Fetö'nün Darbe Girişimine Yönelik Ankara'da İlk Dava (8) - Son Dakika
Güncel

Fetö'nün Darbe Girişimine Yönelik Ankara'da İlk Dava (8)

Fetö\'nün Darbe Girişimine Yönelik Ankara\'da İlk Dava (8)

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir'in de şehit edildiği Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davanın iddianamesinde, 18 sanığın ifadelerine de yer verildi.

01.12.2016 17:26

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir'in de şehit edildiği Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davanın iddianamesinde, 18 sanığın ifadelerine de yer verildi.

İddianamede 1 numaralı sanık olarak yer alan Özel Kuvvetler Komutanlığı 12. Tabur Komutanı Binbaşı Fatih Şahin, ifadesinde, darbe günü saat 21.30'da Tuğgeneral Semih Terzi'nin, Altan Bora, Volkan Yaman ve kendisini askeri hattan arayarak, 30 dakika içinde 12. ve 16. taburun intikal etmesini söylediğini, bu görevin Suriye'de icra edilecek operasyonla ilgili olduğunu düşündüğünü ve durumu birinci sicil amiri Piyade Kurmay Albay Eyyüp Coşkun'a bildirdiğini söyledi.

Albay Coşkun'un, kendisine durumu bilmediğini, öğrenirse haber vereceğini söylemesi üzerine hazırlıklara başladıklarını aktaran Binbaşı Şahin, kişisel eşyaları almadıklarını, mühimmatları hazırladıklarını ve saat 22.40 gibi hazırlıkları tamamlayarak havalimanına geçtiklerini belirtti.

Havalimanında Semih Terzi'nin kendilerini yanına çağırdığını aktaran Şahin, sonrasında 24 kişilik timin hazırlanıp uçağa bindiğini, yarım saat sonra da Terzi'nin kendisine Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğunu söylediğini bildirdi.

Uçaktan inmeden yarım saat önce Terzi'nin kendisine müdahale olabileceğini söylediğini ifade eden Şahin, bunun üzerine Yüzbaşı Ahmet Kemal'e inişte tedbir alınması yönünde talimat verdiğini aktardı.

Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığına indikten sonra kendilerini bekleyen iki helikoptere bindiklerini dile getiren Şahin, askerlerden bir kısmının Özel Kuvvetler Komutanlığına geçtiğini, bir kısmının da sonraki uçuşla gelmek üzere havaalanında kaldığını söyledi.

Özel Kuvvetler Komutanlığında, kendilerini Albay Ümit Bak, Yarbay Mehmet Ali Çelik ve Astsubay Turgay Usanmaz'ın karşıladığını bildiren Şahin, karargah binasına doğru yürürken sağ taraftaki ağaçlıktan ateş açıldığını belirterek, "Önümde biri 'Ah' diye yere düştü. Korunma içgüdüsüyle ateş ettim. Geriye döndüğünde Semih Terzi'nin vurulduğunu gördüm" dedi.

Terzi'yi, karargaha, icra astsubayının odasına taşıdıklarını belirten Şahin, ardından emir astsubayı Ahmet Kara, sıhhiye Hüseyin Oğuz ve Hasan Aksoy ile Semih Terzi'yi GATA'ya götürdüklerini söyledi.

Şahin, GATA'da Mehmet Bilge ile görüşüp kimseye ateş etmemeleri talimatını verdiğini, sonrasında Aksoy, Oğuz ve Kara'yı Destek Kıtaları Komutanlığına gönderdiğini, ardından kendisinin de Destek Kıtaları Komutanlığına giderek teçhizatını teslim ettiğini, saat 13.00'e kadar polisi beklediklerini, sonrasında polis refakatinde spor salonuna götürüldüğünü bildirdi.

İlk çatışma anında Mihrali Atmaca'nın Ömer Halisdemir'e ateş ettiğini görmediğini ifade eden Fatih Şahin, "darbeye teşebbüs olayından haberi olmadığını, katkı sağlamak veya Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirip komutayı Semih Terzi'ye kazandırmak amacıyla hareket etmediğini, FETÖ terör örgütüyle ilgi ve irtibatının olmadığını" öne sürdü.

"İki el ateş ettim"

İddianamedeki 2 numaralı şüpheli Üsteğmen Mihrali Atmaca da darbe günü Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığında Lice'de bir operasyon üzerinde çalıştıklarını, emri aldıktan sonra 2 tabur halinde havalimanına geçtiklerini, bir kısmının Etimesgut havalimanında kaldığını belirtti.

Darbe teşebbüsünden haberdar olmadığını savunan Atmaca, Ankara'ya indiklerinde 14 kişilik bir grubun Semih Terzi ile bir helikoptere, diğerlerinin başka bir helikoptere binerek Özel Kuvvetler Komutanlığına gittiklerini, kendisinin Semih Terzi'nin önünde karargaha doğru geçtiğini, karargaha kısa mesafe kala birkaç el silah sesi duyduğunu, siper alıp baktığında Semih Terzi'nin yerde yattığını gördüğünü aktardı.

Bu sırada Binbaşı Fatih Şahin'in ateş etmeye başladığını, çok sayıda ateş açtığını, başka kimlerin ateş ettiğine dikkat etmediğini bildiren Atmaca, sonrasında 10-15 metre ötesinde yatan kişinin Ömer Halisdemir olduğunu öğrendiğini, bu sırada Fatih Şahin'in yerde yatan şahsın başında duranlara 'Ne yapıyorsunuz? Etkisiz hale getirin' dediğini, o esnada birçok silah sesi duyduğunu, talimat üzerine tabancası ile iki el ateş ettiğini, isabet edip etmediğini bilmediğini, birliğe saldırı olduğunu düşünerek savunma düşüncesiyle bu eylemi yaptığını öne sürdü.

Emrindeki Ahmet Muhammed Demirci ve Ali Güreli ile Yarbay Mehmet Ali Çelik'i derdest ettiklerini, dışarıya çıkarırken ismini bilmediği bir başçavuşu da derdest ettiklerini, Albay Ümit Bak'ı teslim almak için gittiklerinde tam teçhizatlı olmaması gereken Nedim Şahin ile karşılaştıklarını aktaran Atmaca, Şahin ile silahını almaya çalışması üzerine boğuştuklarını, bu sırada silahının ateş alıp duvara çarptığını, sonrasında Nedim başçavuşun silahının ateş aldığını ve merminin üzerindeki tüfeğin nişangahına geldiğini, ikisinin de yere düştüğü sırada Nedim Şahin'e 2 el İsmail Çınar'ın, 2 el de kendisinin ateş ettiğini, sonrasında Albay Ümit Bak'ı teslim aldıklarını ve Yüzbaşı Ahmet Kemal'i arayarak durumu haber verdiğini söyledi.

"Fatih Şahin ateş etti"

Şüpheli İsmail Çınar da ifadesinde 12. Özel Kuvvet Tabur Komutanlığında TİM personeli olarak görev yaptığını belirterek, darbe günü saat 21.00 sıralarında alarm verildiğini, sonrasında Ankara'ya gidileceğinin söylendiğini ancak görevin ne olduğundan bahsedilmediğini söyledi.

Ankara'ya indiklerinde Semih Terzi'nin de olduğu arasında olduğu 14 kişilik grupla birlikte çalışır vaziyette bekleyen helikopterle Özel Kuvvetler Komutanlığına gittiklerini, kendilerinin darbeyi bastırmaya gittiklerini zannettiklerini, helikopterden indiklerini, Semih Terzi ve Fatih Şahin ile yürüdüklerini, o sırada sağ taraftan koşarak bir kişinin geldiğini ve Semih Terzi'ye 2-3 el tabanca ile ateş ettiğini, sonra sağ tarafa doğru kaçtığını, koşarken sağ tarafta yere düştüğünü gördüğünü, bu şahsa Fatih Şahin'in ateş ettiğini, kendisinin ise silah kullanmadığını öne sürdü.

Çınar, bu sırada Hasan Aksoy'un da ateş ettiğini gördüğünü, sonrasında Semih Terzi'ye müdahale edilip karargaha taşındığını, Semih Terzi'yi vuranın yanına gittiklerinde, daha önceden tanıdığı Ömer Halisdemir olduğunu gördüğünü dile getirdi.

Ümit Bak'ın odasında Mihrali Atamaca ile Nedim Şahin'in boğuştuklarını gördüğünü anlatan Çınar, Nedim Şahin'in darbeci olduğunu düşündüğünü, çünkü Ümit Bak'ı almalarını engellemeye çalıştığını, kendisinin ve Mihrali Atmaca'nın Nedim Şahin'e birkaç el ateş ettiklerini, sonrasında Ümit Bak'ı odadan çıkararak ellerini bağlayıp karargah dışına götürdüklerini savundu.

4 numaralı şüpheli Hasan Aksoy da darbe günü tabur komutanı Fatih Şahin tarafından alarm verildiğini, operasyona gidecek malzemeleri ayarladığını, sonrasında havalimanına gittiklerini, Ankara'ya 2 tim halinde 24 kişi geldiklerini, daha sonra uçağa bindiklerini, nereye gideceklerini bilmediklerini, Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığına indikten sonra 2 helikopter ile Özel Kuvvetler Komutanlığına geçtiklerini anlattı.

Karargahta ilerlerken çamların arasından Ömer Halisdemir'in geldiğini, kendisinin yanağını sıkarak "Hasan ne yapıyorsun, nereden geliyorsun?" dediğini, kendisinin de Diyarbakır'dan geldiklerini söylediğini "Ne oluyor, durum nedir?" diye sorduğunu, onun da bilmediğini söylediğini, ardından tugay komutanının yanına doğru yaklaşırken iki el silah sesi geldiğini, kendisi ve birkaç arkadaşının havalimanında aldıkları emir üzerine havaya ateş açtığını, tabur komutanının o kişiyi arkasından vurup öldürdüğünü gördüğünü, kaçanın o an kim olduğunu bilmediğini, sonrasında kaçan şahsın Ömer başçavuş olduğunu öğrendiğini öne sürdü.

Hasan Aksoy, Terzi'yi GATA'ya götürdüklerini, burada polise teslim olduklarını anlattı.

Şüpheli Ahmet Kara da 2014 yılından itibaren Tuğgeneral Semih Terzi'nin emir subayı olarak Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yaptığını, darbe girişimi günü saat 21.30-22.00 sıralarında komutanının yanına çağırarak Diyarbakır'da göreve gideceklerini söylediğini, görevin Diyarbakır Lice'deki terör operasyonlarıyla ilgili olduğunu düşündüğünü, helikopterle Diyarbakır havalimanına geçtiklerini ve Semih Terzi ile beklemeye başladıklarını anlattı.

Havalimanında beklerken minibüs ile tam teçhizatlı 12. ve 16. taburun geldiğini, komutanları Fatih Şahin, Volkan Yaman ve onlardan sorumlu Albay Altan Bora'nın, Semih Terzi ile görüştüklerini, Terzi'nin görüşme öncesinde kendisini odadan çıkardığını anlattı.

Ahmet Kara, Semih Terzi ile uçağa bindiklerini, gece yarısı kalkış yaptıklarını, uçakta Semih Terzi'nin Fatih Şahin'e hitaben "Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu" diye söylediğini duymadığını ancak, Terzi'nin sürekli telefon ve tabletiyle uğraştığını aktardı.

Semih Terzi'nin vurulduğunu görmediğini, ateş edeni veya ateş eden kişiye karşı ateş edenleri de görmediğini aktaran Kara, kendisinin hemen karargaha girerek telefonla reviri arayıp ambulans istediğini, Terzi'yi icra astsubayının odasına getirdiklerini, sonrasında Ümit Bak'ın geldiğini Terzi'nin telefonunu ona vererek "Sende dursun" dediğini, sıhhiyeci Hüseyin Oğuz'un ilk müdahalesini ardından Terzi'yi GATA'ya götürdüklerini, darbe girişimi olduğunu burada öğrendiklerini öne sürdü.

"Keskin nişancı tüfeği boş kovanları vardı"

Şüpheli Halit Çelik de darbe günü 22.00 sıralarında, Ankara'ya gidecekleri yönünde haber geldiğini, havalimanına giderken radyodan Genelkurmay Başkanının kaçırıldığını, darbe teşebbüsü olduğunu, başbakanın konuşma yaptığını duyduklarını, bu haberleri duyunca Genelkurmay Başkanını kurtarmaya gittiklerini düşündüğünü, havalimanında uçağa bindiklerini, en son Semih Terzi ve emir astsubayı Ahmet Kara'nın uçağa binerek "Ankara'ya" diye teyit ettikten sonra yola çıktıklarını anlattı.

Tim komutanı Ahmet Kemal Yılmaz'ın kendisinin de olduğu 12-13 kişilik bir grubu Semih Terzi'yi koruması için seçtiğini beliren Çelik, indikten sonra hemen çalışır vaziyetteki helikopterlere bindiklerini, Özel Kuvvetler Komutanlığı karargah VIP pistine indiklerini, karargaha doğru yürürken 30 metre kala silah seslerini duyduğunu, yaklaşık 2-3 metre mesafeden Semih Terzi'ye ateş edildiğini gördüğünü, Terzi'nin vurulduktan sonra yere düştüğünü, vuran kişi kaçarken birilerinin ona doğru ateş ettiğini, Halisdemir'e Fatih Şahin'in ateş ettiğini düşündüğünü, olaydan sonra yerde M110 keskin nişancı tüfeği boş kovanları olduğunu söyledi.

7 numaralı sanık Hüseyin Oğuz da ifadesinde, 16 yıldır Özel Kuvvetler Komutanlığında sıhhiye uzmanı olarak çalıştığını, cuma günü akşam saat 21.30-22.00 civarında 12. ve 16. tabura alarm verildiğini, bu esnada Ankara'ya gidiyoruz denildiğinde şaşırdıklarını söyledi.

Tabur komutanı Binbaşı Fatih Şahin ve TİM komutanları Ahmet Kemal Yılmaz ve Mihrali Atmaca komutasında hazırlanmaya başladıklarını aktaran Oğuz, Ankara'da uçaktan inerek helikopterle Özel Kuvvetler Komutanlığına geçtiklerini, inip karargaha geçerken iki el tabanca sesi geldiğini, kendini kaldırıma attıktan sonra birkaç el silah sesi daha duyduğunu anlattı. Fatih Şahin'in kendisini çağırdığını belirten Oğuz, gittiğinde Semih Terzi'nin vurulduğunu gördüğünü, vuran kişinin Ömer Halisdemir olduğunu, Fatih Şahin'in vuran kişiyi "Ben vurdum, indirdim, etkisiz hale getirdim" dediğini, Terzi'yi helikopterle Fatih Şahin, kapıda gördükleri Hasan Aksoy, tugay komutanı, emir astsubayı Ahmet Kara ve sivil giyimli Ali başçavuş ile birlikte GATA'ya götürdüklerini anlattı.

Şüpheli Ali Solmaz da 12. Tabur'da görev yaptığını, havalimanına giderken darbe teşebbüsünü radyodan öğrendiklerini, kimsenin sıkıyönetim yapılacağı yönetime el konulacağı şeklinde bilgi veya talimat almadığını, uçakta Ankara'ya gelirken her şeyin kontrol altında olduğunu düşündüğünü, Özel Kuvvetler Komutanlığına geldiklerinde Semih Terzi'nin vurulmasında yakınında olduğunu, ancak vuranın kim olduğunu görmediğini, vuran şahıs kaçarken arkasından ateş edildiğini ancak kimin ettiğini de görmediğini öne sürdü.

"Neden vurulduğunu sonradan öğrendik"

Sanıklardan Ahmet Muhammed Demirci ise darbe yapılacağından haberi olmadığını ifade etti. Darbe girişimini Diyarbakır Havalimanına giderken radyoda duyduğunu savunan Demirci, kimsenin hangi sebeple Ankara'ya gittiğini söylemediğinden "kurumların korunması" amacıyla gittiklerini düşündüklerini öne sürdü. İnip karargaha geçerken arkadan birkaç el silah sesi geldiğini kaydeden Demirci, döndüğünde Semih Terzi'nin sesini duyduğunu, ona ateş edeni görmediğini, ancak ateş edene karşı ateş edildiğini duyduğunu anlattı. Demirci, Terzi'nin neden vurulduğunu sonradan öğrendiklerini iddia etti.

Sanık Mehmet Bilge de Özel Kuvvetler Komutanlığında uzman nişancı olduğunu ifade etti. Darbe girişimi günü Diyarbakır'da göreve hazırlanırken "Operasyon için Ankara'ya gidiyoruz" denildiğini, S4 ikmal astsubayı Bünyamin Çelik'in 20.00-21.00 sıralarında koğuşa geldiğini ve "1 saat içinde Ankara'ya gidileceğini söylediğini" anlatan Bilge, uçakla Ankara'ya hareket etmeden "IŞİD'in uçak kaçırdığı, Boğaz Köprüsünün kapatıldığı şeklinde haberler duyduklarını, Etimesgut'a indikten sonra helikopterle Özek Kuvvetler Komutanlığına geçtiklerini" ifade etti.

Burada sivil kıyafetli, hücum yelekli kişilerin Semih Terzi'yi sorduklarını, indiği helikopteri gösterdiklerini kaydeden Bilge, 15-20 metre önünde, Terzi'nin olduğu gruptan silah sesleri geldiğini, Terzi'nin ah diye bağırdığını, sonrasında helikopter ile Semih Terzi'yi götürdüklerini belirtti. Sanık Cihat İbrahim Yörük de Diyarbakır'dan ayrıldıklarında, "kalkışmayı bastırmak ve bir yerlerin emniyetini almak için Ankara'ya gittiklerini düşündüğünü" öne sürdü. Yörük, Özel Kuvvetler Komutanlığında iki üç el silah patlamasının ardından Terzi'nin vurulmuş olarak inlediğini, onun ilerisinde birisinin daha vurulup düştüğünü gördüğünü kaydederek, Fatih Şahin'in atış talimatı vermesine rağmen kendisinin ateş etmediğini savundu.

Sanık Gökay Engin de darbeye karışmadığını, darbeyi önlemeye geldiklerini zannettiğini ileri sürerken, sanık Cemal Güleç, Terzi'nin içeri girmesinin ardından çıkan çatışmayı bizzat görmediğini, darbecilerin bir kısmının yakalanmasına yardım ettiğini öne sürdü.

"Komutan nerede?"

Sanık Harun Topbaş; Terzi ve Şahin'in, FETÖ/PDY üyesi olduğunu bilmediğini, bu nedenle emirlerine uyduğunu ileri sürdü. Topbaş, bir grubun, "Zekai Aksakallı'dan emirleri alıyoruz" dediğini belirterek, kendilerine emir komuta verenlerin FETÖ üyesi olduğunu teşebbüsten sonra öğrendiğini, darbe teşebbüsünden haberi olmadığını iddia etti.

Sanık Erkan Kütükcü de olay günü emir üzerine Özel Kuvvetler Komutanlığına gittiklerini, uçağa binmeden darbe girişimi olduğunu öğrendiklerini, darbeye teşebbüs nedeniyle Ankara'da bir yerin güvenliğini alacaklarını düşündüğünü söyledi. Terzi'nin hain olduğunu sabah öğrendiğini, Terzi'nin vurulmasından, değişik yerlerden gelen silah seslerinden, uçak ve helikopter seslerinden dolayı kaos olduğunu, sağlıklı irtibat sağlayamadıklarını savunan Kütükçü, olayın gerçek yüzünü öğrendikten sonra Mihrali üsteğmenin emirlerini yerine getirdiklerini, Terzi'yi vuran kişiye ateş etmediğini ileri sürdü.

Sanık Erhan Almaz, ifadesinde olay günü 7. Kolordu Komutanlığı içerisinde istirahatte olduklarını, akşam üzeri alarm ile Ankara'ya gideceklerinin söylendiğini kaydetti. Ankara Etimesgut'a 01.30-02.00 civarında indiklerini anlatan Almaz, helikopterlerle Özel Kuvvetler Komutanlığına geçtiklerini, indiklerinde Albay Ümit Bak ve Ömer Halisdemir'in kendilerini karşılamaya geldiğini, Halisdemir'in "Komutan nerede" diye sorduğunu, kendisinin "Arkada geliyor" diye cevap verdiğini aktardı. Almaz, ifadesinde o geceyi, "Karargahın kapısına doğru ilerlerken 3 el silah sesi duydum, Semih Terzi'nin 'ah' diye bağırması sonucu vurulduğunu anladım, sonrasında mevzi aldık ve birkaç el tüfek sesi duydum" diyerek anlattı.

Olay sonrasında adını öğrendiği Ömer Halisdemir'e ateş etmediğini öne süren Almaz, FETÖ/PDY yapılanmasıyla ilgi ve alakası olmadığını, bilerek ve isteyerek darbeye teşebbüs eylemine katılmadığını iddia etti.

Sanık Faruk Aslanbay da ifadesinde, Diyarbakır'dayken Binbaşı Fatih Şahin'in, göreve gideceklerini söylediğini belirtti. Aslanbay, Diyarbakır havalimanına geldiklerinde Terzi ve emir astsubayı Ahmet Kara ile 30-40 kişi kargo uçağına bindiklerini, Etimesgut havalimanına indiklerinde Semih Terzi'nin bulunduğu ekibe Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz'ın asker seçtiğini anlattı.

"Şahin'in vurulması darbe teşebbüsünü engellemeden ayrı değerlendirilmeli"

İddianamede, sanıkların FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yapılanması içerisinde yer alarak örgütün üyeleri oldukları, bu yapılanma içerisinde birbirleriyle irtibatlandırılarak darbeye teşebbüs eyleminin gerçekleştirilmesi için bir araya geldikleri kaydedildi.

Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde Özel Kuvvetler Komutanlığında Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit ettikleri, bu kapsamda fikir ve eylem birliği içerisinde şüphelilerin olay gecesi dost birlikler içerisinde yer alıp Özel Kuvvetler Komutanlığı içerisine sızarak şüphelilere karşı koymak amacıyla tel örgülerden içeriye girmeye çalışan müşteki İsmail Oğuz'u öldürme kastıyla ateş ederek kafasından yaraladıkları da anlatıldı.

Albay Ümit Bak'ın korumalığını yapan ve darbeye teşebbüs eylemi içerisinde yer alan Nedim Şahin'in çıkan silahlı çatışma sonucu İsmail Çınar ve Mihrali Atmaca tarafından vurularak öldürüldüğü belirtilen iddianamede, Çınar ve Atmaca'nın darbeye teşebbüs eylemi içerisinde yer alan Şahin'in vurularak etkisiz hale getirilmesi eyleminin darbe teşebbüsünden ayrı değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.

İddianamede, "Çınar ve Atmaca'nın, darbeye teşebbüs eylemini yöneten Semih Terzi'nin vurulması, diğer rütbeli Fatih Şahin'in yaralı Semih Terzi ile hastaneye gitmesi, bu saatler itibariyle de darbeye teşebbüs eyleminin karşısında yer alan vatan, millet ve bayrak sevdalısı halkın direnişinin artması, darbeye teşebbüs eyleminin etkinliğinin ve gücünün azalması nedeniyle ümitsizliğe düşerek, ani gelişen olay sonucu Nedim Şahin'i öldürdüklerinden, Nedim Şahin'in ölümünden birlikte sorumlu oldukları belirlenmiştir" denildi.

Şehit Ömer Halisdemir'in adli tıp raporuna da yer verilen iddianamede, rapora göre Halisdemir'in vücudunda 8 adet ateşli silah giriş yarası ve 2 adet ateşli silahtan çıkan cismin geçişine ait yaralanmanın saptandığı belirtildi. Halisdemir'in ölümünün, ateşli silah yaralanmasına bağlı iskelet sistemi kemik kırıkları ile iç organ yaralanmalarından gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği aktarıldı.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Fetö'nün Darbe Girişimine Yönelik Ankara'da İlk Dava (8) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement