Erzincan'daki "Ergenekon" terör örgütü davasının ilk duruşması

Ergenekon terör örgütünün Erzincan yapılanmasına üye oldukları gerekçesiyle 11 sanık hakkında 7,5 yıldan 27 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması yapıldı.

4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuksuz sanıklar Erdal Erdoğan, Abdullah Erdoğan, Necip Kızılkaya, Serdar Işıksoy, İrfan Tezcan, Bülent Bakıcı, Murat Ekli ve Aymelek Karabacak ile başkan bir suçtan tutuklu bulunan Davut Konig ve avukatları hazır bulundu. Diğer sanıklar Fatih Kurtbay ve Murat Yılmaz duruşmaya katılmadı.

Mahkeme başkanı Mustafa Kahya'nın talimatıyla sanıkların ifadeleri video kaydına alındı.

Sanık Erdal Erdoğan, mahkemeye gizli tanık ses kaydının çözülmüş halini sunarak, İngiliz vatandaşı olduğunu, suçlu olması halinde başka bir ülkeye geçmesinde herhangi bir engelin bulunmayacağını belirtti.

Sanık Abdullah Erdoğan da adı geçen gizli tanıkların uyuşturucu ticaretinden içeride bulunduklarını, söz konusu bu kişilerle hiçbir konuşması ve baskısının olmadığını söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönetiminde olduğunu kaydeden Erdoğan, eski milletvekilleri Ahmet Ersin, Erol Tınastepe ve yerel protokol üyeleriyle işi gereği samimi olduğunu ifade ederek, "Milletvekili İlhan Cihaner'i de eşinin iş yeri benim iş yerimin karşısında olduğu ve sürekli olarak benim iş yerime geldiği için tanıyorum. Ben baskı yapmadım, para vermedim, sabıkam da yok" dedi.

Dönemin Merkez Jandarma Komutanı sanık Binbaşı Necip Kızılkaya da mahkeme heyetinin karşısına suçsuzluğunu ispat etmek için çıktığını, bu soruşturma kapsamında gizli tanıklara dokunanların yandığını ileri sürdü.

Söz konusu operasyonda alınan tüm dijital malzemelerin, mühürlerinin kırılmak suretiyle 5 saat boyunca Erzincan Emniyet Müdürlüğü'nde açık bırakıldığını, sonra da bir tutanakla kapatıldığını iddia eden Kızılkaya, şöyle devam etti:

"Şaibeli bir bilgisayar ve o bilgisayardan ele geçirilen belgelere göre suçlanıyoruz. Bu soruşturma süresince değiştirilen, sökülen veya iddia edildiği gibi bana teslim edilen bir harddisk yok. Benim Türkiye'de adı geçen hiçbir örgütle ilgim veya tanışıklığım bulunmamaktadır. İki yıl boyunca kanunsuz bir şekilde telefonlarım dinlendi."

Kızılkaya, yürütülen soruşturmalar nedeniyle eş ve çocuklarının CMK'nın tüm hükümlerini ezberleyip profesör olduklarını ifade etti.

Dönemin İl Jandarma Komutan Yardımcısı Yarbay Serdar Işıksoy ise devletine ve milletine bağlı, aleyhte herhangi bir yasa dışı faaliyetin içerisinde bulunmadığını anlattı.

Erzincan'da görev yapmasının terör örgütü üyesi olarak yargılanmasına yol açtığını savunan Işıksoy, "Ben bir terör örgütü üyesi olsaydım emir ve komutam altında bulunan bölgedeki tüm delilleri imha ederdim. Ancak söz konusu belgeleri polis buldu" diye konuştu.

Mahkeme heyeti, diğer sanıklar ve avukatlarını dinledikten sonra duruşmayı erteledi.

Duruşma sonrası açıklama yapan sanıklar Erdal ve Abdullah Erdoğan'ın avukatı Mehmet Uysal, bu davanın Türk yargı tarihinde gizli tanık komplosunun çok açık bir örneği olduğunu savunarak, "Bu davada gizlik tanıkların bildikleri, gördükleri ve duyduklarına yani tanıklıklarına değil, örgüt torbasına, suç örgütü torbasına insan terakki etmek gibi bir figür olarak kullanmışlardır. Bir yargı mensubu, bir savunmacı olarak böyle davaların delilsiz, belgesiz açılıyor olması son derece düşündürücüdür" ifadelerini kullandı.

Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, tutuksuz yargılanan sanıklar Erdal Erdoğan, Abdullah Erdoğan, Davut Konig, Fatih Kutbay, Murat Yılmaz, Necip Kızılkaya, Serdar Işıksoy, İrfan Tezcan, Bülent Bakıcı, Murat Ekli ve Aymelek Karabacak hakkında "silahlı terör örgütü üye olmak", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak kullanmak", "patlayıcı madde bulundurmak" ve var olan örgütün korkutucu gücünden yararlanarak "tehdit" suçlarından 7,5 yıldan 27 yıla kadar değişen hapis cezası isteniyor.

2-davaya katılanların adliyeden çıkışları

3-avukat mehmet uysalın değerlendirmesi

4-detaylar