AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın daha adaylık için nabız yokladığı dönemde 'Anayasa'dan kaynaklanan tüm yetkileri kullanırım' sözü basına sızdığında, neyi kastettiği belliydi. Erdoğan Bakanlar Kurulu'na da başkanlık edebileceği mesajı vermişti.ÖZETLE
Özal Bakanlar Kurulu'nu topladı
Demirel jeste karşılık verdi
Sezer ve Gül teamüllere uydu
4 Ağustos'ta TV 24'te katıldığı "Cumhurbaşkanlığı Seçimi Özel" programında ise seçilmesi halinde Bakanlar Kurulu'nu ayda bir toplamayı düşündüğünü söyledi. Erdoğan şöyle konuştu:
"...Kabine diyelim ki, haftada bir, 15'te bir toplanır da siz de böyle ayda bir böyle bir toplantıya katılırsınız. Şimdi mesela Milli Güvenlik Kurulu ne oluyor, iki ayda bir Cumhurbaşkanımız başkanlığında toplanıyor. Burada ülkenin sorunlarını, meselelerini çok daha farklı bir şekilde görüşme imkanımız oluyor. Yani cumhurbaşkanı, devletin başı o kadar rahat olamaz.."
Erdoğan, 21 Temmuz 2014'te Ordu mitinginden dönerken gazetelerin genel yayın yönetmenlerinin sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın açıklamaları için Milliyet gazetesi 'MGK Tipi Başkanlık' ifadesini kullandı. Erdoğan o gün şunları söyledi:
"Başbakanın yetkilerini elinden alacak değiliz. Bu söz konusu olmaz. Seçilmiş cumhurbaşkanı, seçilmiş başbakan, Bakanlar Kurulu ele ele verip; görüşüp, konuşup, çalışırız, hep birlikte Türkiye'yi uçururuz. Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olması her hafta Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceği anlamına gelmez. Herhalde gelip başbakanın yerine oturacak halimiz yok. Oturur konuşuruz. Cumhurbaşkanı, Milli Güvenlik Kurulu'nu belli aralıklarla toplamıyor mu? Topluyor, başkanlık ediyor. Bakanlar Kurulu'yla da belli aralıklarla böyle toplanılır. Başbakanla, Bakanlar Kurulu'yla konuşur, görüşürüz, belli aralıklarla toplanılır. Bu da Anayasa'ya aykırı olmaz."
Erdoğan'ın sözünü ettiği şekilde çalışan yakın dönemdeki tek örnek 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal oldu.
Özal, Yıldırım Akbulut'un başbakanlığını yaptığı Anavatan Partisi (ANAP) ve Süleyman Demirel'in başbakanlığı üstlendiği DYP – SHP koalisyon hükümetleri döneminde cumhurbaşkanlığı yaptı. Her iki hükümet döneminde de Erdoğan'ın söylediği gibi her ay düzenli şekilde olmasa da Bakanlar Kurulu'nu topladı ya da toplantılarına katıldı. Üstelik bu toplantıların bazıları Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarının hemen ardından yapıldı.
Çankaya Köşkü'nde Bakanlar Kurulu toplantısı
Turgut Özal 9 Kasım 1989 – 17 Nisan 1993 döneminde görev yapan Türkiye'nin sıra dışı cumhurbaşkanıydı. Hemen her konuda teamüllerin dışına çıkmasıyla bilinen Özal, Bakanlar Kurulu toplantılarına katılırken de farklı değildi.
Özal, Birinci Körfez Savaşı öncesinde ve sırasında, hükümetin önüne geçen bir rol üstlendi. Özal, Irak'a müdahale etmeye hazırlanan Amerika Birleşik Devletleri'ne açık destek verdi. Muhalefetin Özal'ı Türkiye'yi savaşa sürüklemekle suçladığı bir dönemdi.
Özal'ın cumhurbaşkanı sıfatıyla Bakanlar Kurulu'na başkanlık ettiği toplantılardan biri 7 Ağustos 1990'da Çankaya Köşkü'nde gerçekleşti. 6 Ağustos'ta Irak'a karşı ekonomik yaptırım kararı alan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısından bir gün sonra gerçekleştirilen toplantıdan BM kararlarına uyum çıktı. Kerkük – Yumurtalık petrol boru hattı kapatıldı. [Fotoğraf: Milliyet Gazetesi]Milliyet Gazetesi 8 Ağustos 1991'de Özal'ın başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu'nda alınan kararı böyle duyurdu
Başbakanlıkta bir cumhurbaşkanı
Özal, ABD'nin Irak harekatı öncesinde, Türkiye'deki üslerin kullandırılması ve asker gönderme konularında Meclis kararına gerek olmadığını savunuyordu. Akbulut ise buna karşıydı. Özal düşüncesinde o karar ısrarlıydı ki, ANAP'ın bazı milletvekilleriyle görüşmeler yaptı, onları ikna etmeye çabaladı. Özal savaşın başlamasından birkaç gün önce, 12 Ocak 1991'de yapılan Bakanlar Kurulu toplantısına da görüşünü anlatmak için geldi.
13 Ocak 1991 tarihli Milliyet gazetesinde Özal'ın toplantıya katılımı şöyle anlatıldı:
"Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken Cumhurbaşkanı Turgut Özal da Başbakanlığa geldi. Gazetecilerin 'Tehlikeli bir durum mu var, siz de geldiniz?' sorusuna 'Yok, hayır' yanıtını verdi"
Özal sık aralıklarla topladı
Özal savaşın başlamasından birkaç gün sonra Bakanlar Kurulu'nu bu kez Çankaya Köşkü'nde topladı. Önce MGK toplantısı yapıldı, ardından Özal'ın üç buçuk saat başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu'na geçildi. Bu toplantıdan çıkan kararların ikisi dikkat çekiciydi.
Birincisi, güvenlik nedeniyle ülke genelindeki grevler bir ay süreyle ertelendi. Irak Dışişleri Bakanı Tarık Aziz'in, Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin'e gönderdiği ve "Türk hükümetini saldırgan ve düşmanca bir tutumda olmakla" suçladığı mektubuna verilecek yanıtın çerçevesi de bu toplantıda çizildi.
Diyarbakır'da Bakanlar Kurulu'nu topladı
Cumhurbaşkanı Özal hükümeti bir kez de, 1992 yılında Diyarbakır'da olağanüstü MGK ve Bakanlar Kurulu için topladı. Bu kez başbakanlık koltuğunda oturan isim Süleyman Demirel'di. DYP – SHP koalisyon hükümeti görevdeydi. Yaz aylarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki PKK saldırılarının artması ve 'Şırnak Olayı' olarak anılan PKK ile güvenlik güçleri arasında 36 saate varan çatışmanın yaşanmasından sonra Cumhurbaşkanı Özal sürpriz bir şekilde Diyarbakır'a gitti. Üstelik giderken hükümeti de oraya çağırdı. [Fotoğraf: Milliyet Gazetesi]Özal, Bakanlar Kurulu'nun ilk kez Diyarbakır'da yapılmasını sağladı
Özal'ın kararı için "şok yarattı" yorumları yapıldı. Gazetelerde Özal'ın ağzından şu sözler aktarıldı:
"'Durum karanlık görünüyor. Tırmanma eğilimi var' dedi ve MGK kararlarının Bakanlar Kurulu'nda görüşüleceğini söyledi."
Özal 27 Ağustos 1992'de önce Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı Subay Gazinosu'nda MGK'ya, ardından da Bakanlar Kurulu'na başkanlık etti. Ertesi gün toplantı " Devlet Diyarbakır'daydı" başlığı ile haberleştirildi.
By–pass'a karşı kurul
Turgut Özal'ın DYP – SHP koalisyonunda katıldığı ikinci Bakanlar Kurulu toplantısı 4 Mart 1993'de yapıldı. Bu katılım o dönemde bazılarına göre 'rest', bazılarına göre 'barış' çabasıydı.
Özal ve Demirel çok eskiden tanışan, ezeli rakiplerdi. Araları o denli açıktı ki; Özal bir ilke imza attı ve Başbakan'ı ilk kez tazminata mahküm eden Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti.
Özal'ın, Demirel hükümetinin onlarca kararnamesini bekletmesi, imzalamaması ya da geri çevirmesi üzerine, hükümet Özal'ı 'by–pass' etmek için harekete geçti. Önce cumhurbaşkanını atamalarda devre dışı bırakan bir yasayı Meclis'ten geçirdi. Ardından Bakanlar Kurulu kararnamelerinde Özal'ın imza yetkisini kaldıran bir yasa hazırlığına başladı. Gazetelerde "By–pass ile kumpas bıktırdı" başlıklarının atıldığı dönemdi. Özal 4 Mart 1993'te deyim yerindeyse soluğu Bakanlar Kurulu toplantısında aldı. [Fotoğraf: Milliyet Gazetesi]Özal bazen Bakanlar Kurulu toplantısı için Başbakanlığa gitti, bazen de bakanları Köşk'te topladı
5 Mart 1993 tarihli Milliyet gazetesinde yer alan habere göre, Demirel gazetecilerin toplantıya Özal'ın başkanlık etmesi teklifinin kimden geldiği sorusuna "bunun teklifle alakası yok" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
" Bitlis'te olağanüstü hal ilanına MGK karar verdi. Hükümetin bu kararı benimseyip TBMM'ye göndermesi lazım. Anayasa'nın 119. maddesinde de kayıt var. Olağanüstü hal ilanı Bakanlar Kurulu'nun cumhurbaşkanının başkanlığında yapacağı toplantıda alınır. Bu onun gereğidir."
Demirel gazetecilerin "gerginlik son buldu mu?" sorusunu ise habere göre şöyle yanıtladı:
"Ne gerginliği olsun kardeşim? Niye olsun gerginlik? Devleti daha iyi işletmeye çalışırken kim niye gerilsin anlamıyorum ki. Her gün sabahleyin bir savaş icat etmeyin."
Demirel 'jest olarak' kabul etti
Özal'ın ardından Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel ise sadece bir kez Bakanlar Kurulu'na başkanlık etti. O da aslında bir jestti. Görevde bulunan 57. hükümetin başbakanı Bülent Ecevit ile uyum içinde çalışmışlardı. Ecevit, 16 Mayıs 1993 - 16 Mayıs 2000 arasında görev yapan Demirel'i Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etmesi için davet etti. Demirel, Ecevit'e veda ziyaretinde bulunduktan sonra 35 dakika da kurula başkanlık etti. Kabine Demirel'i Başbakanlık'tan birlikte uğurladı.
Demirel'in Kurul'u toplama şartı
Aslında cumhurbaşkanlığı sürecinde Demirel'den bir de Bakanlar Kurulu'nu toplamasının beklendiği bir dönem oldu. 28 Şubat sürecinde Bakanlar Kurulu uzun bir süre toplanamadı. Gazeteci Yavuz Donat, Demirel'in kabineyi toplaması teklifini reddettiğini 24 Mayıs 1997'de Vitrin adlı köşesinde soru cevap şeklinde şöyle anlattı:
-Efendim, Bakanlar Kurulu'nu neden toplamıyorsunuz?
-Farz et ki topladım…Ne yapacağım?
-Konuşacaksınız.
-Neyi? Gündemim ne olacak?
-Sayın Cumhurbaşkanı, neredeyse iki ay dolacak…Toplanamıyorlar.
-Tamam da ben toplamış olmak için toplayamam ki. Bazı mecburiyet halleri var .Öyle bir durumda toplarım.
-Örneğin?
-Güvenlik gibi… Olağanüstü hal gibi.. Sıkıyönetim gibi..
Donat, yazısının sonunda Bakanlar Kurulu'nu toplaması için Demirel'e ısrar edildiğini ama Demirel'in kendilerine, "Hangi gündemle? Devletin makamlarını, kurumlarını bir şey yapmıyormuş gibi göstermenin anlamı yok" dediğini aktardı.
Sezer ve Gül hiç yapmadı
Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Bakanlar Kurulu'nu hiç toplamadılar.
16 Mayıs 2000 – 28 Ağustos 2007 arasında cumhurbaşkanlığı yapan Sezer, zaman zaman onayına sunulan yasalar ya da kritik konularda bakanlardan bilgi aldı. Çankaya Köşkü'nde hükümet ile de, muhalefet partileriyle de zirveler yaptı ama kendi döneminde ciddi bir ekonomik kriz sürecinden geçilmiş olmasına, ABD bir kez daha Irak'a müdahale etmesine karşın Bakanlar Kurulu'nu toplamadı.
28 Ağustos 2007'de Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı olan ve görevini 28 Ağustos 2014'de devretmeye hazırlanan Abdullah Gül de, Sezer'e benzer bir yöntem izledi. O da hiçbir Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etmedi. Gerekli gördüğü durumlarda bakanlardan bilgi aldı. Sezer'den farklı olarak muhalefet liderleriyle zirve yerine tek tek davet ederek görüşmeyi tercih etti.
Son Dakika › Güncel › Erdoğan'ın Dediğini Özal Yaptı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?