Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin davada esas hakkında görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Cuma Doğan, iddianamede "meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle adam öldürmek" suçu yöneltilen sanık polis Ahmet Şahbaz'ın eyleminin "meşru müdafaa olmadığını" kaydederek, "olası kasıtla adam öldürmek" ve "kamuya ait araç ve gereci suçta kullanmak" suçlarından 26 yıl 8 aydan 33 yıl 4 aya kadar hapsini istedi.
Sanık Şahbaz'ın Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya tutuksuz sanık Şahbaz ve avukatları ile Sarısülük ailesi ve avukatları katıldı. Duruşmada sanık avukatlarının kapalı duruşma talebinde bulundukları, ayrıca yazılı savunma verdikleri açıklandı.
Müdahil avukatlarından Kazım Bayraktar, kapalı duruşmanın koşullarının olmadığını kaydederek, "Katil sanığın can güvenliği sorunu söz konusu değil. Gerilimler mahkeme heyetinin ve sanığın davranışlarından kaynaklanmaktadır" dedi
Bayraktar, sanığın, eylemin ardından "Çektim, sıktım üç tane" dediği görüntüleri bilirkişi incelemesine gönderdiklerini, bilirkişilerin sanığın fotoğrafına ihtiyaç duyması üzerine bunu talep ettiklerini anlatarak, mahkemenin, gerekmemesine karşın buna ilişkin sanık vekillerinin muvafakatını aradığını ifade etti.
Sanık avukatları ise bilirkişi talebinin davanın uzatılmasına yönelik olduğunu söyleyerek, "Buna müsaade etmeyeceğiz. Görüntülerdeki kişinin müvekkilimiz olduğu açık. Davanın bir an önce adil biçimde sona ermesini istiyoruz" dedi.
Savcı Doğan, taleplerin değerlendirilmesini mahkemeye bırakırken, ara karar öncesi söz alan Avukat Bayraktar, "Sanık vekilleri, görüntülerdeki kişinin müvekkilleri olduğunu kabul ettiler. Bu nedenle sanığın fotoğrafını istemekten vazgeçiyoruz" dedi.
Mahkeme heyeti, duruşmalar normal seyrinde devam ettiği gerekçesiyle kapalı duruşma istemini reddetti.
Sanık Şahbaz, TCK'nın, "Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma" başlıklı 266. maddesinin hakkında uygulanması ihtimaline binaen sorulan ek savunmasında, önceki savunmasını tekrarladığını bildirdi.
-Müdahil avukatları
Müdahil avukatlarından Murat Yılmaz, iddianamenin, Şahbaz'ın korunmasına yönelik olduğunu savundu ve "kasten adam öldürmek" suçundan yargılanması gerektiğini ifade etti.
İddianameyi hazırlayan Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Veli Dalgalı'nın, "sanığın savunmasını hazırladığını" iddia eden Yılmaz, "Sanık amirlerinin yanına gidiyor, 'Çektim, sıktım üç tane' diyor. Bunu ikinci defa söylemesi üzerine, amiri 'Tamam, sus' diyor. Ankara Emniyeti'nden bir kişi 'Bu silaha el koyalım, bununla ateş edilmiş' demiyor. Şahbaz, 'Beni verirlerse, ben de amirlerimi veririm' diyor" diye konuştu.
Mahkemenin trafik kazası, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık gibi suçları yargılarken tutuklama kararı verdiğini kaydeden Yılmaz, "Ama bir insan toprağın altında, tutuklama kararı vermiyorsunuz" dedi.
Siyasilerin mahkemeyi yönlendirmeye çalıştığını düşünmediklerini ancak mahkemenin devlet aklıyla hareket ettiğini savunan Yılmaz, görüntülere göre sanığın silahını çekerek geldiğini belirtti ve "Kastını göstermiş bir defa. Sanığın en lehine olabilecek suç, olası kasıtla adam öldürmektir. Suçun alt sınırı, iyi hal de uygulasanız, 16 yıl 8 ay. Sanığın tutuklanması gerekiyor" ifadesini kullandı.
Müdahil avukatlarından Kazım Bayraktar ise Uluslararası Af Örgütü temsilcisinin görevli olarak duruşmayı izlediğine ilişkin yazıyı mahkemeye sundu.
Sanığın, olayın ardından "Az daha beni öldüreceklerdi" değil, "Çektim, sıktım üç tane" dediğini belirten Bayraktar, kitle hareketine gözdağı vermek amacıyla Şahbaz'ın gizli bir talimat soncunda ateş ettiğine dair kuşkuları bulunduğunu bildirdi.
Bu tür durumlarda açıktan ateş emri verilemeyeceğini söyleyen Bayraktar, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı gibi kışkırtılarak, sahip çıkacaklarının söylenmesiyle olabilir, ikincisi polis veya MİT'ten gerektiği durumlarda ateş açmaları istenir. Başbakan, Ethem vurulduktan hemen sonra 'Polis destan yazdı, kahramandı' dedi ve ardından 'Ben emir verdim' dedi" ifadelerini kullandı.
Bayraktar, "Olay günü bir başka polis, Güvenpark'ın bir başka noktasında halka ateş etti. İki polis var orada. 'Ateş emri almış birkaç polis olabilir' diyoruz. O gün halkın üzerine ateş eden polis kim? Emniyet teşkilatı bunu açık etmeyecektir. Şahbaz'ın yüzünün gizlenerek, duruşmaya getirilmesi de koruma ve kollamaydı. Birçok polis ve asker daha ağır suçlardan yargılandı bu ülkede, ama yüzleri gizlenmedi" diye konuştu.
Avukat Bülent Teoman Özkan ise müzakere odasında 4-5 kişinin sürekli bulunduğunu belirterek, "Orada bulunanların kim olduğunun tespitini istiyoruz. Orası sizin bağımsız karar alacağınız odadır" dedi.
Avukat Şenal Sarıhan ise duruşma salonunda önceki celse yüzü maskeli görevliler gördüğünü bildirdi ve "Neden yüzlerini gizlemek gereği duyan görevliler orada tutulmuştur" diye sordu.
Mahkeme Başkanı Afak İlleez, "Müzakere salonunda bulunanlar sanığın korumalarıydı. Biz girdiğimizde onlar çıkıyor" ifadesini kullandı.
İlleez, müdahil avukatlarının, önceki celse sanık Şahbaz'ın müzakere odasından kaçtığı hatırlatılarak, "Kaçma durumundan haberdar mıydınız?" diye sorulması üzerine, "Kaçış planları, emniyet ya da jandarma tarafından hazırlanan planlardır. Bunun konuyla ne ilgisi vardır, anlamadım" dedi.
-Savcının görüşü
Esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Doğan, İstanbul'daki Gezi Parkı odaklı olaylara destek amacıyla Ankara'da da gösteriler yapıldığını belirterek, 1 Haziran 2013'teki gösteriler sırasında çevik kuvvet görevlilerinin Güvenpark çevresinde konuşlandırıldığını anlattı. Kalkancı olan sanığın ön tarafta yer aldığını bildiren Doğan, göstericilerin, görevli memurlara taş ve demir bilye attıklarını belirtti.
Polis helikopterinden, Kumrular Caddesi'nden bir kalabalığın geldiğinin bildirilmesi üzerine çevik kuvvete bu yöne çekilme talimatı verildiğini aktaran Doğan, görevlilerin bu aşamada Güvenpark'taki yerlerini terk ettiğini söyledi. Sanığın geride kaldığını ve bu arada kalkanının düştüğünü belirten Doğan, sanığın çekilmeden önce silahını belinden çıkarıp, mermiyi hazneye sürdüğünü, yerde yatan bir göstericiyi tekmelediğini, iki el havaya, bir el de göstericilerin üzerine olmak üzere üç el ateşlediğini anlattı.
Mermilerden üçüncüsünün yere paralel ve omuz hizasında olduğunu ve taş attıktan sonra soluna dönen Ethem Sarısülük'ün kafasın geldiğini kaydeden Doğan, yaralanan Sarısülük'ün, kaldırıldığı hastanede 14 Haziran 2013'te vefat ettiğini hatırlattı.
Doğan, eylemin, iddianamede bahsedildiği gibi meşru müdafaa sonucu öldürme olmadığı, olası kastla adam öldürme niteliğinde olduğunu belirterek, Şahbaz'ın, "olası kasıtla adam öldürmek" ve "kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak" suçlarından 26 yıl 8 aydan 33 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması ile tutuklanmasını istedi.
Savcının talebi salonda alkışlarla karşılanırken, sanık avukatları esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre istedi.
Sanık Şahbaz ise "Bu olay yaşandığı için üzgünüm. Hiçbir kastım yok" ifadesini kullandı.
Müdahil avukatlarından Seher Kırbaş Canikoğlu, savcının görüşünün, sanığın kaçma ihtimalini artırdığını söyledi ve tutuklanmasını istedi.
Mahkeme, dosya kapsamı ve savcının görüşü doğrultusunda Şahbaz'ın tutuklanmasına karar verdi. Şahbaz ve avukatlarına, esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre veren mahkeme, duruşmayı 3 Eylül 2014'e erteledi.
Bu arada, duruşmayı bazı CHP milletvekilleri ile Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında hayatını kaybeden Abdullah Cömert, Ahmet Atakan, Ali İsmail Korkmaz ve Berkin Elvan'ın yakınları da izledi.
-Salonda arbede
Başkan İlleez'in, tutuklama kararını açıklaması sonrasında sanık Şahbaz, beraberindeki birkaç güvenlik görevlisiyle birlikte, heyet kürsüsünün arkasından müzakere odasına geçerek, salonu terk etti. Ara kararın diğer maddelerinin henüz açıklanmaması nedeniyle Başkan İlleez, peşlerinden giderek, Şahbaz'ı tekrar salona getirtti.
Ancak ara kararların tutanağa geçmesi tamamlanamadan, salonda jandarma ve izleyiciler arasında arbede yaşandı. Bu sırada bir kişi oturduğu yerde fenalık geçirdi.
Öte yandan, Ankara Adalet Sarayı önünde toplanan bir grup, duruşma sırasında Ethem Sarısülük maskesi takarak, slogan attı ve pankart açtı.
Duruşma salonunda güvenlik için jandarma görevlendirilirken, adliye içerisinde ve çevresinde polis yoğun güvenlik önlemi aldı.
Ethem Sarısülük'ün annesi Sayfı Sarısülük, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, "Ethem'im şimdi toprakta değil; dünyada, içimizde. Benim oğlum yanımda. Katilin tutuklanması bayramım oldu" diye konuştu.
Müdahil avukatlarından Murat Yılmaz, tutuklama kararını davanın seyri açısından önemli gördüklerini bildirdi ve Şahbaz'ın en ağır cezayı alması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, "Duruşma çıkışında jandarma meslektaşlarımıza saldırgan bir tutumu gerçekleşmiştir. Büyük olasılıkla Ahmet Şahbaz'ın tutuklanmasını içlerine yediremeyen emniyet ve jandarma kuvvetleri provokasyon yaratmaya çalıştılar. Meslektaşlarımız maalesef coplandı, gaz sıkıldı ve yaralandı" dedi.
Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan ise davanın diğer davalara örnek teşkil etmesini ve zanlıların yargılanıp hak ettikleri cezayı almasını beklediklerini ifade etti. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Ethem Sarısülük'ün Ölümüne İlişkin Dava - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?