CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, karar açıklanması beklenen "Ergenekon Davası"na ilişkin, "Gönlümüzden geçen, arzu ettiğimiz; hakka, hukuka uygun bir karar olsun. Hukuksuz, delilsiz bir şekilde yargılanan sanıklar beraat etsin" dedi.
Hamzaçebi, davanın görüldüğü duruşma salonunun yer aldığı Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, "mahkemenin, önceden verilmiş olan bir kararın bugün şeklen alınacağı bir oturumu gerçekleştireceği" izlenimi edindiklerini söyledi.
Bugüne kadar evrensel hukukun temel ilkelerinin silindiğini, ayaklar altına alındığını, adil yargılama ve masumiyet ilkesinin çiğnendiğini savunan Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Hukuka, anayasaya ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne göre, herkes suçluluğu ispat edilinceye kadar masumdur. Bu, evrensel bir hukuk kuralıdır ama Silivri mahkemelerinde bu tersine çevrildi. Yargılananlar, kendi masumiyetlerini ispat edinceye kadar suçlu bulundu. Savcılık makamı, iddia makamı iddiasını ispatla hükümlüdür. Bu da ayaklar altına alındı. Sanıklar masum olduklarını ispat edebilmek için bugüne kadar savunma yaptı. Bu, kabul edilebilir değildir. Tarihte bunun örnekleri çok olmuştur. 2 bin 500 sene önce Sokrates'i yargılayan halk yargıçları, bugün bilinmiyor, hepsi tarihe gömüldü ama haklı olan Sokrates hala hafızalarda. Bugün de böyle olacak, ne karar verilirse verilsin. Gönlümüzden geçen, arzu ettiğimiz; hakka, hukuka uygun bir karar olsun. Hukuksuz, delilsiz bir şekilde yargılanan sanıklar beraat etsin."
Hamzaçebi, bugün Türkiye'de görülmemiş derecede, mahkemelerin bağımsız olmadığı bir dönemin yaşandığını ileri sürerek, "TEM yolundan geldim. Kınalı çıkışının orada büyük bir barikat vardı. Gazeteci ordusu bekletiliyor, içeri alınmıyor. Ben kendi aracımla gelemedim. Milletvekili olduğum için oradaki görevli arkadaşlar, 'Sizi biz kendi aracımızla götürelim' dedi. Kendi aracımı orada bıraktım. Hadi ben buraya ulaştım. Anayasamız, duruşmaların, mahkemelerin, herkese açık olduğunu söyler. Bırakalım vatandaşları, sanıkların yakınları, sanığın eşi, çocuğu, ailesi buraya alınmıyor. Bunu nasıl kabul edebiliriz? Bunu insanlık kabul edebilir mi? Bu kararı alan yargıçlar bunu kendi ailesine, kendi anne babasına sorsa kendilerine ne der?" diye konuştu.
- "Mahkeme başkanına güvenlik önlemleri için talimat verip vermediğini sordum"
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz de E-5'den yerleşkeye gelen yolda binlerce araç bulunduğunu ve insanların sokaklarda olduğunu belirterek, "Bu ülkede sıkıyönetim mi var Sayın Recep Tayyip Erdoğan?" diye sordu.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun, "Mahkeme emir verdi" dediğini aktaran Özgündüz, mahkeme başkanının asayiş hizmetine karışamayacağını söyledi.
Özgündüz, "Şahsi olarak vermişse kararı, suç işlemiştir. Mahkeme başkanının böyle bir talimatı yoksa bunu Vali, İçişleri Bakanı, Başbakan alıyorsa, 'insanların seyahat özgürlüğü engellemek', 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak' suçunu işlemişlerdir" diye konuştu.
Mahkeme başkanıyla görüştüğünü dile getiren Özgündüz, şunları kaydetti:
"Mahkeme başkanına, dışarıda alınan güvenlik önlemleri için talimat verip vermediğini sordum. Mahkeme başkanı, 'Ben sadece duruşma salonu ve çevresiyle ilgili talimat yazdım, güvenlik tedbiri alın dedim ama başka illerden gelen otobüslerin durdurulması ya da Silivri'ye gelen yolların kapatılması yönünde herhangi bir talimatım olamaz' dedi. Vali bey, 'Mahkemenin talimatı' dedi. Bu durumda sayın Vali yalan söylüyor.
Başka illerden duruşmayı izlemek için gelen otobüsler durduruldu. Bu 'seyahat özgürlüğünü engellemek, seyahat hürriyetinden mahrum bırakmak' suçunu oluşturuyor. 'Sizin talimatınız mı?' diye sordum. 'Hayır efendim, başka illere ben ne karışırım?' dedi. Anlaşılıyor ki bu konu sayın Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından verilen bir talimat. Kanuna aykırı, suç teşkil eden bir talimattır. Mahkeme başkanına 'Niye sanık yakınlarını içeriye almıyorsunuz, duruşmaların aleniliğini niye ihlal ediyorsunuz?' dediğimde, 'Hayır efendim, basını alıyoruz, siz milletvekillerini alıyoruz, dolayısıyla aleniyet sağlanmış oluyor' dedi. 'Eşleri müebbetle yargılanan insanları içeri almamakla duruşmanın aleniyet ilkesini ihlal etmiş olmuyor musunuz?' diye sorduğumda, 'Merak etmeyen birazdan kararımızı vereceğiz, basın yoluyla da bütün kamuoyuna duyurulucak' mantığıyla bir açıklama yaptı. Avukatların aranmasının sebebini sorduğumuzda, 'Avukatlar şiddet çağrısı yapıyor' diye bir cevap verdi."
- " Kuddusi Okkır, bu dava yüzünden vefat etti"
Sabriye Okkır ise eşi Kuddusi Okkır'ın bu dava yüzünden vefat ettiğini savunarak, şöyle devam etti:
"Daha doğrusu öldürüldü. Bakılmadığı için, hastalandığı için öldürüldü. Devlet daha bunun hesabını bana vermedi. Buna rağmen sanıklar arasında Kuddusi Okkır olmadığına göre dinleyiciler arasında benim olma hakkım var. ya onu mezardan çıkarıp getirip koysunlar oraya ya da beni alsınlar. Ben de bileyim bu adam ne için öldürüldü, neydi suçu, kimlerle ne yapmıştı. Bunu bilmek benim herkesten çok hakkım. Tam 2 saattir mahkeme görevlisiyle, jandarma komutanıyla mücadele veriyorum." - İstanbul
Son Dakika › Güncel › 'Ergenekon Davası'Nın Karar Duruşmasına Doğru - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?