Fetö'nün Darbe Girişimine Tepkiler

İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Ali Kurt, "Vatandaşlarımızın hür iradesiyle belirlenen meşru hükümete karşı girişilen menfur askeri darbe teşebbüsünü şiddetle telin ediyoruz" dedi.

Kurt, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini kınamak için düzenlenen "İslam Dünyası Türkiye'nin Yanında" başlıklı toplantıda, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine her kesimden insanın sokağa çıktığını söyledi.

Darbe girişimi sırasında yaşananlara değinen Kurt, "Bizler gece yarısı okunan sela ve ezanları Irak'ta işitmiştik. Tanklarla, uçaklarla gözünü kırpmadan kendi halkını katleden canileri Suriye'de görmüştük. Bir gün aynı hadiseleri kendi memleketimizde de yaşayacağımıza hiç ihtimal vermemiştik. Bu necip millet, geç saatlerde gelen tek bir telefon mesajıyla sokağa döküldü ve bu hainlerle ölümüne mücadele eden emniyet güçleriyle, keza darbeye karşı çıkan askerleriyle birlikte canını hiçe sayarak muhteşem bir direniş gösterdi. Sadece bir gecede binlerce destan yazıldı" diye konuştu.

Kurt, FETÖ mensuplarının maksatlarına ulaşmak için her türlü kumpası, yalanı ve hileyi mübah gördüklerini anlatarak, "Askeri dönem, sağ veya sol, hiç fark etmeden her iktidar döneminde virüs gibi büyüyerek gelişen bu Haşhaşiler, birlik ve beraberliğimizin ana omurgasını teşkil eden manevi değerlerimize ve iman esaslarına yönelik planlı tahribatlar yaptı. Asırlarca bu ümmetin kabulüne mazhar temel esaslarımızı dini faaliyet kisvesi altında sarsmaya çalışarak selim kalpleri ifsat ettiler. Cemaat, yargı ve asker kavramlarına zarar verdiler" ifadelerini kullandı.

"Ülkeyi bölmek için tezgahlanan oyun kalpleri birleştirdi

Türkiye'nin kılcal damarlarına kadar sızan hainlerin planlarının neticesiz kaldığını belirten Kurt, ülkeyi bölmek için tezgahlanan oyunun, kalpleri birleştirdiğini kaydetti.

Kurt, birlik ve kardeşlik anlayışının devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayarak, meydanlarda tutulan "demokrasi nöbeti"ni, sadece muhteşem bir sahiplenme olarak değil, aynı zamanda dahili ve harici düşmanlara verilen kuvvetli bir mesaj olarak gördüklerini dile getirdi.

Batılı devletlerin darbe girişimine duyarsız kalmasını eleştiren Kurt, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Başta BM, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere uluslararası kamuoyu, her zamanki gibi bizi hiç şaşırtmayan çifte standart ve duyarsızlık içinde üç maymunu oynadı. Paris'te, Brüksel'de, Londra'da acılarını paylaştığımız bu demokrasi münafıkları, 200'ün üzerinde şehit, binlerce yaralı verdiğimiz bu darbe teşebbüsünde sivil halkın birlik ve beraberlik içinde kendi iradesine sahip çıktığı bu muhteşem direnişi görmedi. Mısır'da, Suriye'de, Yemen'de ama maalesef hep bizim coğrafyamızda yapageldikleri gibi anlamak istemediler. Yıllarca emek vererek besledikleri Haşhaşi müttefiklerinin halkın sillesiyle bozguna uğratılmasından çok rahatsız oldular."

"İslam birliğine sözde değil, özde sahip çıkılmalı"

Kurt, Batı dünyasının duyarsızlığına karşı İslam coğrafyasının dört bir tarafındaki Müslümanların Türkiye'deki darbe girişimine karşı tepki gösterdiğini belirterek, bazı ülkelerde yaşanan benzer sıkıntılara rağmen onların da Türk halkıyla birlikte sokaklara çıktıklarını, ümmet şuuruyla yaptıkları samimi duaların, destek mitinglerinin ve gönderdikleri mesajların en güçlü dayanak noktalarından biri olduğunu anlattı.

İslam birliğine sözde değil, özde sahip çıkılması gerektiğine işaret eden Kurt, bu coğrafyanın bu gün burada olduğu gibi, kendi değer yargıları içinde birlik ve beraberliğini daha da güçlendirmek zorunda olduğunu ifade etti.

Darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren, dünyanın dört bir tarafından binlerce destek mesajı aldıklarını aktaran Kurt, şöyle devam etti:

"Yaşadığımız bu dehşetli hadise, bize gösterdi ki birlik ve beraberliği muhafaza etmek sadece lafla olmaz. Bizler bundan sonra FETÖ benzeri, kim oldukları belirsiz, kökleri olmayan müfsit hareketlere fırsat vermemeliyiz. Bir milletin birlik ve beraberliğini bozacak en önemli tehlikenin, temel referanslarımıza ve değer yargılarımıza yapılan bilinçli müfsit saldırılar olduğunu unutmamalı, hazır kıta bekleyen yeni taşeronların aramızda tekrar fitne çıkarmalarına izin vermemeliyiz. Özellikle başta Diyanet İşleri Başkanlığımız olmak üzere dini otoritelerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız, paralel devlet kadar paralel din ve itikat anlayışına da karşı çıkmalıdır. İyi bilinmelidir ki Kur'an'ın tesis ettiği tevhit ve iman esasları, İslam cemiyetinin ana direğidir. Bu sarsıldığı gün, cemiyet yoktur."

Kurt, darbe girişimi sırasında şehit olanlara Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara da şifa dileyerek, faillerin en kısa zamanda tasfiye edileceğine ve en ağır şekilde cezalandırılacağına inandıklarını sözlerine ekledi.

"Alimler olarak cesur olmak zorundayız

Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Muhyiddin Ali Karadaği de bütün Müslümanlar darbe girişiminin başarısız olması için dua ettiğini söyledi.

Karadaği, alimler olarak cesur olmak zorunda olduklarını vurgulayarak, "Allah'ın planı galip geldi ve darbecilerin planı başarısız oldu. Batı tekrar iki yüzlülüğünü göstermiştir. Bazı İslam ülkeleri de kendilerinden beklenen tavrı gösterememişlerdir. Her türlü tehlike ve zulme karşı durmak bizim görevimizdir" diye konuştu.

Toplantıya, İDSB Onursal Başkanı Necmi Sadıkoğlu, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Başkanı Hamza Akbulut, Filistin Alimler Birliği Genel Sekreteri Dr. Nevvaf Tekruri, Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Av. Necati Ceylan, Filistin Platformu? Başkanı Erol Yarar ve Suriye İslami Meclisi Başkanı Usame Rifai'nin yanı sıra birçok İDSB üyesi de katıldı.