Darbe girişiminden önce açılan ve terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in de arasında yer aldığı 73 sanığın yargılandığı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasında savunmasına devam eden eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, "Günde 24 saat yayın yapan bir kanalın politikalarını, Amerika'da yaşayan bir kişinin belirlemesi olağan hayatın akışına aykırıdır" dedi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın 12'nci duruşmasına tutuklu sanıklar Hidayet Karaca, Alaeddin Kaya, Ali Çelik, Abdülkadir Aksoy ve İlhan İşbilen ile bazı müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.
Sanıklar Dilaver Azim ile Kazım Avcı, tutuklu bulunduğu cezaevinden telekonferans sistemiyle bağlantı kurulan duruşmada, sanıklardan Karaca savunmasına devam etti.
Somut olarak tanımlanamayan eylemlerin suç olarak kabul edilemeyeceğini öne süren Karaca, "algı oluşturmak" ile suçlandığını, iddianamenin de "çalakalem hazırlandığını" savundu.
Karaca, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) "algı oluşturmak" adı altında tanımlanan bir suçun olup olmadığını sorması üzerine, "Amirallere suikast" soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılması üzerine intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar, müşteki sıralarından, "Sonunda insan öldüren algı..." karşılığını verdi.
Bunun üzerine Karaca, "Kimseyi öldürmedik, kimse de ölmedi. Ben savunmamı anlatıyorum. Ama burada hikayeden yargılanıyorum. Bir suç varsa faili yargılansın, maddi gerçek ortaya çıksın." diye konuşu.
Tatar da "Sayın hakimim, duruşmanın akışını bozmak istemiyorum ama söylediğine bakar mısınız? Savunma hakkını kötüye kullanıyor, hikaye anlatıyor. Anlatması gerekenler sadece bunlar değil." ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın duruşmanın düzeninin bozulmaması konusunda uyarıda bulunmasının ardından Karaca, savunmasına devam etti.
İddianamede, Samanyolu kanalının program içeriklerinin Fetullah Gülen tarafından belirlendiğinin yer aldığını aktaran Karaca, "Günde 24 saat yayın yapan bir kanalın politikalarını, Amerika'da yaşayan bir kişinin belirlemesi olağan hayatın akışına aykırıdır. Binlerce saat programı bir insanın yapması mümkün değildir. Kimseden talimat almadım, yönetim kurulunda alınan kararların uygulanmasından sorumluydum. İşimi profesyonel bir şekilde yerine getirdim." savunmasını yaptı.
FETÖ mensupları ile HTS kayıtlarının örtüştüğü nedeniyle suçlandığını ileri süren Karaca, şunları kaydetti:
"Bu nedenle yaklaşık 27 aydan beri Silivri Cezaevi'nde tutuluyorum. Bu insanlarla görüştüğümde, bu insanlar hakkında açılmış bir dava var mı? Başbakanla belediye başkanlarıyla gazetecilerle de bu numaradan görüştüm. Niye onlar yok iddianamede? Konuştuğum iddia edilen tarihlerde, karşı muhataplarım şüpheli değil, haklarında dava açılmamış. Bu tarih itibarıyla haklarında alınmış bir mahkeme kararı da olmadığından bu konuda suçlanmam yasalara aykırıdır."
Karaca hakkında hazırlanan MASAK raporunda da suç unsuru herhangi bir şey olmadığını öne sürerek, hesaplarındaki hareketliliklerin maaş ödemesi, 2 taşınmazın alım satımı ve kredi kartıyla yaptığı alışverişler olduğunu iddia etti.
Bank Asya'da hesabı olduğu gerekçesiyle suçlandığını da kaydeden Karaca, "Benim çalıştığım kurum bu banka üzerinden maaş ödemesi yapmıştır. Suç teşkil eden bir durum varsa bankanın ortakları var. Onlardan hesap sorulsun. Orada hesabım olmasından ve kredi kartı harcamalarımdan dolayı suçlanmam doğru değil" diye konuştu.
Geçmiş yıllarda hakkında "iletişim denetlemesi" yapılıp yapılmadığının araştırılmasını mahkemeden talep eden Karaca, savunmasına yarın da devam edecek.
Son Dakika › Güncel › Fetö Çatı Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?