Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Marmara Üniversitesindeki akademik yapılanmasına ilişkin soruşturma sonucunda, aralarında akademisyenlerin de bulunduğu tutuklu 15 sanık hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın görülmesine başlandı.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar araştırma görevlileri Yavuz Selim Söylemez, Emir Şahin, İbrahim Çam, Abdullah Sayın, Abdullah Başer, Ahmet Bostan, Ahmet Berk Kurtuluş ile Doç. Dr. Ali Delice, Doç. Dr. Aşkın Şeker, sağlık teknikeri Beyza Gürcü, Yrd. Doç. Dr. Gerçek Şahin Yücel, Doç. Dr Hakan Kaptan, mühendis İbrahim Gür, okutman İbrahim Selçuk Ardıç ve Doç. Dr. Yusuf Kılınç ve tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada, sanıkların yoklama ve kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından iddianame özetinin okunmasına geçildi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan FETÖ'nün Marmara Üniversitesindeki yapılanmasına yönelik iddianamede, Marmara Üniversitesi Rektörlu¨ğu¨nce, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yu¨ru¨tu¨len çalışmalar neticesinde, örgütle bağı, iltisakı veya irtibatı mevcut ya da anılan örgu¨te destek veya mu¨zahereti olduğu şu¨phesi bulunan personellere ait liste tanzim edilerek Başsavcılığa gönderildiği ve sanıklar hakkında "FETÖ/PDY silahlı terör örgu¨tu¨ne üye olmak" suçundan soruşturma başlatıldığı anımsatıldı.
FETÖ/PDY silahlı terör örgu¨tu¨nün amaçlarına ulaşabilmek için u¨niversitelerde en katı şekilde örgu¨tlendiği vurgulanan iddianamede, Türkiye'de 17 u¨niversitenin bizzat örgu¨t tarafından kurulup faaliyete geçirildiği, bunların 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı hatırlatıldı. Örgütün yurt dışında kurduğu üniversitelerinin adlarının da sıralandığı iddianamede, FETÖ'nün kapatılan u¨niversiteler dışında liderinin talimatı ile tu¨m kamu u¨niversitelerini ele geçirmek için örgu¨tlendiği kaydedildi.
"Yu¨kseköğretim Kurumu örgu¨tlenmesine paralel bir yapı olarak kendi örgu¨tlenmelerini her u¨niversitede oluşturmuşlardır." tespiti yapılan iddianamede, örgütün, üniversitelerde; u¨niversite, faku¨lte, yu¨ksekokul ve enstitu¨ imamları olarak yapılandığı, bu bu¨nyeler içerisindeki örgu¨t u¨yelerinin bu imamlara bağlı örgu¨tsel faaliyet yu¨ru¨ttükleri anlatıldı.
Üniversitelerde okuyan öğrencilerin, kendilerine tahsis edilen evler ve yurtlarda "öğrenci abileri" ve "öğrenci ablaları" tarafından örgu¨tsel eğitim verilerek denetime tabi tutuldukları vurgulanan iddianamede, "Işık evlerinden, dershanelerden yetiştirilen öğrenciler örgu¨tu¨n istediği bölu¨mler için u¨niversiteye hazırlanmış, u¨niversite sınavlarında bu bölu¨mlere girebilmeleri için her tu¨rlu¨ sınav yolsuzluğu yapılmıştır. Üniversiteye giren bu öğrenciler örgu¨tu¨n u¨niversite imamları tarafından korunmuş ve örgu¨t hiyerarşisi içerisinde ileride tayin edilecek görevler için özel olarak yetiştirilmiştir." denildi.
Örgu¨tu¨n hakimiyetinin etkin olduğu taşra u¨niversitelerinde akademik kadrolara yerleştirilen örgu¨t u¨yelerinin daha sonra bu¨yu¨k u¨niversitelere geçişinin sağlandığı, böylece bu¨tu¨n kamu u¨niversiteleri adeta örgu¨tçe kuşatıldığı anlatılan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"Üniversite rektörlu¨k seçimlerinde örgu¨t her u¨niversitede ya örgu¨t u¨yesi rektör adayını ya da örgu¨te yakın olan rektör adayını desteklemiş, seçimlerde her tu¨rlu¨ yöntemi kullanarak kazanmayı amaçlamıştır. Örgu¨t için u¨niversite yönetimi çok önemlidir. Üniversitenin akademik kadrosunun yanında idari kadrolarını da elinde tutmak istemiştir. Üniversiteler yu¨ksek bu¨tçeli kurumlar olup, bu bu¨tçelerin örgu¨t mensuplarınca örgu¨tu¨n amaçları doğrultusunda kullanılması hedeflenmiştir. Üniversitelerde mal ve hizmet alımlarında yapılan ihalelerle örgu¨t u¨yesi kişilerin ihalelerin kazanması sağlanmıştır. Üniversiteler bir eğitim, araştırma ve bilim yuvası olarak değil, örgu¨te yetişmiş elaman kazandıran hu¨cre evi, ekonomik girdi sağlayan ticarethane, u¨lke siyasetinde rol alan, yönetime baskı kuran, siyasi partiler gibi kullanılmıştır. Bu nedenledir ki u¨niversitelerdeki örgu¨t u¨yeleri yasalar çerçevesinde eğitim ve öğretim hizmeti vermekten öte örgu¨t talimatlarını yerine getiren örgu¨tu¨n amaçlarına hizmet eden birer militan gibi hareket etmişlerdir."
Bylock kullanan sanıklar meslekten ihraç edildi
Sanıkların eylemlerinin tek tek sıralandığı iddianamede, sanıklar hakkındaki "ByLock, Bank Asya hesap hareketleri ve Dijitürk'ten ayrılma (örgüt talimatı üzerine)" ve sosyal medya paylaşımları ile elde edilen diğer delillere yer verildi.
İddianamede, tutuklu sanıklar araştırma görevlileri Yavuz Selim Söylemez, Emir Şahin, İbrahim Çam, Abdullah Sayın, Abdullah Başer, Ahmet Bostan, Ahmet Berk Kurtuluş, Doç. Dr. Ali Delice, Doç. Dr. Aşkın Şeker, Beyza Gürcü, Yrd. Doç. Dr. Gerçek Şahin Yücel, Doç. Dr Hakan Kaptan, İbrahim Gür, okutman İbrahim Selçuk Ardıç ve Doç. Dr Yusuf Kılınç'ın örgütün haberleşme programı olan ByLock kullanıcısı olduğu belirtildi.
Sanıkların Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç edildiği vurgulanan iddianamede, ByLock isimli programı kullanmaları, örgu¨tu¨n çağrısı u¨zerine Bank Asya'da ya yeni hesap açıp ya da açılmış hesaplara para yatırmaları, Digitu¨rk platformundan çıkmaları ile tu¨m deliller ışığında sanıkların "FETÖ/PDY silahlı terör örgu¨tu¨ u¨yesi" olduğuna ilişkin yeterli şu¨phenin ve delilin bulunduğu belirtilerek, sanıkların "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Son Dakika › Güncel › Fetö'nün Marmara Üniversitesindeki Yapılanmasına İlişkin Dava - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?