ERGENEKON Davası'na bakan hakim ve savcıların yargılama aşamasında ihmal ve kusurlarına ilişkin hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan 505 sayfalık iddianamede, Ergenekon Davası'na bakan eski hakim ve savcıların ihmal ve kusurları da iddianamede tek tek belirtildi.
TESLİM ETMEDEN 41 BİLGİSAYARA FORMAT ATTIRDI
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski üye Hakimi Hüsnü Çalmuk, o dönem İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kullanılan ve adliyenin demirbaşına kayıtlı 41 adet masaüstü bilgisayarına yargılamanın gerçekleştirildiği Silivri Ceza İnfaz Kurumlarının bulunduğu yerleşkede, bilgisayarları teslim etmeden önce, UYAP genelgelerine ve olağan işleyişe aykırı biçimde, wipe programı ile kesinlikle dönüşü olmayacak şekilde format attırmak suretiyle, bilgi ve belgeleri sildirdi.
GEREKÇELİ KARARI 7 AY SONRA YAZDILAR
Özese, Çalmuk ve Haşıloğlu, Uslu ve Fırat, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 232/3 maddesindeki; "Hükmün gerekçesi, tümüyle tutanağa geçirilmemişse açıklanmasından itibaren en geç onbeş gün içinde dava dosyasına konulur." usul hükmüne aykırı hareket ederek dosyaya 05 Ağustos 2013 tarihinde hüküm verildiği halde, 02 Nisan 2014 tarihinde gerekçeli karar yazım işlemini tamamladı.
TAHLİYE BAŞVURULARINI GÖREVLİ MAHKEMEYE GÖNDERMEDİ
6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 06 Mart 2014 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girdiği hatırlatılan iddianamede, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti Özese, Çalmuk ve Haşıloğlu'nun görevinin sona ermesine ve yalnızca süresi içinde yazılmayan gerekçeli kararların on beş gün içinde yazılması ile devir işlemleri konusunda yetkili olmasına rağmen, koruma tedbirleri yönünden sanıkların yaptıkları tahliye istemli başvurularını incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye göndermek yerine tahliye talepleri hakkında ret kararları verdi.
SERDAR ÖZTÜRK'ÜN TALEBİNİ HAKSIZ YERE REDDETTİLER
Mahkemenin eski başkanları Şengün ve Özese ile üye hakimler Çalmuk ve Haşıloğlu, müşteki tutuklu Avukat Serdar Öztürk'ün de "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından yargılandığı dava kapsamında; müştekinin avukatlık bürosunda ele geçirilen "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" belgesi üzerinde parmak izi araştırması yaptırılması yönündeki müşteki taleplerini, söz konusu belgeye, soruşturma aşamasında çıplak elle dokunulmuş olduğunu gerekçe göstererek haksız yere reddettiler.
DURSUN ÇİÇEK'İN TAHLİYE TALEBİNİ YETERSİZ GEREKÇELERLE REDDETTİLER
Eski başkan Özese ve üye hakimler Çalmuk, Haşıloğlu, Uslu ve Fırat'ın o dönem tutuklu bulunan müşteki CHP Milletvekili Dursun Çiçek hakkında yetersiz gerekçelerle tutukluluğunu devamına karar verdi. Öte yandan Çiçek'in lehine olan delilleri toplamadıkları gibi lehine olan delilleri dikkate almadıkları iddia edildi. Çiçek'in söz konusu belge üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde sunduğu hukuki mütalaaları dikkate almadıkları gibi tüm bunlar kapsamında müştekinin bilirkişi raporu sunmasına rağmen dava konusu İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesi hakkında yeniden rapor almaya gerek görmedikleri vurgulandı.
KONUŞMA SÜRELERİNİ 15 DAKİKAYLA SINIRLADILAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dava dosyasında, esasa ilişkin savunmaları bir saatle, avukatların talep konuşmalarını kaç müvekkili temsil ettiklerine bakmaksızın on beş dakika ile sınırlandırarak savunma hakkını kısıtladıkları belirtildi. Duruşmalar ses ve görüntü ile kayda alınıyor daha sonra ise bu kayıtlar tutanaklara geçiriliyordu. Ancak mahkeme heyeti 2 aya varan sürelerden sonra yazılı hale getirdikleri, bu nedenle heyet değişikliklerinde duruşma tutanaklarının okunmamasına neden oldukları belirtildi.
BAŞBUĞ'U YÜCE DİVAN YERİNE MAHKEMEDE YARGILADILAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski başkanı Hasan Hüseyin Özese, eski hakimler Fatih Mehmet Uslu ve Ercan Fırat 'ın, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında Anayasa'nın 148. maddesinin yedinci bendinde yer alan; "Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar." hükmüne aykırı olarak, yetki kuralını dikkate almadan haksız yere yargılama yaptı.
TAHLİYE TALEPLERİNİ ETKİLİ ŞEKİLDE İNCELEMEDİLER
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yargılama sürecinde tutuklu sanıkların tahliye taleplerini etkili şekilde incelemeyerek, Anayasa Mahkemesinin anılan kararıyla ihlal kararı verilmesine neden olduğu belirtildi. Savunmaya ilişkin yazışmaları, mahkemede görevli mübaşirin ve jandarma görevlilerinin denetimine tabi tuttukları halde bu şekildeki uygulamaların yanlış olduğu yönündeki itirazları kabul etmedikleri kaydedildi.
İNTERNET ORTAMINDAKİ SES KAYITLARINI DELİL SAYDILAR
Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Mehmet Murat Dalkuş'un iddia makamını temsilen katıldıkları 13 Ocak 2012 tarihli duruşmada, internet ortamında yayınlanan dava konusu ile hiçbir bağlantısı olmayan yasa dışı ses kayıtlarının dava dosyasına celbini talep ettikleri belirtildi. Mahkeme heyetinin davaya ilişkin olan internet ortamında veya medyada yer alan ses kayıtlarının dava dosyasına girmesine neden oldukları, dava konusu ile hiçbir bağlantısı olmayan yasa dışı bu ses kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğu yönündeki itirazları kabul etmedikleri belirtildi.
İLGİSİZ BİR ÇOK DOSYAYI BİRLEŞTİRDİLER
Mahkeme heyetinin, ilgisiz birçok davayı birleştirmek suretiyle maddi gerçeğin ortaya çıkmasının gecikmesine neden oldukları kaydedildi. Mahkeme heyetinin, dava kapsamında taraflı davranarak, usul ve yasaya aykırı işlemler yaptıkları, savunma hakkını kısıtladıkları, ihsas-ı rey anlamına gelebilecek sözler sarf ettikleri kaydedildi. Gerekçesiz kararlar ile sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdikleri belirtildi. Aralarında MİT ve Savcılık yazılarının da bulunduğu 2009 yılında mahkemeye ulaşan evrakı savunma makamından gizleyen mahkeme heyeti söz konusu evrakları 27 Kasım 2012 ve 13 Aralık 2012 tarihli oturumlarda okudu.
BASIN AÇIKLAMASI YAPTIKLAR
6526 sayılı Kanunun tanıdığı 15 günlük sürenin dolduğu 21 Mart 2014 günü, redakte işlemlerini bahane ederek gerekçeli kararın yazımına devam etmek ve HSYK'nın haklarında soruşturma açmasının önüne geçmek amacıyla mahkeme heyetinin hukuka aykırı hareket ederek, basın mensuplarını duruşma salonuna alarak, gerekçeli kararın tamamlandığını ve sadece redakte işlemlerinin kaldığını beyan eden basın açıklaması yaptıkları ifade edildi.
AĞIR CEZA MAHKEMELERİNİ ETKİLEMEK AMACIYLA HAREKET ETTİLER
Tutuklu bulunan sanıklar tarafından verilen tahliye dilekçelerinin İstanbul Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından görüşüldüğü sırada, diğer mahkemeleri etkilemek amacıyla, basın mensuplarıa 10 Mart 2014 tarihli kararlarını dağıttıkları belirtildi. Mahkeme heyeti Özese, Ercan Fırat ve Nihat Topal'ın, sanıkların, tanıklara soru sormasını yazılı olarak mahkemeye bildirmesi şartına bağladıkları, tanığın soru sormak isteyen sanık hakkında beyanda bulunmaması durumunda soru sorulmasına müsaade etmedi.
İDDİANAME MAHKEMEYE GÖNDERİLDİ
Savcılık tarafından hazırlanan iddianame, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Ergenekon Savcıları ve Hakimleri Hakkına Hazırlanan İddianamenin Detayları Ortaya Çıktı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?