Ankara'daki Gezi Parkı olayları sırasında hayatını kaybeden Ethem Sarısülük ile ilgili Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşması yapıldı. Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin yargılanan polis memuru Ahmet Şahbaz, "haksız tahrik altında adam öldürmek" ve "kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak" suçundan 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı.
1 Haziran 2013'te Gezi Parkı protestoları sırasında başından vurulan ve 14 Haziran'da hayatını kaybeden Ethem Sarısülük'ün ölümüyle ilgili açılan davanın 7'nci duruşması Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmayı CHP milletvekilleri Aylin Nazlıaka, Hüseyin Aygün, Mustafa Balbay, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, İlhan Cihaner, HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Gezi olaylarında hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın anne ve babasının da arasında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.
Sanık avukatlarından Uğur Ceyhan, duruşmanın kapalı yapılmasını isteyerek, "Davanın ilk duruşmasında suçsuz olduğunu ispatlamak isteyen sanık mahkeme huzuruna geldi. Ancak kendisini adalete teslim eden sanık, mahkeme huzurunda saldırıya uğradı. Sanığın can güvenliğini sağlamak mahkemenin namus, şeref ve itibar meselesidir" dedi.
Duruşmalarda heyete hakaret edildiğini, heyetinse buna karşı işlem yapmadığını savunan Ceyhan, "İki gün sonra bizim suç duyurumuz üzerine savcılığa ihbarda bulundunuz. Tüm hukuksuzluklara, sanığın mahkeme huzurunda darp edilmesine, linç edilmesine mahkeme heyeti ve savcı sessiz kalmıştır. Mahkeme heyeti duruşmanın kontrolünü kaybetmiştir. Bazı marjinal gruplar bu davayı baskı altına almıştır. Bugüne kadar savunma hakkımız engellendi. Eğer mahkemeniz tarafsızsa kapalılık kararı verir" ifadesini kullandı.
Sarısülük ailesinin avukatlarından Kazım Bayraktar, ilk celsedeki olayın, sanığın yüzünün gizlenmesi nedeniyle çıktığını savundu ve kapalı duruşma talebinin reddini istedi.
Mahkeme heyeti, savcının da görüşü doğrultusunda, yasal unsurları oluşmadığı ve salonda güvenlik tedbirleri alındığı gerekçesiyle kapalı duruşma talebini reddetti. Heyet, duruşma sırasında işlendiği öne sürülen suçlara karşı sanık avukatlarının da suç duyurusunda bulunabileceğini tutanağa geçirdi.
Duruşmanın savcısı, olayın meşru müdafaa sonrası adam öldürme olmadığını, olay sırasında sanığa taş atıldığını, haksız tahrik indirimin yapılmasını 6 yıl 8 aydan 25 yıla kadar hapis cezası verilmesini ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Müşteki avukatları ise olayın kasten adam öldürme olduğunu ve müebbet hapis verilmesini istedi.
Sanık avukatı esas hakkındaki savunmasında sanığın söylediği iddia edilen sözleri söylemediğini, bu sözlere ilişkin hiçbir belge sunulamadığını ifade etti. Mahkemenin baskı altında karar verdiğini ileri süren sanık avukatı, reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti verdiği ara kararda CMK 24 ve devam maddeleri gereğince 7 gün için ret konusunda itiraz yapması gerektiği için talebin reddine karar verildi.
Mahkeme heyetinin bu karar üzerine sanık avukatları olay yerini net incelemediklerini ve yeni belgeler sunacaklarını belirterek ek süre istedi. Avukatlar ayrıca sanık için tutuklamayı gerektirecek bir neden olmadığını ve müvekkilinin tahliyesine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti verdiği ara kararda sanık vekillerine esas hakkında mütalaa için süre verildiğini belirterek dosyanın da geldiği aşama düşünüldüğünde taleplerinin reddine karar verdi. Mahkeme heyeti sanık Ahmet Şahbaz'dan verilecek karar öncesi son sözlerini sordu.
Sanık Ahmet Şapbaz, şunları söyledi; "İlk duruşmadan beri yaşananlara hepimiz biliyoruz. Kalkanlarımızda delikler vardı. Gelen taşlardan korunmaya çalışıyordum. Savunmamı güzel yaptığımızı söylüyorsunuz. Uzaktan korkmuyor gibi görünüyorum ama içimdeki korkuyu telaşı, paniği anlamıyorsunuz. Olay esnasında yaşadığımız paniği de anlayamıyorsunuz. Koruma polisi verdiler bana. Twitter'da kimlik fotoğrafım paylaşıyor. Tehdit alıyorum. Polis olana kadar karakolun yolunu bilmezdim. Ekmeğimin derdindeyim. Müşteki avukatları arkadaşları görevlerini yaparken söylediklerini yalanlardan dolayı yalnız kaldıklarında rahat olmadıklarını düşünmüyorum. Allah'tan görüntüler varmış yoksa bitmiştik. Canınızı kurtarmak için arkadaşlarınızın üzerine basıyoruz. Gerekirse yine aynı yere gider olayı anlatırım. O açıyı anlamak için kaldırım taşını yemek gerekiyor. Yakın mesafeden bize arkadaşlara saldırdılar. Darbe sonucu yere düşürüldüğümde elimde kalkanım yoktu. Havuz başında 15 dakika boyunca bizi taşladılar. Kaçma imkanım olsa kaçar giderdim. Sürekli üzerimize taşlar isabet ediyor. Polis memuru olup o olayı girmeyen bu durumu anlayamaz. O durumda silahımı yerde iken çektim. Namluya mermi sürmedim. Yanımdaki eylemcinin bana hamle yaptığını gördüm. Ben onu tekme sureti ile uzaklaştırmak istedim. O andaki insanın halini düşünmek lazım. Olay sırasında geçen helikopterin sesi hala kulaklarımda. Silahıma aslında parkın içindeki gruba doğru çektim. O anda kafamdaki düşünce silaha mermiyi sürüp, havaya ateş etmek oldu. Eğer taşlamasalar zaten geri çekiliyordum. Bu kaza yaşanmayacaktı. Eğer kastım olsa benim 2 metre yanımda olan kişiye silahı doğrulturdum. Israrla havaya ateş ediyorum. Namlu kendilerine doğrultulmuş olsaydı zaten taş atmazlardı. 'Çektin sıktım' videosuna gelince; o video ki benim. Gizlemeye gerek yok. Benim orada benin paniği ile can havlı ile kızgınlıkla 'çektim sıktım 3 tane' diyorum. 'Vurdum' gibi bir ifade kullanmıyorum. Ethem Sarısülük öldüğünde olduğunu yoğun üzüntü yaşadım. Öldüğünü öğrendiğimde oturdum Fatiha okudum. Bu konuda daha duyarlı hareket etmenizi istiyorum. Kafamda kask olduğu için karşı gruba uyarıda bulunamadım. Ben oradaki gayem geriye doğru adımlayın gitmek. Ben havaya atmaya başlamışım. Sen beni hala taşlıyorsun ama sen beni hala taşlıyorsun. Benim vücut tepkilerim açıkça görülüyor. O taşlar sonrası kontrol bozulabilir. Bana taş atan eylemciler niyetimin havaya ateş atmak olduğunu bile bile beni taşlıyorlar. Duruşmalarda ben içinden 'Allahım sen görüyorsun' dedim. Benim de annem var. Eğer ki orada o eylemciler beni taşlayarak böyle bir kazanın yaşanmasına sebep oldu. Ben zaten olayda geriye doğru kaçıyorum. Psikolojim bozulmaya başladı. Deliller ortada, derdimi anlatamıyorum. Bu kadar olmaz. Kararı size bırakıyorum. Adalete güveniyorum. Beraatımı talep ediyorum."
"OLASI KASITLA ADAM ÖLDÜRMEK SUÇUNDAN CEZA"
Mahkeme heyeti, müzakerenin ardından kararı açıkladı. Buna göre Şahbaz, "olası kasıtla adam öldürmek" suçundan 21 yıl hapse mahkum edildi. Bu suç işlenirken kamu görevine ait araç ve gereçleri kullandığı gerekçesiyle cezayı 28 yıla yükselten mahkeme, "haksız tahrik" nedeniyle cezanın üçte ikisini indirerek, cezayı 9 yıl 4 aya çekti. Mahkeme, takdiri indirim de uygulayarak, Şahbaz'ı 7 yıl 9 ay 10 güne mahkum etti ve tutukluluğunun devamına karar verdi. Kararın açıklanmasının ardından sanık Şahbaz, jandarma eşliğinde hızla salondan çıkartıldı. Bu sırada izleyiciler, Şahbaz'a doğru su şişeleri fırlattı ve "Ethem yoldaş ölümsüzdür" sloganları attı.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, sanık avukatının izleyiciler ve salonda bulunan basın mensuplarından "marjinal gruplar" diye bahsederek hakaret ettiğini savunarak, bununla ilgili suç duyurusunda bulunacağını bildirdi.
ANNE SARISÜLÜK, CHP'Lİ NAZLIAKA'YA SARILARAK GÖZYAŞI DÖKTÜ
Duruşma sonunda Ankara Adliye Sarayı önünde anne Sayfı Sarısülük, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'ya sarılarak gözyaşı döktü. Kararın ardından aile avukatları ve anne Sayfı Sarısülük mahkemeden çıktı. Adliye önünde görev alan polis ekiplerine tepki gösterdi. Aile ve avukatlar adliye önünde bekleyen gruplar tarafından sloganlarla karşılandı. Verilen cezaya tepki gösteren anne Sarısülük, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirerek; "Bizi yıkan Tayyip oldu. Benim oğlum yılmazdı. Katil beni bir daha yıktı. Ama yine diyorum, Tayyip'in çocuklarının ölüsünü görmeden mezara gitmeyeceğim." Kararın açıklanması sonrası Adliye önünde bir basın açıklaması yapan Sarısülük ailesinin avukatı ve Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz, sanık Ahmet Şahbaz'a 7 yıl 9 ay 10 gün ceza verildiğini hatırlatarak, 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanık Ahmet Şahbaz'ı ödüllendirdiğini ileri sürdü.
Bu cezayı kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirten Yılmaz; "Dolayısıyla bizim mücadelemiz, şimdi başlıyor. Nasıl ki 1 Haziran'da itibaren mücadeleye başladıysak; 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bütün hukuksuzluklarına karşı, Ethem'in yoldaşları, muhalifler, bu ülkenin ezilenleri, bizler buradaysak ve mücadele ettiysek bizim bu kararı tanımamız mümkün değildir. Bugün Ethem Sarısülük bir kez daha öldürülmüştür. Yargı eliyle öldürülmüştür" diye konuştu. Sanık Ahmet Şahbaz'ın alması gereken cezanın müebbet hapis cezası olduğunu belirten Yılmaz, bunun altındaki hiçbir kararı kabul etmediklerini kaydetti.
Aile avukatı Kazım Bayraktar'da Ethem Sarısülük bugün bir kez daha katledildiğini belirterek, mahkemenin, kasten adam öldürme olduğunu kabul etmesine rağmen cezayı 7 yıla kadar düşürdüğünü söyledi. Avukat Bayraktar, "Bu karar Başbakan Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla verilmiş bir karardır. Bugüne kadar bu polisleri bu şekilde koruyan bu yargılamalar, siyasi iktidarın talimatıyla, siyasi iktidar, polis ve yargı arasında gerçekleşen işbirliğiyle yürümektedir" dedi.
Soruşturmanın başından itibaren hukukun altüst edildiğini ve kararı temyiz edeceklerini belirten Bayraktar; "Türkiye yargısından adalet beklemiyoruz. Soruşturmanın başında da bunu söylemiştik, şimdi de söylüyoruz, bundan sonrada söylüyoruz. Bundan sonra adalet sokaklarda meydanlardadır. Adalet orada söke söke alınacaktır" diye konuştu. HDP Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü'de açıklamasında, sanık için verilen cezayı "Halka karşı işlenen cinayetlerin cezasızlığı prensibinin devlette sürmekte olduğunu göstermekte" şeklinde değerlendirdi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Ethem Sarısülük Davası'nda Karar Açıklandı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?