CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 15 Temmuz'da hem darbe girişimine hem terör eylemlerine hem de örtülü bir işgal girişimine maruz kaldığını belirterek, "Tarihte bize ne yaptılar? 1920'de bize Sevr'i gösterdiler, 1923'te Lozan'a bize razı etiler. Birileri de bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Bu darbe de başarılı olsaydı herhalde Sevr'i dahi aratacak bir dayatmayla karşımıza çıkacaklardı" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca 15 Temmuz'un Demokrasi Günü olarak kutlanacağını ve her yıl tatil olacağını da açıkladı.
15 TEMMUZ'DA HAYATINI KAYBEDEN MUHTARLARIN YAKINLARI TOPLANTIDA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27'nci Muhtarlar Toplantısı'nda katıldı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirilen toplantıda; Ankara, Artvin, Bitlis, Bolu, Bursa, Diyarbakır, Kilis, Hatay, Isparta, Kastamonu, Kırşehir, Muğla, Ordu, Samsun ve Çanakkale'den gelen muhtarlar yer aldı. Muhtarlar Toplantısı'na ayrıca bazı şehit muhtarların yakınları da davet edilirken, toplantıya 15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybeden Ankara'nın Kazan İlçesi nüfusuna kayıtlı Ahi Mahalle Muhtarı Ali Anar, Ankara'nın Sincan İlçesi'ndeki Osmanlı Mahalle Muhtarı Hakan Yiğit ve İstanbul'un Üsküdar İlçesi nüfusuna kayıtlı Acıbadem Mahalle Muhtarı Mete Sertbaş'ın yakınları katıldı.
"15 TEMMUZ AYNI ZAMANDA TERÖR SALDIRISIYDI"
Beştepe'deki Muhtarlar Toplantısı'nda hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili konuştu. 15 Temmuz'un aynı zamanda bir terör saldırısı olduğunu belirten Erdoğan, "Daha önceki ihanet girişimlerinde hedef genellikle doğrudan biz oluyorduk. Ülkemiz ve milletimiz yaşananlardan dolayı, dolaylı olarak bundan etkileniyordu. Bu defa bizimle birlikte canıyla, kanıyla, varlığıyla milletimizin kendisi hedef alındı. Ülkemiz, demokrasimiz hedef alındı. Adını doğru koymak lazım. 15 Temmuz'da Türkiye hem bir darbe girişimine hem bir dizi terör eylemine hem de örtülü bir işgal girişimine maruz kaldı. 15 Temmuz, TSK içinde yuvalanan üniformalı bir grubun, bir cuntanın eseri olması dolayısıyla elbette darbe girişimiydi. Darbecilerin milletimize karşı hedef gözetmeksizin uyguladıkları şiddet, kullandıkları yöntemler itibariyle 15 Temmuz aynı zamanda bir terör saldırısıydı" ifadelerini kullandı.
"15 TEMMUZ, TÜRK MİLLETİNİN İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞI'DIR"
Darbe girişiminin Türkiye'yi bir işgal teşebbüsü olduğunu savunan Erdoğan, "Hem projenin gerisindeki silüetler hem de darbenin başarılı olması halinde hayata geçirilecek niyetler itibariyle 15 Temmuz, 1912'den 1923'e kadar geçen kısa sürede 5'te 1'e düşen topraklarımızdan elimizde kalan son parçanın işgali teşebbüsüydü. Millet o toprakları bunlara teslim etmedi. Benim milletim yüce bir millet, çok aziz bir millet. Hani o 'Çılgın Türkler' diyorlar ya işte o millet. 15 Temmuz, Türk milletinin ikinci Kurtuluş Savaşı'dır, bunu böyle bilelim" diye konuştu.
"BİRİLERİ BİZE LOZAN'I ZAFER DİYE YUTTURMAYA ÇALIŞTI"
Lozan Barış Antlaşması'na yönelik eleştiride bulunan Erdoğan, "Tarihte bize ne yaptılar? 1920'de bize Sevr'i gösterdiler, 1923'te Lozan'a bize razı etiler. Birileri de bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Şu anda Ege'yi görüyorsunuz. Şöyle bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan'da verdik. Zafer bu mu? Oralar bizimdi. Oralarda hala bizim camilerimiz var. Ama şu anda hala Ege'de kıta sahanlığı ne olacak, bunun mücadelesini veriyoruz. Niye? İşte anlaşmada masaya oturanlar sebebiyle. O masaya oturanlar, o anlaşmanın hakkını veremediler. Veremedikleri için şimdi onun sıkıntısını biz yaşıyoruz. Bu darbe de başarılı olsaydı herhalde Sevr'i dahi aratacak bir dayatmayla karşımıza çıkacaklardı" açıklamasında bulundu.
'OHAL' AÇIKLAMASI: 3 AYLIK SÜRENİN YETERLİ OLMAYACAĞI GÖRÜLÜYOR
Beştepe'de dün gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında olağanüstü halin uzatılmasıyla ilgili tavsiye kararı alındığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "21 Temmuz'dan itibaren 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edilmişti. Bu konu çok önemli. Çünkü şu olağanüstü hal konusunu speküle etmeye gayret edenler var. İşte bu kanun hükmünde kararname, OHAL vesaire bu uygulamaların sadece terör örgütleriyle mücadeleyle sınırlı kalacağı, günlük hayata hiçbir olumsuz yansıması olmayacağı daha ilk günden açıkça ifade edilmişti. Günlük hayatın işlemesinde tam aksine bir rahatlık, kolaylık, güvence var. Bir diğer taraftan da FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadelede bizim hızımızı artırıyor. Çünkü bu işi hızlandırmamız lazım. Bu işte rehavet olmaz. Bu devletin bu terör organlarının uzantılarından arındırılması için zamana ihtiyacı var. Biz şu anda zamanla yarışıyoruz. Mesele öylesine derin ve öylesine girift ki 3 aylık sürenin yeterli olmayacağı görülüyor. Bunun için dün yaptığımız MGK toplantısında olağanüstü halin 3 ay daha uzatılması hükümete tavsiye edildi. Hükümetimiz de gerekli adımları atacaktır. Olağanüstü hal uygulaması tamamen FETÖ ve PKK terör örgütleriyle daha etkin mücadele amacına yöneliktir"
"ANA MUHALEFETİN GÖRÜŞÜNE KESİNLİKLE KATILMIYORUM"
OHAL uygulaması üzerinden CHP'yi eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Ana muhalefet partisinin olağanüstü hal yetkileriyle hayata geçirilen hususların Meclis'in rutin çalışmalarıyla çözülebileceği görüşüne kesinlikle katılmıyorum. Biz Meclis'in bu noktada ne kadar hızlı çalıştığını gayet iyi biliyoruz. Biz bu Meclis'in içinden geldik ve siyasette de tecrübemiz bu ifadeleri kullananlarla mukayese edilemeyecek kadar derin. Bu işi iyi biliriz. Meclis'in mevcut İç Tüzüğü böyle pratik bir çalışma yürütülmesine imkan vermiyor. Kolayca çözülebilecek nice meselenin Meclis'te nasıl aylarca, yıllarca sürüncemede bırakıldığını çok iyi bilirim. Meclis'in mevcut gündemi yeteri kadar ağır. Bir de buna olağanüstü hal kapsamındaki işleri ilave etmeye kalkarsak Meclis tamamen tıkanır, kilitlenir"
"BELKİ 12 AY DA YETMEYECEK"
OHAL'in 3 aylık süreyle uzatılmasının Türkiye'nin yararına olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Terör örgütlerinin mensuplarının yurt dışına nasıl kaçtıklarını görüyorsunuz değil mi? Bunlar için 24 saat çok önemli. Anında kaçabiliyor. Kimileri bakıyorsunuz ABD'nin sokaklarında kimileri Avrupa'nın caddelerinde ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşabiliyor. Bunları istediğimiz halde bunlar oralarda dolaşabiliyorlar. Onun için yine 3 aylık süreyle olağanüstü halin uzatılması Türkiye'nin yararınadır. Fransa'da toplamda 1 yıllık olağanüstü hal var. Dünyadan kimse Fransa'ya diyor mu, 'Siz niye 1 yıl olağanüstü hal ilan ettiniz?'. Bizim bakan arkadaşlara bunlar akıl veriyor. Diyorlar ki '1 yıl olağanüstü hal Türkiye için doğru değil, şu 3 ayı bir daha uzatmayın'. Dur bakalım, sabırlı ol. Belki 12 ay da yetmeyecek. Kimse bize takvim belirlemesin. Kimse bizim yol haritamızı tayin etmesin" diye konuştu.
"ZİL TAKIP OYNAMAYA ÇALIŞANLAR, O SAATİ BEKLEYENLER VARDI"
Bazı ülkelerin 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması yönünde beklentileri olduğunu savunan Erdoğan, "Siz Türkiye'ye ne zaman dost oldunuz, gerekli olan destekleri verdiniz? Hepsi bu darbenin başarılı şekilde sonuçlanmasını bekliyordu. Bunların hepsinin bilgileri bize ulaştı. Zil takıp oynamaya çalışanlar veya o saati bekleyenler vardı. Ama Rabb'im, milletim onlara bu fırsatı vermedi. Türkiye, Fransa'daki terör olaylarıyla mukayese edilemeyecek kadar ağır terör saldırılarına ve daha önemlisi bir darbe girişimine sahne oldu. Olağanüstü halin uzatılması kararını milletimin anlayışla karşılayacağına ve destekleyeceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"DARBE GİRİŞİMİNİN PKK ELİYLE SÜRDÜRÜLMEYE ÇALIŞILMASI OLARAK DEĞERLENDİRİLDİ"
PKK terör örgütünün FETÖ ve IŞİD'le iş birliği içinde olduğuna dair bilgilerin olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "PKK ve FETÖ'nün hatta PKK ve DEAŞ'ın nasıl derin iş birliği içinde olduklarına dair sayısız bilgi ve belge bulunuyor. Bölücü örgütün 15 Temmuz'un ardından eylemlerini artırması milletimiz ve bölge halkı tarafından isabetli bir teşhis de başarısız darbe girişiminin PKK eliyle sürdürülmeye çalışılması olarak değerlendirildi. Suriye'de de bölücü örgütün PYD/ YPG adıyla faaliyet gösteren unsurları Türkiye'ye karşı her türlü husumeti gösteriyor" açıklamasında bulundu.
'FIRAT KALKANI' AÇIKLAMASI: DEAŞ ÇIKIYOR, PYD/YPG YERLEŞİYOR; KİMİ ALDATIYORSUNUZ?
Fırat Kalkanı harekatına ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, IŞİD, PYD, YPG ve rejimin birbirini beslediğini savunarak, şöyle konuştu: "Gerektiğinde rejimle gerektiğinde müttefik dediğimiz ülkelerle iş birliği yapan bu terör örgütü Suriye'de başlattığımız Fırat Kalkanı operasyonundan çok rahatsız oldular. Bünyesindeki FETÖ'cülerin temizlenmesiyle safralarından kurtulan Türk Silahlı Kuvvetleri'miz cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı sınır dışı operasyonunu başarıyla yürütüyor. Bu operasyonla bölgede DEAŞ'la savaşan tek gücün kendileri olduğu yalanı bir balon gibi söndü. Ne dediler? 'PYD/YPG, DEAŞ'la savaşıyor'. Yalan. DEAŞ bir yere giriyor. Oradan çıkıyor ondan sonra oraya PYD/YPG yerleşiyor. Kimi aldatıyorsunuz? Tezgah böyle çalıştı. DEAŞ'la PYD/YPG ve rejimin birbirini besleyen, birbirilerinin varlıklarından güç alan yapılar olduğunu biz zaten biliyorduk. Bunu dünya da görmeye başladı"
"BM GENEL KURULU'NDA ANLATMAYACAĞIZ DA NEREDE ANLATACAĞIZ?"
Gaziantep'teki bir kına gecesine IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gaziantep'te eğer DEAŞ terör örgütü o kına merasiminde 14 yaşındaki çocuğun bedenine bombaları bağlamak suretiyle, çocuğu da nasıl kandırıyorlar; çocuk Messi'yi çok sevdiği için Messi'nin formasını da giydirmek suretiyle onun üzerine bombayı bağlayıp, ondan sonra o kına töreninde bomba patlatılıyor ve 56 kardeşimiz orada şehit oluyor. Bunun yanında 100'e yakın yaralı. Gittiğimizde hastane ziyaretinde bakıyoruz, yavrum 6-7 yaşında ama sol ayağının yarısının olmadığının farkında bile değil hala. Yüzü parçalanmış yavrumuzu gördük. Bunları muhtarlarımla dertleştiğim gibi BM Genel Kurulu'nda dertleşmeyeceğiz de BM Güvenlik Konseyi'nde anlatmayacağız da nerede anlatacağız, soruyorum sizlere?
"EKONOMİ KARTINI MASAYA SÜRDÜLER"
Moody's'in not indirme kararına tepki gösteren Erdoğan, milletin 15 Temmuz sonrası döviz oyununa izin vermediğini vurgulayarak, "Türkiye'nin önünü terörle, terör örgütleriyle, darbe girişimleriyle, uluslararası sergilenen alanda ayak oyunlarıyla kesemeyeceklerini görenler ekonomi kartını şimdi masaya sürdüler. 2002 yılı Kasım ayından beri sayısız kez ekonomik taarruza maruz kaldık. Bu taarruzların hepsini boşa çıkardık. Ekonomide hayati bir kırılma yaşamadık. Ekonomimiz gelişmeye, büyümeye devam etti. Dünyada 'benim' diyen ülkeler şu anda ekside biz ise devamlı artıdayız. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından birileri yine kriz beklentisine girmişti ama hayal kırıklığına uğradılar. Milletimiz darbe girişiminin ertesi günü 2,5 milyar Dolar para bozduran, döviz bozduran bu millet, döviz üzerinden bir oyun oynanmasına da izin vermedi" ifadelerini kullandı.
"TALİMATLARI ZATEN NEREDEN ALDIKLARINI BİLİYORUZ"
Türkiye'nin gerçeğinin, kredi derecelendirme kuruluşlarının göstermeye çalıştığı gibi olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eskiden beri siyasi saiklerle hareket ettiklerini bildiğimiz kredi derecelendirme kuruluşları devreye girdi. Ben kredi derecelendirme kuruluşlarını çok severim. Onlar da beni çok severler. ABD seyahatinde çok önemli bir şirketin CEO'su bana şu soruyu sordu. 'Bu CEO'ların sizinle arası pek iyi değil, bunun nedeni nedir?' dedi. Dedim ki, bunlar sipariş üzere verirler. Batmış, bitmiş bir ülkeye bir anda bakıyorsun 4 kat büyümede derece vermeye kalkıyorlar. Türkiye gibi kendi ayakları üzerinde duran bir ülkeye de durağan diyor. Bu sefer durağan da demediler. Notu düşürdüler. İstediğiniz kadar düşürün. Türkiye'nin gerçeği bu değil. Türkiye yatırımlarına, kalkınmaya, yükselmeye, güçlenmeye devam ediyor. Siz Türkiye'nin gerçeklerinden uzaksınız. Bunların cebine 3-5 kuruş ekstra para koy. İstediğin notu al. Bunlar böyle çalışıyor. Talimatları zaten nereden aldıklarını da biliyoruz. Biz gerçekleri her zaman konuşacağız" diye konuştu.
"KURULUŞLARIN İŞİ YALANCI ÇOBANIN HİKAYESİNE DÖNMEYE BAŞLADI"
Moody's'in kararı üzerinden sanayicilere ve tüccarlara da sitemde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Ah, keşke şu ülkede siyaset kendi içinde birlik, beraberlik, bütünlük halinde olsa da aynı hedefe beraber yüklense. Kimmiş bunlar? Gerçek bu. Ben bunu sanayicilerimize, tüccarlarımıza da konuşuyorum. Siz de bir haykırın be. Ne ürettiğinizi ne sattığınızı bilen siz değil misiniz? Dünya piyasalarında sizin malınızı bu kredi derecelendirme kuruluşları mı satıyor? Sizin fabrikalarınızı bunlar mı kuruyor? Size krediyi bunlar mı veriyor? Öyleyse dimdik durun be. Siz Türk'sünüz Türk. Bunu gösterin. Notu verenlerin kafasındaki hesap başka. Not, ekonomik verilere değil de siyasi saiklere dayalı olarak verilince kimse o notu dikkate almadı. Ne iç ne dış piyasalarda not düşürmelerden kaynaklanan ciddiye alınacak bir dalgalanma görülmedi. Bu kuruluşların işi çobana hakaret olmasın da yalancı çobanın hikayesine dönmeye başladı. Biz bunu yutmayacağız"
"15 TEMMUZ RESMİ TATİL OLACAK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gününün, Şehit ve Gazileri Anma Günü olarak her yıl tatil olacağını duyurdu. Erdoğan, "15 Temmuz, artık Demokrasi ve Özgürlükleri Anma Günü olarak dün MGK toplantımızda hükümete tavsiye edilmiştir ve her 15 Temmuz artık şehitlerimizi, gazilerimizi anma günü olarak o gün tatil edilecektir" dedi.
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Erdoğan'dan 'Moody's' Açıklaması: Türkiye'nin Önünü Kesemeyeceklerini Görenler, Ekonomi Kartını... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?