Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TRT'de yaptığı propaganda konuşmasında, "Size söz; sarayları daha önce nasıl indirdiysek bu saray rejimini de tarihin çöp sepetine atacağız. Cumhuriyet'in 100. yılında, saltanat sevdalılarını bir kere daha alt edeceğiz. TİP, patronların partisi değil. TİP, tarikatların partisi değil, onlardan destek almıyor. TİP, yalnızca emekçilerin. TİP, sizin partiniz, sesiniz" dedi.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, bugün TRT'deki partisi adına propaganda konuşması yaptı. Baş, şunları söyledi:
"Bu bozuk düzende namerde muhtaç olmadan yaşayabilmek için neleri birlikte başardınız? Bu nasıl bir inattır? Bu ne müthiş bir umuttur? Bu konuşma, bir hatırlatma çağrısı size. Yapılanları, vazgeçmeyişinizi, değerinizi ve başardıklarınızı hatırlatmak için bir çığlık, bir haykırış. 1999 depremi ardından, 2001 krizinde ABD'nin, boyalı basının parlattığı bir ekip, size pazarlandı. İktidara gelince ilk icraatları, Türkiye'yi Irak işgaline ortak etmeye çalışmak olmuştu. Meclis'te oylamanın yapıldığı o gün, Ankara'da savaşa karşı mitingdeydik. Meclis'ten o tezkereyi geçiremediler. Amaçları, faşist 12 Eylül darbesinin ekonomik hedeflerini yerine getirmekti. Özelleştirmelere başladılar. 'Babalar gibi satacağız. Şirket gibi yöneteceğiz' dediler. Bu halka ait olan ne varsa her şeyimizi satmaya başladılar. Şımarık zengin çocukları gibi satıp savurdular. Bu özelleştirme yağmasına ikna olmadınız. İşten çıkarılan emekçiler, haklarının gasp edilmesine razı olmadı. Tekel işçileri çıktı, 'Yeter' dedi. Hatırlayın, Ankara'nın ayazında işçi arkadaşlarıma buz gibi soğuk su, gaz sıktılar ama sokaktaki direnişi onlar başlattı. Devlete tarikatları yerleştirmek için, yargıyı kuşatmak için neler yaptılar? Defalarca soruları çaldılar ama liseliler, hırsızlara meydan okudu. Arkadaşlarımız yeri göğü inletti. Hepimiz o gün umutla izledik kardeşlerimizi.
"BU İŞBİRLİKÇİ İKTİDAR, KOMŞU ÜLKEMİZ SURİYE'NİN İÇ İŞLERİNE KARIŞTI"
Bu işbirlikçi iktidar, komşu ülkemiz Suriye'nin iç işlerine karıştı. Hiç utanmadan 'Şam'a gireriz' dediler. Sınırlarımızı delik deşik ettiler. Cihatçı terörü ülkeye soktular. Reyhanlı'yı, Ankara Gar Katliamı'nı hatırlayın. Yanı başımızda arkadaşlarımız öldü. Bu savaş politikasına siz 'hayır' dediniz. Şimdi hiçbirisi o Suriye politikasını savunamıyor.
"8 MART, BU ÜLKEDE DİRENİŞİN SEMBOLÜ OLDU"
'Affedersiniz Ermeni' lafını kim söylemişti? Hatırlıyor musunuz, Hrant Dink'i katledenleri? Kemal Bey'e ayrımcı sözlerle kim saldırmıştı? Daha geçen hafta Erzurum'daki mitinge saldıranlar kim? Alevi canlarımızı hedef gösterenler, Sivas Katliamı'nda katillerin avukatlığını yapanlar kimin partisinden, kimin ittifakından? Lütfen bir bakın. 'Kadın mıdır, kız mıdır' diyeni unutmayın. Kadınların can güvenliğini ve yaşam hakkını hiçe sayıp İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede geri çekileni, 'kadın erkek eşit değildir' diye bağıranı, kadınların çalışmasını istemeyenleri hatırlayın. Ama umutla hatırlayın kadınların mücadelesini. 8 Mart, bu ülkede direnişin sembolü oldu. Kadınlar, Türkiye'nin ana muhalefet gücü haline geldi. Bu ülkenin en önemli sorunlarından biri olan Kürt meselesini istismar ettiler. Yoksulun evine ateş düşmeye devam ettiler. Evlatlarımızı kaybettik. Barış isteyen, düşman ilan edildi. Siyasiler hapsedildi. İktidarın ayrımcı diline rağmen, halkın arasında oluşturulmak istenen düşmanlara siz prim vermediniz. Laiklik gibi Cumhuriyet'in ilerici kazanımlarına kastedildi. Emekçilerin çocukları için bilimsel eğitim, erişilmez hale geldi.
"GENÇLER, TARİKAT YURTLARINA MAHKUM EDİLDİ"
Gençler, tarikat yurtlarına mahkum edildi. Dini görüşler, mahkeme kararlarına dayanak yapıldı. Dindar kardeşlerim; sizin en samimi inançlarınızı sömürerek zengin oldular, servetlerine servet kattılar. Bu ülkede cami avlusunda seçim mitingi yapıldı. Sözde muhalefet bile laikliği ağzına alamıyordu. Buna rağmen 'Laikliği tekrar kazanacağız' diyen siz oldunuz.
"BERKİN'İN CENAZESİNDE ON BİNLER OLDUĞUMUZU UNUTMAYIN"
Gezi Parkı'na gözünü dikmişti. Tıpkı ormanlarımıza, denizlerimize, derelerimize diktiği gibi. Orman yangınlarına müdahale etmek için uçak bile kaldıramadılar. O yangınları ellerinizle siz söndürdünüz. İklim krizi, sayenizde gündem oldu. Kazdağları'nı yabancı şirketlerden siz kurtardınız. Gezi'de siz, sizin çocuklarınız direndi. Başta Gezi'de belki bir avuçtuk, sonra Türkiye'nin dört bir yanında milyonlar olduk. Bu iktidar dönemi boyunca katledilen çocuklarımızı unutmayın. Berkin'in cenazesinde on binler olduğumuzu unutmayın. Depremleri unutmayın. En hayati görevleri en liyakatsiz kişilere verdiklerini unutmayın. Kızılay'ın deprem anında sattığı çadırları unutmayın. Dayanışmanızı da hatırlayın. İnsanları kurtardınız, çadır buldunuz, AŞ buldunuz, su buldunuz. Örnek oldunuz, umut oldunuz. Tüm dünya sizi konuştu. Dünya, şimdi de sizi konuşacak. 'Devlet olanaklarını kendisi için kullanan tek adam rejimini bitirdiler' diyecek.
"SARAYLARI DAHA ÖNCE NASIL İNDİRDİYSEK BU SARAY REJİMİNİ DE TARİHİN ÇÖP SEPETİNE ATACAĞIZ"
Size söz; sarayları daha önce nasıl indirdiysek bu saray rejimini de tarihin çöp sepetine atacağız. Cumhuriyet'in 100. yılında, saltanat sevdalılarını bir kere daha alt edeceğiz. TİP, patronların partisi değil. TİP, tarikatların partisi değil, onlardan destek almıyor. TİP, yalnızca emekçilerin. TİP, sizin partiniz, sesiniz. Aday listelerine bir bakın. Bir yanda arsız müteahhitler, bir yanda çeşit çeşit patronlar var. TİP'in listelerinde ise işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler var. Üstelik hepsi üst sıralardan aday. Biz dört vekilden razıysanız daha fazlasını Meclis'e taşımak şimdi sizin elinizde. İlk defa, arkasına patronları, Hazine yardımını, devlet olanaklarını almamış bir işçi partisini ellerinizle Meclis'e taşıyabilirsiniz. 'İşçi partisi bana ne vadedebilir' diyebilirsiniz. Biz, size ancak sizin için mücadele etme sözü verebiliriz. Biliyorsunuz, bunu da yaparız.
"KİMSENİN BİR DAHA KAYYUMLARI AKLINDAN GEÇİRMEMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPMAYA SÖZ VERİRİZ"
Tek adam rejimine heves edenler olursa karşısında bizi bulur. Tüm temel ihtiyaçların ücretsiz olmasını sağlamak için terimizin son damlasına kadar mücadele ederiz. Bizim size vaadimiz, birlikte mücadele edersek sendikalı olduğunuz için işten atılmamanızdır. Günde 10-12 saat değil, eşinizle çocuklarınızla vakit geçirecek kadar çalışabilmektir. Cumartesi gününüzü kazanmaktır. 'Çalışacağım' diyorsanız da mesai ücretinizin eksiksiz yatmasıdır. Çocuk işçiliğin sona ermesidir. Güvenceli çalışmaktır. Taşeron değil, kadroda çalışmaktır. Emekliliğin hayal olmamasıdır. Halkçı ve kamucu bir ekonomi için mücadele etmeyi vaat ederiz biz. Amacımız, ülke kaynaklarının peşkeş çekilmediği, planlı ve ekolojik bir şekilde Türkiye'nin üreten bir ülke olmasını sağlamaktır. Tarımı ayağa kaldırmaktır. Bizden çalınan her şeyi geri alana kadar bıkıp usanmadan mücadele etmektir. Laiklik demekten korkmayacağımıza söz veririz. Sizin dini inançlarınızın sömürülmesine müsaade etmeyiz. Alevilerin de eşit yurttaşlık taleplerini en gür şekilde biz savunuruz. Kimsenin bir daha kayyumları aklından geçirmemesi için elimizden geleni yapmaya söz veririz.
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE GERİ DÖNENE KADAR BİRLİKTE MÜCADELE EDERİZ"
Kürt sorununun barış içinde çözümü için her türlü fedakarlığı yapar, emeğimizi veririz. Bu sorunun silahların gölgesinde kalmadığı bir ortamı, inanın ancak solcular yaratır. Meclis'te güçlü olduğumuzda, kadınların haklarının bir avuç güçlü adamın insafına bırakılmayacağından emin olabilirsiniz. Kadına yönelik tacize, şiddete karşı göğsümüzü siper ederiz. Hiçbir kadına iş görüşmesinde 'Çocuk yapmayı düşünüyor musunuz' diye sorulamaz. Her iş yerine kreş açılması için mücadele edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönene kadar birlikte mücadele ederiz. LGBTİ+'ların yaşamın hiçbir alanında ayrımcılığa maruz kalmaması için direniriz. Engelli yurttaşlarımızın engelsiz bir yaşama kavuşması için çalışırız. Gençler için, pandemi ya da deprem olduğunda ilk gözden çıkarılacak şeyin eğitim olmadığını herkese anlatırız. Eşit, parasız bir eğitim için bütün gücümüzle mücadele ederiz. Kayırmanın, torpilin olmadığı bir Türkiye için mücadele ederiz. Tüm canlılar için yaşam hakkına saygı duyduğumuz yeşil kentleri birlikte inşa edebiliriz. Selam olsun, saray iktidarına geçmişte son verenlere. Selam olsun, yarın saray iktidarına son vereceklere."
Son Dakika › Güncel › Erkan Baş: 'Cumhuriyet'in 100. Yılında, Saltanat Sevdalılarını Bir Kere Daha Alt Edeceğiz' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?