Amerika'nın ortalarında bir yerlerde, olağandışı çifte bir hayat ve oldukça karmaşık bir aşk üçgeni yaşanıyordu ve bu aşkı gölgeleyen bir suç işlenecekti.
Nebraska'nın Falls şehri, Brandon Teena (Hilary Swank) adındaki bu yeni delikanlıyla ilgili dedikodularla çalkalanıyordu, tüm kadınların olduğu gibi tüm kasabalının da dikkatini ve ilgisini çekmişti. Karizmatik kişiliği ve masum yüzünün arkasında kocaman bir sır gizliyordu. O herkesin olduğunu zannettiği kişi değildi.
Her genç insan gibi hatalar yapıyordu ve bu hatalarını da çok pahalıya ödemek zorundaydı. Yeni sevgilisi Lana (Chloe Sevigny) ve gözü pek arkadaşı John (Peter Sarsgaard)arasındaki sınırları yanlışlıkla aşınca sır, bir vahşetle ortaya çıkar.
Brandon Teena; hararetli bir aşık, toplumdan dışlanmış kimsesiz bir hayalperest, cesur bir hırsız ve haksızlığa uğramış trajik bir suçludur.
'Boys Don't Cry' Amerikan gençliğinin dışladığı bir karakterin hayatını ve ölümünü yargılarken, aşkı, evim diyebileceği bir yuvayı ve kendini arayan bu gencin cinayeti üzerindeki karmaşa bulutlarını da anlatıyor.
filmin yönetmeni Kimberly Pierce aynı zamanda senaristliği de Andy Bienen ile birlikte yapmış. filmin yapımcıları ise Jeffrey Sharp, John Hart, Caroline Kaplan,John Sloss.
1993'ün sonuna doğru tozlu Nebraska yolları çifte bir cinayete tanık oldu. Her ne kadar bir aşk cinayeti olarak gözükse de altında yatan gerçekler ve genç Brandon Teena'nın öldürülmesinin etrafındaki esrar perdesi günümüze kadar kalkmadı. Bir süre sonra gazete başlıkları onun bir delikanlı değil genç bir kadın olduğunu yazdı. Fakat ardında bir sürü aşık kadın bırakmıştı. Bu kalbi kırık kadınlar gibi o da yaşadığı müddetçe hep bir erkek olmak istemişti. Durumun asıl ilginç olan yanı; bir insanın nasıl olup da iki karakteri birden kendisine bu kadar sindirebildiği ve çevresini olmadığı bir cinsiyetle nasıl bu kadar etkileyebildiği idi.
Yönetmen Kimberly Pierce hikaye karşısında çok etkilenmişti. Ölümünden birkaç ay sonra Amerikan kültürünün yadsınan fakat aynı zamanda da zenginliğini ve çeşitliliğini oluşturan gerçeklerden biridir ve bir idolü haline gelmiştir.
Suç yazarları, feministler ve gazeteciler tarafından ayrı ayrı yollardan incelenen ve anlatılan olaylar filmde de bir çok ayrı yönden ele alınmıştır. Hepsinin birleştiği en önemli nokta onun hayal gücünün var olandan çok daha farklı bir karakter yaratarak onu yaşatacak kadar güçlü olmasıdır.
Brandon bir kadının isteyeceği her şeye sahiptir; çok sevimli gerçek bir beyefendi ve bir kadının neyi nasıl isteyeceğini gayet iyi bilen bir erkek. Fakat tüm bu fantezinin karanlık bir tarafı vardır. Bu bolca kavuşulan gönül hırsızlığının başka bir hırsızlığa dönüşmesi kaçınılmazdır. Çünkü bu kadar ilgi gören bir erkeğin ilgi gösterdiği kadınlara bunun karşılığını ödemesi gerekmektedir. Gün geçtikçe ATM kartları çalarak harcamalar yapmaya başlar, bu onun gerçek kimliğinin araştırılmasını ve ortaya çıkarılmasını gerektirir.
Kimberly Pierce 5 yıl süren bir araştırma ve inceleme döneminin sonunda
ortaya klasik mitolojik elementlerden oluşan bir efsane çıkmış üstelik bunu yanında gerçek duyguları anlatan çok özel bir hikaye oluşturmuş. Gerçek Lana ile , onun annesi ve şehirde o tarihte görev yapan Şerifle hatta etrafta dolaşan çocuklarla bile röportajlar yaptı. Pierce gerçek bir Amerikan trajedisini anlatırken suç konulu kitaplar yazan yazarlardan Norman Mailer'ın THE EXECUTIONER'S SONG, Truman Capote'un IN COLD BLOOD'undan ve bazı psikolojik araştırmaları kapsayan Ann Rule'un THE KILLER INSIDE ME gibi kitaplarından da faydalanmıştır. Bir de tabii nın suç anlatıları içinde Pierce'a yol gösteren klasikleşmiş filmler var; SCARFACE, BONNIE & CLYDE, BUTCH CASSIDY AND SUNDANCE KID BADLANDS, DOG DAY AFTERNOON ve GOODFELLAS.
film çekimleri Dallas, Texas'ta yapılmış. Tüm ekip aynı ucuz otelde konaklamış ve gerçek Falls City'nin görüntülerine en yakın görüntüyü elde edebilecek k
Son Dakika › Güncel › Erkekler Ağlamaz Filmi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?