İBRAHİM YAKUT - Diyarbakır'da daha önce bir cumhuriyet savcısının yürüttüğü ancak çözüm süreciyle dosya yükü azalan 10 savcı arasında bölüştürülen yaklaşık 10 bin faili meçhul dosyadan bin 100'ü, 10 ayda işlem gördü.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde çözüm süreciyle yaşanan olumlu hava, faili meçhul dosyalarına da yansıdı. Yıllarca bölgede yaşanan şiddet ortamı nedeniyle adliyelerdeki yoğunluk yüzünden tozlu raflarda adeta unutulan yaklaşık 10 bin faili meçhul dosyada, çözüm süreciyle birlikte azalma yaşandı.
10 ayda bin 100 dosya ele alındı
Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Bingöl, Şanlıurfa, Siirt ve Batman'ın "terör suçu" kapsamındaki soruşturmalarını yürüten Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinde, çözüm süreciyle adliyeye yansıyan dosya sayısında azalma yaşanınca, cumhuriyet savcıları, mesailerinin büyük bölümünü faili meçhul dosyalara ayırdı.
Aralarında 21 yıl önce yazar Musa Anter'in öldürülmesi, Orhan Miroğlu'nun yaralanması, Lice ilçesinde dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ile 15 kişinin öldürülmesi, Kulp ilçesinde dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün sorumlu tutulduğu 11 köylünün öldürülmesi ve Şırnak'ın Silopi ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan 6 kişiyle ilgili olarak dönemin 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanı Mete Sayar ile 5 jandarma görevlisi hakkındaki soruşturma dosyaları 20 yıllık zaman aşımı süreleri dolmadan tamamlandı.
Musa Anter'in öldürülmesi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan iddianamede, 20 Eylül 1992 yılında Diyarbakır'ın Seyrantepe semtinde yazar Musa Anter'in öldürülmesi, yazar Orhan Miroğlu'nun da yaralanması olayıyla ilgili Şırnak'ın Kumçatı beldesinde yakalanarak sevk edildiği mahkemece tutuklanan Hamit Yıldırım, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım ve hakkında başka bir davadan dolayı yakalama kararı bulunan Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) ile Savaş Gevrekçi sanık olarak yer aldı. Sanıklar hakkında, 765 Sayılı TCK'nın 450/ 4. Maddesi'nde yer alan "Taammüden adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 149/1. maddesindeki "Halkı isyana teşvik ve birbiri aleyhine silahlandırarak mukateleye (öldürme, vuruşma) teşvik etmek" ile "Adam yaralamak" suçlarından da 20 yıla kadar hapis cezası istendi.
Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve 15 kişinin ölümü
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma dosyasının 20 yıllık zaman aşımına gireceği gün hazırlanan iddianamede, 22 Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı olarak görev yaparken, Lice Jandarma Komando Bölük Komutanlığı Binası önünde "kanas" olarak tabir edilen uzun namlulu silahla suikaste uğrayan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesiyle ilgili önemli bilgiler yer aldı.
İddianamede, 20 yıl önce Lice ilçesinde çıkan olaylarda Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgenaral Bahtiyar Aydın, Jandarma Uzman Çavuş Yüksel Bayar ile 14 vatandaşın öldüğü belirtilerek, "Olayda, bir uzman çavuş, bir er ve bir polis memuru ile çok sayıda vatandaş yaralanmış, çok sayıda konut, işyeri ve araç hasar görmüştür. Operasyonu Diyarbakır Jandarma Komutanı olan şüpheli Eşref Hatipoğlu yönetmiştir. Resmi tutanaklarda PKK terör örgütü mensuplarının ilçeye saldırması nedeniyle bu sonucun meydana geldiği yazılmış, ancak örgüt o gün ilçeye kendilerine ait hiçbir gruptan saldıranın olmadığını ileri sürmüştür. Aradan geçen 20 yıla rağmen saldırıya katıldığı tespit edilen örgüt mensubu olmamıştır" denildi. Olayla ilgili dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında, "Taammüden öldürme", "Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik", "Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 24 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
TuğgeneralErtürk, Kulp'ta 11 köylünün öldürülmesinden sorumlu tutuldu
Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde 22 Ekim 1993 tarihinde 11 köylünün öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturma da zaman aşımı süresinin dolacağı dönemde tamamlanarak, dava açıldı.
Hazırlanan 19 sayfalık iddianame, köylülerin ölümünden sorumlu tutulan dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede, ayrıca "Sanık Ertürk'ün komutasındaki birlik içinde yer alan ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen görevlilerden bazılarının teşekkül oluşturarak yetki ve görevleri olmamasına rağmen hukuka aykırı bir şekilde şüphelendikleri kişileri yakalayarak bir süre sorguladıktan sonra öldürdükleri, bu gibi eylemler sonucunda halkın devlete karşı düşmanlık beslemelerine ve örgüt yanlısı olmalarına sebep olduğu" ifadesi yer almıştı
Şırnak'ın Silopi ilçesinde 20 yıl önce gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan 6 kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak da dönemin 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanı Mete Sayar ile 5 jandarma görevlisi hakkında dava açılmıştı.
Elçi: "Bizler de soruşturma makamlarının iyi niyetli bu çabalarını destekliyoruz"
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son zamanlarda kamuoyunun da yakından takip ettiği bazı önemli soruşturma dosyalarının zaman aşımı süresi dolmadan tamamlanmasını son derece anlamlı ve önemli bulduklarını söyledi.
Baro olarak yıllardır bu soruşturmaların zaman aşımına uğramadan dava konusu olup mahkemelere götürülmesi gerektiğini her fırsatta ifade ettiklerini belirten Elçi, "Bu türden taleplerimizin bir ölçüde yerine getirilmesinden biz memnuniyet duyuyoruz" dedi.
Cumhuriyet savcılarının elinde kalan faili meçhul dosyaları biran önce soruşturmaları derinleştirilerek zaman aşımını kesen bir işleme tabi tutması ve faillerinin yargı önüne çıkarılması gerektiğini ifade eden Elçi, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Dosyaların sayısındaki düşüşün çok az bir kısmı belki bu açılan veya görevsizlikle başka mercilere gönderilen soruşturma dosyalarından kaynaklanıyor olabilir. Bir kısmı da muhtemelen zaman aşımına uğramıştır, takipsizlikle sonuçlanmıştır. Bu değişimde bu tür soruşturmalarda ne kadar hassas ve kritik bir süreçte olduğumuzu gösteriyor. Çünkü gerçekten de bu faili meçhul dosyalara konu olan olayların çoğu 1992-1995 yılları arasında meydana geldi. Eski TCK'nın hükümlerine göre dava konusu olmamış ve zaman aşımını kesen bir işleme tabii tutulmamış dosyalar 20 yıl içerisinde kapatılıyor. Dolayısıyla bu dosyalar açısından önemli bir süreçteyiz. Bu sayının düşmesi soruşturmaların başarıya gittiğini, bu kadar çok sayıda soruşturmanın davaya dönüştürülüp, mahkemeye götürüldüğünü göstermiyor. Bir kısmı, zaman aşımından, bir kısmı takipsizlikle, bir kısmı da görevsizlik kararlarına konu olduğu anlaşılıyor. Çok az bir kısmı da dava konusu olmuştur. Bizim açımızdan sevindirici olan yönü budur."
Sözkonusu davaların adaletin gerçekleşmesinde önemli bir kilometre taşı olmasını umduklarını ifade eden Elçi şunları kaydetti:
Soruşturmalar, olayların meydana geldiği 1990'lı yıllarda yapılmış olsaydı maddi delillere ulaşmak daha kolay olacaktı. Ne yazık ki 20 yıldan sonra zaman aşımına birkaç gün kala açılan bu davalara baktığımızda delillerin önemli bir kısmının soğuduğunu ve dağıldığını görüyoruz. Bu davaların öyle bir handikapı da var. Ama herşeye rağmen aralarında Musa Anter ve Bahtiyar Aydın suikastleriyle Lice'de 11 köylünün öldürülmesinden sorumlu tutulan Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün dosyalarının zaman aşımına uğramadan iddianameye konu olması, yargı önüne getirilmesi olumludur. Açılan bu davalar diğer süren soruşturmalara da örnek teşkil etmelidir. Bizler de soruşturma makamlarının iyi niyetli bu çabalarını destekliyoruz." - Diyarbakır
Son Dakika › Güncel › Faili Meçhul Dosyalar Bir Bir İşlem Görüyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?