CEYLAN SAĞLAM
Eskişehir'deki Yasin Çakır Un Sanayi Ticaret AŞ'de 23 işçinin, DİSK'e bağlı Gıda-İş Sendikası'na üye oldukları için Kod 46 ve Kod 49 ile işten çıkarıldığı iddia edildi. İşten çıkarılan Ali Dolak, "İşe geri alınmak istiyoruz. Bu, işçinin kaderi olmamalı. Çünkü Türkiye'de bu şartlarda milyonlarca işçimiz var... Gün geliyor, sırtımızdan 3 bin çuval geçiyor, 3 bin 500 çuval geçiyor. İşimiz çok ağır ama paramız hafif" diye konuştu. Diğer işçi Mehmet Ali Ege ise "Bizim tek talebimiz içeri de insanca çalışmak, sendikalı çalışmak. Huzur içinde çalışmak istiyoruz" dedi.
Eskişehir'deki Yasin Çakır Un Sanayi Ticaret AŞ'de içten çıkarılan Gıda-İş Sendikası üyesi 23 işçi, fabrika önünde direniş başlattı. İşçilerden Ali Dolak, işten çıkarılma sürecine ilişkin şöyle konuştu:
"BEŞ ARKADAŞIMIZIN, TEHDİTLERE VE BASKIYA MARUZ BIRAKARAK BİZDEN AYRILMASINA SEBEP OLDULAR"
"Biz, Yasin Çakır çalışanları olarak, 23 arkadaş işten atıldık. İşten atılma sebebimiz de sadece hukuki haklarımızı aradığımız için. Haklarımızı bu iş yerinde yediler, sendikalaşmaya karar verdik. Ondan sonra bize devamlı baskı uyguladılar. Biz, bu işe başladığımızda 30 kişiydik. Beş arkadaşımızın, tehditlere ve baskıya maruz bırakarak bizden ayrılmasına sebep oldular. Adamlara zorla istifa ettirdiler. Biz, burada çok haksızlık olduğunu düşünerek Gıda-İş Sendikası'na başvurduk. Seyit Aslan ve genel başkanımız bize yardımcı oldu, bu yola girdik.
"İŞE GERİ ALINMAK İSTİYORUZ. BU, İŞÇİNİN KADERİ OLMAMALI. ÇÜNKÜ TÜRKİYE'DE BU ŞARTLARDA MİLYONLARCA İŞÇİMİZ VAR"
İçerideki sıkıntılarımız şöyleydi: Devamlı 12 saat çalışıyorduk, aldığımız ücretler çok komik rakamlardı. 50 saat mesai yapan arkadaşlarımız 5 bin 400 lira, 5 bin 500 lira gibi paralar alıyordu. Biz, bunun önüne geçmek istedik, patronlarımızdan rica ettik, 'İyileştirin' dedik ama hiçbir zaman bize 'olur' ile yaklaşmadılar. Dediler ki bize, 'Çalışıyorsanız çalışın, çalışmıyorsanız kapı burada'. Devamlı bu şekilde baskıya maruz kaldık. Bu süreç böyle devam ediyor, mücadele ediyoruz. Buradayız, fabrikamızın önündeyiz. İşe geri alınmak istiyoruz. Bu, işçinin kaderi olmamalı. Çünkü Türkiye'de bu şartlarda milyonlarca işçimiz var. Bu işçiler bu şekilde, iki dudak arasından çıkan sözle işten atılmamalı. Buna birilerinin engel olması lazım.
"İŞİMİZ ÇOK AĞIR AMA PARAMIZ HAFİF"
Bütün başkanlarımız, milletvekillerimizden bu olaya el atmalarını istiyoruz. Yani patronun iki dudağının arasında kalmayalım. Herkes burada evine ekmek götürme derdinde, çoluk çocuğuna ekmek götürme peşinde. Kimse burada iş yerini yakmadı, yıkmadı. İçimizde 25 senelik de 15 senelik de eleman var. Biz burada kapıda beklerken hala içeriye adam almaya çalışıyorlar. Bu aldıkları adamların kimisi parmağını kırıp çıkıyor, kimisi belini kırıp çıkıyor. Çünkü içerideki işimiz çok ağır, 50 kilogramın altında çalışıyoruz. Gün geliyor, sırtımızdan 3 bin çuval geçiyor, 3 bin 500 çuval geçiyor. İşimiz çok ağır ama paramız hafif. Şartlar ağır, ekonomik şartlar ağır. Bunu biz işverenimize dile getirdik ama bizi kesinlikle dikkate almadılar. Biz de örgütlenmeye karar verdik. Burada bütün örgütlü arkadaşlarımıza, sendikalı arkadaşlarımıza, kamuoyuna, halkımıza, herkese sesleniyoruz: Bu sadece bizim sesimiz olmamalı. Türkiye'deki bütün işçilerin sesi olmalı.
"BU İŞÇİ HAYATLARI BU KADAR UCUZ OLMAMALI"
Daha yakın zamanda bir patlamada bir sürü arkadaşımız hayatını kaybetti. Aileleri babasız kaldı, yetim kaldılar. Bu işçi hayatları bu kadar ucuz olmamalı. Bir an önce herkes birlik olup, beraber olup bu işi aşmaları gerekiyor. Bunu çözüme erdirmemiz lazım. Örgütlü olmak, sendikalaşmak suç değildir. Bunu dilden dile dolandıralım, işçiler bastırılmasın. Biz, sadece burada haklarımızı arıyoruz. Ekmeğimizin peşindeyiz, işimize geri iade edilmek istiyoruz."
"ÇIKIŞLARIMIZ KOD 46 VE KOD 49 GEREKÇESİ İLE VERİLDİ"
Hukuksuz bir şekilde işten atılmaların suç olduğunu söyleyen Şevket Bulut ise şunları söyledi:
"17 Ekim 2022 tarihinde basın açıklaması yapacaktık, Yasin Çakır Fabrikası önünde. Basın açıklaması yapıldıktan sonra 15: 00-23: 00 vardiyasındaki işçileri içeri almadılar. Gerekçeleri ise 'Basın açıklaması yaptınız, işinizi feshediyoruz' diye. Bu, bir suçtur. Biz içeri girmek istedik fakat olmadı. Ben, gece 19: 00-07: 00 vardiyasıydım; 10: 00'a on kala geldim fabrikanın önüne. Yanımda iki tane daha arkadaşım vardı, bizi de içeri almadılar, 'Sizin de işinize son verdik' diye. Hiçbir gerekçe göstermeden, bir gün sonra çıkışlarımız verildi. Çıkışlarımız da tazminatsız ve işsizlik maaşı alamamamız amacıyla Kod 46 ve Kod 49 gerekçesi ile verildi. Kod 46, hırsızlık ve patronun bilgilerini dışarıya sızdırmakla ilgili; Kod 49'da da 'patronun bilgilerini dışarı sızdırmak ve içeride makinelere zarar vermek' diye işten attılar. Hiçbir aslı yok bunların. Biz hakkımızı arıyoruz, bizi geri içeri alsınlar. Sendikalı olarak alsınlar."
"BİZİM TEK TALEBİMİZ İÇERİDE İNSANCA ÇALIŞMAK, SENDİKALI ÇALIŞMAK"
Mehmet Ali Ege de şöyle konuştu:
"17 Ekim'den beri direnişimizin dördüncü günündeyiz. Yasin Çakır çalışanları olarak başlatmış olduğumuz bir süreç var, iki buçuk ay öncesine kadar. İki buçuk ay öncesinde işverene karşı DİSK'e bağlı olarak Gıda-İş'e üye olduk. İşveren tabii bunları olumlu karşılamadı. Geçtiğimiz pazartesi günü, ayın 17'sinde vardiya dışındaki arkadaşlarımız, iş yerine baş temsilci olarak atadığımız arkadaşımızın, burada basın açıklamasına katıldı diye işine son verildi. Biz de üretim esnasındaydık içeride. Bizlere devam etmemiz gerektiği söylenildi, biz de kabul etmedik, arkadaşlarımız dışarıda olduğu için. O yüzden iş akdimizin sonlandırıldığını söylediler. Bu şekilde devam ediyor süreç, beklemeye devam ediyoruz. Bizim tek talebimiz içeride insanca çalışmak, sendikalı çalışmak. Huzur içinde çalışmak istiyoruz.
"AZ ÖNCE OLAY YERİ İNCELEMEDEN GELDİLER, FOTOĞRAF ÇEKTİLER, SAVCILIK İSTEDİ DİYE"
İşveren, halen daha sendikaya karşı olduğunu belirtiyor, bizim dövizlerimizi bile kaldırmaya çalışıyor. Burada hukuksuz ya da herhangi bir şey yapmadık. Havalar malum soğudu, yarın öbür gün yağmur filan yağdığında çadır kurdurmayacaklar. Emniyet güçleri 7/24 başımızda duruyor. Biz, birliktelik içerisinde hareket ediyoruz. İşveren, buradaki dövizlerden, buradaki yazıdan rahatsızlık duyuyor ve bize karşı yasal işlem başlatmaya çalışıyor. Az önce olay yeri incelemeden geldiler, fotoğraf çektiler, savcılık istedi diye. Sürekli işi yokuşa sürmeye çalışıyorlar. Bizim tek istediğimiz şey, saygı ve sevgi çerçevesinde sendikalı olarak, örgütlü olarak çalışmak. Başka bir şey istemiyoruz."
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, fabrika önünde direnişe devam eden işçileri bugün ziyaret etti. Yarın da fabrikanın satış ofisi önünde, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'nun da katılacağı basın açıklaması yapılacak.
Son Dakika › Güncel › Eskişehir gündem haberi: Eskişehir'deki Yasin Çakır Un Fabrikası'nda 23 İşçi İşten Çıkarıldı: 'İşe Geri Alınmak İstiyoruz. - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?