Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Nisan'da çıktığı Özbekistan ve Güney Kore ziyaretlerini tamamlayarak dün yurda döndü. Erdoğan, Türkiye'ye hareketinden önce Seul'de gazetecilere temaslarını değerlendirdi, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa'da bazı ülkelerin "Kampanya için salon veririz", "Vermeyiz" tartışması yapmakta oldukları bir ortamda, biz de oralarda yaşayan vatandaşlarımızla Bosna Hersek'te buluşmayı tercih ettik. Avrupa ülkelerinden gelecek vatandaşlarımızla, Bosna Hersek'teki bir salonda bir araya geleceğiz." diye konuştu.
- Sayın Şevket Mirziyoyev'le 24 anlaşma imzaladık. Özbekistan Âli Meclisi'ne hitap etme fırsatım oldu, ilgi ve alaka çok çok büyüktü. İş forumunda da her iki ülkeden yoğun katılım vardı. Foruma Sayın Mirziyoyev ile birlikte hitap ettik, bu iş adamlarına da heyecan verdi. Aile yemeğinde Mirziyoyev ile ailece hanımlar, çocuklar bir araya geldik.
- (Buhara) Geçmişte bir ziyaretim olmuştu, merhum Turgut Bey'in oraları ziyaretinden sonra benim de gönlümde ukde idi. O dönemden beri arzu ettiğim bu ziyareti nihayet gerçekleştirmenin mutluluğu içerisindeyim. Buralar bizim anayurt olarak iyi değerlendirmemiz gereken yerler. Şevket kardeşimle onu konuştuk, biz yoğun bir şekilde Özbekistan-Türkiye veya diğer anayurtlarımızla kültür turizmi paketlerini gerçekleştirerek ciddi bir hareketlilik meydana getirebiliriz.
- Bizi çok iyi ağırladılar, her alanda ilişkileri geliştirme gayreti içindeler. Yüksek düzeyli stratejik konsey mekanizmasını kurduk. Ticaret, turizm, diplomasi, enerji, madencilik, eğitim, din hizmetleri ve diğer alanlarda anlaşmalarımızı imzaladık. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, 30 güne kadar vizesiz seyahat edebilecekler.
- TİKA Özbekistan'da 25 milyon dolarlık proje gerçekleştirdi, talimat verdik 65 milyon dolara kadar çıkaracak. THY uçuş sayısını artıracak. Dini, kültürel, tarihi turizmde ciddi bir potansiyel var. Bahauddin Şah-ı Nakşibend Hazretleri'nin külliyesi çok çok farklıydı. Tarihimizden bu yana nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından önemli. Ark Kalesi, Poi Kalon Külliyesi beni duygulandırdı.
- 2016'da Semerkant'ı ziyaret etmiştim. Bu iki şehir, İslam ve Türk medeniyetinin önemli iki merkezi. Bu iki şehri herkes ziyaret etmeli; tarihimizin, medeniyetimizin zenginliğini yaşamalı, görmeli.
- Güney Kore'ye tarihin adeta yeniden yazıldığı bir dönemde önemli bir ziyaret gerçekleştirdik. Güney ve Kuzey Kore arasındaki yakınlaşmayı, barışı ve nükleer silahsızlanma sürecini desteklediğimizi daha ilk gün açıklamıştım. Görüşme yapılırken sosyal medya üzerinden yayınladığım Korece mesaj, burada çok olumlu ve önemli karşılandı.
- Hyundai, LG, Hanwha, Daelim, SK firmalarının üst düzey yetkililerini kabul ettim. Hepsi de Kanal İstanbul, inşaat sektörü, elektrik, elektronik, güneş panelleri alanlarıyla ilgililer. Gerek Avrasya Tüneli, gerek Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü'nde Koreliler yer aldılar. Çanakkale başladı, önemli yerleri var. 2021-2022'de Çanakkale Köprüsü'nü bitirmeyi hedefliyorlar. Kanal İstanbul'a çok ciddi bir önem verdiklerini gördük.
- Güney Kore Ulusal Meclisi'nde meclis başkanını kabul ettim. Samsung Dijital şehrini ziyaret ettik. Kore firmalarının Türkiye'de yatırımları var, Türk mallarının da Kore'ye daha fazla girmesini istiyoruz. Savunma sanayii alanında ortak projeleri çoğaltacağız. Fırtına obüsleri, Altay müşterek projeler.
- Güney Kore'de FETÖ'ye ait yapılanmaların sona erdirilmesi konusunu da gündeme getirdik. Özbekistan ve Güney Kore farklı ülkeler ama ikili ilişkileri iyi. Bizim onlarla ilişkilerimiz iyi. Bu, izlediğimiz çok yönlü dış politikanın en somut göstergelerinden biri.
- 24 Haziran seçim süreci ile ilgili manifestomuz hazır. Pazar günü İstanbul'da açıklayacağım. Seçim demokratik bir yarıştır, kendine güvenen herkes bu yarışta yer alabilir. Milletimize güvenimiz tam, milletimizin bize teveccühü ortada, burada da bir sıkıntı yok. 24 Haziran, Türkiye için yeni bir dönem, yeni bir kırılma noktası olacak. Diğer adayların hedefini bilmiyorum. Ama bizim hedefimiz çok büyük. Daha güçlü, daha müreffeh ve daha özgür bir Türkiye'ye yürümekte kararlıyız. Bunları manifestomuzda açık ve net ortaya koyacağız.
- Altay tankı ve Fırtına obüslerinden bahsederken, bunların motorları ile ilgili Türkiye'yi sıçratabilecek gelişmeler var mı?
Olmaması için bir sebep yok. Her iki tarafın da yaklaşımları olumlu. Bundan sonraki süreçte onların da Türkiye'ye gelmesi ile adımları atacağız. Korelilerin füze olayında da ciddi tecrübeleri var. Dünyadaki gelişmeler doğrultusunda bizler de A'dan Z'ye tedbirlerimizi almak durumundayız. Afrin'de, Fırat Kalkanı'nda bunun önemli olduğunu gördük. Eğer tedbirleri almamış olsaydık... Fırtına obüsleri, topçular, helikopterlerimiz, F-16'larımız, İHA'larımız ve SİHA'larımızla askerlerimiz son derece başarılı oldular. Savunma sanayiinde yeni bazı üretimlere de gireceğiz. Bunlarla birlikte askerimiz çok daha güçlü hale gelecek.
- Münbiç'te son durum nedir?
Afrin'deki temizlik harekâtı yüzde 100 bitmiş değil. El yapımı bombalarla ilgili ciddi netice alındı. İdlib ve Tel Rıfat ile ilgili süreçler devam ediyor. Dışişleri Bakanı'mızın bir ABD ziyareti olacak, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile Münbiç'i de konuşulacaklardır. Münbiç'in YPG ve PYD'den temizlenmesine yönelik gerekli adımlar atılmasını temenni ediyoruz.
- Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un "Rusya ile Türkiye'nin arasını açtık" demeci olmuştu. Daha sonra, " Balkanlar'ı Türkiye ve Rusya etkisinden çıkarmak için AB'ye almak gerekir" dedi. Diğer yandan İstanbul zirvesine de katılmak istemişti. Macron ne yapmak istiyor?
Söylemlerinde tutarlılık olduğu söylenemez. Fransa'daki grevler, karışıklıklar da sıkıntı içinde olduğunu gösteriyor. Birilerinin arasını açmak gibi ifadeler, bir devlet adamına yakışmıyor. Bizim Batılı ülkelerle olduğu gibi Rusya ile de iyi bir hukukumuz var. Hiç kimse hiç bir ülkeyle aramızı açamaz. Kaldı ki Macron, Astana ve Soçi çerçevesinde bizim Rusya ve İran'la yaptığımız zirvelere de katılmak istedi. "Putin ve Ruhani ile görüşeyim. Olumlu bakmaları halinde sizi de davet edebiliriz" dedim. Görüşmeler neticesinde, "3 artı 1 şeklinde olabilir" demiştik. Bunu Macron'a ilettiğimizde ise Duma ve İdlib'deki gelişmeleri bahane göstererek gelemeyeceğini söyledi. Balkanlar konusuna gelince; bizim çok derin tarihi ve kültürel bağlarımız, oralarda yaşayan soydaşlarımız var. Hiç kimse bunları yok sayamaz. Dolayısıyla temennim, Macron'un aktardığınız türden yanlış yaklaşımlarda bulunmaması.
- Netanyahu gizli dosyaları açıkladı. İran ile ilgili açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Durmadan ortaya birçok şeyler atılıyor. Bölgeye ilişkin haberleri ve gelişmeleri elbette bizler de takip ediyoruz.
- Türkiye'nin seçim atmosferine girdiği şu dönemde, Batı basınında Erdoğan aleyhtarı çağrılarda ve yazılarda artış gözleniyor. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
Bu yeni değil. Bunu daha önceki seçimlerde, 7 Haziran'da da Kasım'da da gördük. Bunları hiç önemsemedik. Bazı Avrupa ülkelerinin siyasetçilerimiz, vatandaşlarımız aleyhinde tavırlar sergilemesi elbette demokratik bir tutum değildir. Seçimlere, kampanyalara herkes saygı göstermeli. Nitekim biz Avrupa'da seçim yapılan ülkelerdeki liderleri arayıp kendilerini tebrik etmekten çekinmedik. Çünkü biz yeni bir sayfa açılsın, ilişkiler iyi olsun istiyoruz.
- Huylu huyundan vazgeçmiyor...
Avrupa'da bazı ülkelerin "Kampanya için salon veririz", "Vermeyiz" tartışması yapmakta oldukları bir ortamda, biz de oralarda yaşayan vatandaşlarımızla Bosna Hersek'te buluşmayı tercih ettik. Avrupa ülkelerinden gelecek vatandaşlarımızla, Bosna Hersek'teki bir salonda bir araya geleceğiz. 9-10 bin kişilik bir katılım beklediğimiz o toplantıya inşallah ben de gideceğim. Avrupa'daki vatandaşlarımız da yaşadıkları ülkelerde çalışmalarını sürdürecekler elbet.
- Standard&Poor's tarafından Türkiye'nin yabancı para cinsinden kredi notununun "BB"den "BB-"ye düşürülmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
S&P'nin Türkiye'nin notunu düşürme hadisesi yeni değil. Bunlara artık alıştık. Bunların bu kararları her zaman siyasidir, politiktir. Seçimden sonra bunlar bu yanlış kararı geri almak, yine geri adım atmak zorunda kalacaklardır. Onlar puan indiriyor, öbür tarafta ihracat çıkıyor. Turizmde şu an 40 milyon turiste gidiyoruz, 28-29 milyar dolar bir gelir bekliyoruz. Savunma sanayii konusunda gayet güzel adımlar atılıyor. Tüm göstergelerin iyi olduğu bir ortamda birilerinin not düşürmesinin bir anlamı yok. 13-15 Mayıs tarihlerinde Tatlı Dil Forumu için İngiltere'de olacağız. Kraliçe ile ayrıca Sayın May ile görüşmelerimiz olacak. Sözün özü, S&P'nin not düşürmesi Türkiye için herhangi bir şey ifade etmiyor.
- Yerli derecelendirme kuruluşu konusunda bir gelişme var mı?
Evet, BDDK'nın çalışması var. Bunu yapmamız lazım. Bunu iyi bir şekilde başarmak, başka kuruluşların zaman zaman politik karar almalarına da engel olacaktır.
- FETÖ mensupları yurt dışında yakalanıp Türkiye'ye getirilmeye başlandı. Beyin takımından Adil Öksüz, Zekeriya Öz gibi isimler getirilebilecek mi?
En son 83 oldu. Yurtiçinde de yurtdışında da inlerine girmeye devam edeceğiz. Nerede olurlarsa olsunlar, suçluların her yerde peşlerinde olacağız. Yakaladıkça da alıp geleceğiz.
- Başbakan bir paket açıkladı. Emekliye bayram ikramiyesi, anamuhalefetin daha önce gündeme getirdiği bir konuydu. Kılıçdaroğlu "Bu bizim önerimizdi" diyecek olursa, yanıtınız ne olur?
Bugüne kadar o hangi hayırlı adımı atabilmiş ki bu konunun onunla bir alakası olsun? Onun genel müdürlüğü sırasında, SGK hastanelerine sağlam girenler hasta çıkıyorlardı. Biz ise sağlıkta köklü reformların ardından şimdi de Türkiye'yi şehir hastaneleriyle tanıştırıyoruz. 5'incisini cumartesi günü Kayseri'de açacağım. Yüzü varsa gelsin Kılıçdaroğlu da görsün. Lafla peynir gemisi yürümüyor. CHP'nin o kadar belediyesi var, onlarda da doğru düzgün bir icraat yok. Ramazan ve Kurban bayramlarında emeklilerimize verilecek bin liralık destek, bir bayram harçlığı, bir mutluluk vesilesi olarak telakki edilmelidir..
- Paketteki konulardan biri de imar barışı. Kentsel dönüşüm başarıyla yürürken neden ihtiyaç duyuldu?
İmar barışı bana göre çok çok önemli. 14 milyon kadar dava düşecek. Devlete yaklaşık 40 milyarlık getirisi olacak. Ülke ekonomisine katkısı olacak. Daha da önemlisi, vatandaşın "Akıbetim ne olacak, imar barışı ile ben evimi, konutumu rahatlıkla yapabilecek miyim?" sorunu çözülmüş olacak. İstanbul'da dedim ki: "Konutlarınızı artık dikey yapamayacaksınız, gerek Kiptaş ile yapın, gerekirse TOKİ ile yapın ama yatay mimari ile yapın." Konu ile ilgili hukuki bazı sorunlar var. Büyükşehir ilçe belediyeleri, vatandaşların seçecekleri avukatlar bir araya gelsin, böylece imar barışını gerçekleştirelim istiyoruz. Vatandaşlarımızın kentsel dönüşümde işlerini müteahhitlere kaptırmak yerine, dönüşümü Kiptaş veya TOKİ ile gerçekleştirmelerinin, daha sağlıklı, daha süratli olabileceğini düşünüyorum.
- Muhalefet seçim ittifakını 4 parti olarak açıklıyor. Cumhurbaşkanlığı'nda bir araya gelemeyen partiler parlamentoda çoğunluğu elde etme umuduyla bir araya geliyorlar gibi bir görüntü var?
Şu anda bunların niyeti böyle. Bunlar ülkeye bir şey kazandırma gayreti içinde değiller. Cumhurbaşkanı adayını dahi bunca zamandır belirleyememiş olmaları bunların ne denli başarısız olduklarını gösteriyor. Benim milletim kimin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Milletimiz, bunların oyununa gelmeyecektir. Biz, Sayın Bahçeli ile birlikte Cumhur İttifakı olarak samimi bir şekilde çıktığımız yolda yürümeye devam ediyoruz. Cumhur İttifakı'nın adayı belli. Onların parlamentoda da umdukları sonucu alabileceklerine inanmıyorum. Mevcut kamuoyu araştırmaları, bunu net gösteriyor. Araştırmalara göre, Cumhur İttifakı açık ara önde. 24 Haziran'da milletimizin bize gerekli desteği vereceğinden eminim. (Kaynak: Habertürk)
Son Dakika › Güncel › Erdoğan'dan Avrupa Yasağına Formül: Vatandaşlarımızla Bosna Hersek'te Buluşacağız - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?