim. 'Sen artık bizim öğrencimiz değilsin, okulu terk et' yanıtını aldım." diye konuştu.
Harp okulunda maruz kaldığı şiddet ve baskı dolayısıyla hala psikolojisinin bozuk olduğunu anlatan Şahin, "Hala gece rüyamda taburlara, derslere geç kaldığımı, ceza aldığımı, sabah uyanıp sakal traşı olmamış şekilde yatakhaneden çıktığımı fark edip korkuyla uyanıyorum." dedi.
"Savunmamı isteyen binbaşı FETÖ'cü çıktı"
Deniz Harp Okulundan atılmasına yol açan savunmaları isteyen komutanının, 15 Temmuz'daki darbe girişimi nedeniyle TSK'dan ihraç edilen ve rütbesi alınan eski Deniz Kurmay Kıdemli Binbaşı Cüneyt Aydoğan olduğunu ifade eden Şahin, şunları söyledi:
"Benden savunma isteyen Kurmay Binbaşı Aydoğan, darbe girişimi sırasında Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel'i esir alan 4 subaydan biridir. Bunların bir karşılığı olmalı. Bizim subay olmamıza, vatana hizmet etmemize bilerek engel oldular. İtibarımızın iade edilmesini istiyoruz çünkü atılıp eve geldiğimizde aile dostlarımız, komşularımız bunu farklı şekilde değerlendirdi. Bu son olaylar sesimizin duyulması için iyi oldu. Ümitliyim, bu konuda çalışmalar yapılacaktır. Subay adaylarının yemin töreninde kuşandığı meç elimden alındı. En çok buna üzülüyorum. Babamın meçini evde gördüğümde çok özeniyordum. Üniformalarımı hala saklıyorum."
Son Dakika › Güncel › Fetö'nün Şiddeti Rüyalarından Çıkmıyor - İzmir - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?