Erdoğan, "Şiddete başvurmuyor diye, polise taş, molotof, demir bilye atmıyor diye hiç kimse milleti yok saymasın. Sokaklara taşmıyor diye, dükkanların camını çerçevesini indirmiyor diye, hiç kimse milleti yok saymasın. Millet eğer bize 'git' derse, boynumuz kıldan incedir, gideriz; millet eğer bize 'kal' derse, milletin emanetini de namus bilir, şeref bilir, son nefesimize kadar o emaneti koruruz. Demokrasinin, bundan başka bir manası yoktur." diye konuştu.
Başbakan Erdoğan: "Ramazan Bayramı'nı da hüzünle karşılıyoruz. Ancak şunu da biliyoruz ki, her karanlık gecenin mutlaka aydınlık bir sabahı vardır. Sabrın, tahammülün sonu, mutlaka ve mutlaka zaferdir. Asla karamsar olmayacağız, kötümser olmayacağız, umutsuz olmayacağız"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ramazan Bayramı'nı da hüzünle karşılıyoruz. Ancak şunu da biliyoruz ki, her karanlık gecenin mutlaka aydınlık bir sabahı vardır. Sabrın, tahammülün sonu, mutlaka ve mutlaka zaferdir. Asla karamsar olmayacağız, kötümser olmayacağız, umutsuz olmayacağız" dedi.
Küçükçekmece Belediyesi tarafından Halkalı'da yaptırılan "Arenamega" adlı gösteri ve sanat merkezinin açılış töreninde konuşan Erdoğan, bu gece idrak edilecek, bin aydan daha hayırlı olduğu Hazreti Kur'an vasıtasıyla bildirilen Kadir Gecesi'nin, buradaki vatandaşlar, tüm İstanbullular, ülke, millet ve insanlık için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ettiğini söyledi.
"Rabbim, bu mübarek gecede bütün Müslümanların dualarını, taat ve ibadetlerini makbul eylesin" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Allah Celle Celalühü, özellikle zulüm altında, tehdit altında, işkence, baskı altında inim inim inleyen tüm Müslümanlara, tüm insanlara dayanma gücü, tahammül gücü, sabır nasip eylesin. Bu mübarek gecede, Mısır'da çok zor bir ramazan geçiren kardeşleriniz için dualarınızı eksik etmeyin. Bu mübarek gecede, Suriye'de bölgenin en kanlı katliamlarına maruz kalan kardeşlerinizden dualarınızı esirgemeyin. Somali'de, Myanmar'da, Afganistan, Irak, Filistin'de; yeryüzünde haksızlığa, yokluğa, yoksulluğa maruz kalan kardeşlerinizi, dostlarınızı lütfen dualarınızda hatırlayın."
"Buruk bir ramazan yaşanıyor"
Başbakan Erdoğan, buruk bir ramazan yaşandığını ve Kadir Gecesi'ne çok mahzun duygularla girdiklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Ramazan Bayramı'nı da hüzünle karşılıyoruz. Ancak şunu da biliyoruz ki, her karanlık gecenin mutlaka aydınlık bir sabahı vardır. Sabrın, tahammülün sonu, mutlaka ve mutlaka zaferdir. Asla karamsar olmayacağız, kötümser olmayacağız, umutsuz olmayacağız. Unutmayın hicret sırasında, o kutlu mağarada, Hazreti Ebu Bekir radiyallahu anh, Peygamberimize o sıkıntının olduğu anda, müşriklerin geldiği anda 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diye sorduğunda, sevgili Peygamberimiz o anda Hazreti Ebu Bekir Sıddık'a 'Korkma ya Ebu Bekir, muhakkak ki Allah'ın yardımı yakındır' demişti. Ve 'Allah bizimle beraberdir' demişti. Biz sabrettiğimizde, tahammül gösterdiğimizde, samimiyetle dua edip, samimiyetle mücadele ettiğimizde, inanıyorum ki Rabbim, gönüllerimize bir Hızır ferahı verecek, Kızıldeniz'i asasıyla yarıp kavmini felaha ulaştıran bir Musa zaferini bizlere müjdeleyecektir. Bir kez daha, Kadir Gecenizin, Ramazan-ı Şerif'in ve inşallah 4 gün sonra idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı'nın, ülkemiz, milletimiz ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim bizi hep birlikte nice ramazanlara, nice Kadir Gecelerine, nice bayramlara, birlik, dirlik ve kardeşlik içinde eriştirsin diyorum."
Erdoğan, Küçükçekmece'nin 20 sene öncesiyle ilgili bir şey söylemeyeceğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Az önce değerli başkanım onları söyledi. Hakikaten Küçükçekmece, 20 yıl öncesiyle buralar bir felaketti, buralar adeta çamur deryasıydı ve 1994'te biz İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı olduğumuzda burada mesafe alamıyorduk. Zira mesafe alınması için dertli olmak gerekiyordu ama o zamanlar buralarda dertli başkanlar yoktu. Sevdalı olanlar yoktu ve bizler büyükşehir olarak yapmamız gerekeni hamdolsun yaptık, yapıyorduk ama ilçe belediyelerinde sıkıntılar yaşıyorduk. Bugün İstanbul'da Küçükçekmece ilçemizde, gerçekten muhteşem bir eserin açılışını hep birlikte gerçekleştiriyoruz. Şu eserin şu anda Türkiye'de benzeri yok, Balkanlar'da benzeri yok, Avrupa'da benzeri yok. Tüm Türkiye'ye hitap edecek, tüm Türkiye'nin gurur kaynağı olacak çok büyük bir yatırımı bugün resmi olarak İstanbullularla, Türkiye ile ve uluslararası toplantılar ile buluşturuyoruz, hayırlı olsun."
Erdoğan'dan "alkışlı" karşılık
Bu sırada salonda bulunan bir grup çocuk tarafından açılan "Küçükçekmece sevgi evleri Başbakanımızın eseri" yazılı dövizlerin kaldırılması üzerine Başbakan Erdoğan, alkışla karşılık verdi ve "Sağ olasınız, sizlere de başarılar diliyorum, başkanımıza, başkanınıza da başarılar diliyorum" dedi. Salondakiler ayrıca "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları attı.
Erdoğan, 30 dönüm arazi üzerinde, bu muhteşem sahnesi, kendine has mimarisi, dünyaya örnek olacak ışıklandırma ve ses sistemiyle, kapalı spor salonuyla bu güzel eserin inşallah hem İstanbul'un hem Türkiye'nin önemli bir sanat merkezi olacağını kaydederek, "Evet, 6 bin koltuk artı 2 bin ayakta olmak üzere 8 bini kapalı fakat bunun dışında ayrıca da 27 bini ayakta almak üzere 35 bin kapasiteli bir salonun, Türkiye'nin en büyük gösteri merkezinin içindeyiz. Burası Avrupa'nın en büyük sahnesi. Avrupa'nın en gelişmiş ses ve ışıklandırma sistemine sahip yapısındayız. Küçükçekmece Belediyemizi, Sayın Başkan ve ekibini bu muhteşem eserden dolayı şahsım, partim, milletim adına tebrik ediyorum" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bir çocuğa ya da bir çocuk kadar değerli olan bir büyük esere isim koyarken, başka dillere, başka simge ve sembollere hiç ihtiyaç duymadan, kendi dilimizi ve kendi medeniyetimizi yaşatacak bir anlayışı sürdürmemiz gerektiğine inanıyorum" dedi.
Erdoğan, Küçükçekmece Belediyesi tarafından Halkalı'da yaptırılan "Arenamega" adlı gösteri ve sanat merkezinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, Küçükçekmece Belediyesi'nin başkan ve yöneticileri başta olmak üzere, tesisin yapımında emeği geçenlere teşekkür etti.
Açılışını yaptıkları kamu ya da özel sektör yatırımlarında, Türkçe isimler verilmesi konusundaki hassasiyeti her fırsatta dile getirdiğini hatırlatan ve Türkçe'nin son derece zengin bir dil olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkçe hassasiyetini kaybettik. Burada böyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Gittiğimiz yerlerde hep bunu ifade ediyoruz. Ne yazık ki bizim son derece zengin bir dilimiz olmasına rağmen niçin? Türkçe bir bilim dili, bir medeniyet dili olduğu kadar, çok geniş bir coğrafyada, yüz milyonlarca insan tarafından konuşulması hasebiyle, uluslararası boyutu da olan bir dildir. Dilimizin bu vasıflarının ötesinde, bizim tarihimizde, isminin yaşatılması, anılması, hafızalarda hiç unutulmaması gereken çok sayıda bilim, sanat insanımız, gönül insanımız, kahramanlarımız, devlet adamlarımız var. Eserlerimize isim koyarken, asla yokluğunu ve yoksunluğunu hissetmeyeceğimiz bir tarihimiz, kültürümüz, medeniyetimiz var. Tabi her şey birbirine karıştı diyorum ya... 'Kültür' diyoruz o da Türkçe değil ama hani onu da 'Türkçeleşmiş Türkçe' olarak kabul ediyoruz. 'Türkçe'nin Sırları'nda', Nihat Sami Banarlı'nın güzel bir tespiti var; 'Ketebe, yektübü Arab'ındır; kitap, katip benimdir' der. Son zamanlara kadar hala daha geçerlidir Dışişleri Bakanlığımızda, bugün sekreter olarak ifadesini bulan katiplik vardır. Sekreter Türkçe mi? O da değil. Hep bu tür ithal kelimelerle maalesef Türkçemiz mahvedildi. Çok büyük darbe yedi. Biz şimdi bunu mümkün olduğunca hassasiyetle ele almak suretiyle; tabi Kültür ve Turizm Bakanımıza da parantez içinde hatırlatıyoruz, gereği neyse yapması lazım. Milli Eğitim Bakanlığımız, aynı şekilde bunu yapması lazım. El ele bir dayanışmayla bunun adımlarını atmamız lazım. Bir çocuğa ya da bir çocuk kadar değerli olan bir büyük esere isim koyarken, başka dillere, başka simge ve sembollere hiç ihtiyaç duymadan, kendi dilimizi ve kendi medeniyetimizi yaşatacak bir anlayışı sürdürmemiz gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla, bugün açılışını yaptığımız, Türkiye'nin ve Avrupa'nın her açıdan bu büyük eserine - Aziz kardeşim, iki anlamda aziz kardeşim, ismiyle müsemma olsun- ve inşallah 'Arenamega' yerine, daha bizden, daha bir bizim kültürümüzden isim düşünülmesini de sizlerin takdirlerine ve fikirlerine sunuyorum."
"Ağustos ayına bereketle, heyecan ve coşku ile güzel bir başlangıç yaptık"
Ramazan-ı Şerif'in bereketiyle, temmuzu, çok önemli açılışlar, çok önemli eser ve hizmetleri Türkiye'ye kazandırdıkları bir ay olarak geride bıraktıklarını kaydeden Erdoğan, temmuz ayı içinde, biri Bingöl'de, biri Kastamonu'da, biri de Şırnak'ta olmak üzere 3 yeni havalimanını açtıklarını ve milletin hizmetine sunduklarını söyledi.
"10 yıl önce Bingöl'e, Kastamonu'ya, Şırnak'a ve (yapımı süren) Hakkari'ye havalimanı yapılacak desem kim inanırdı?" diye soran Erdoğan, şöyle dedi:
"Ama bakın şu an bunlar yapıldı, Hakkari'ye de bitmek üzere inşallah. Ağustos ayına, yine aynı bereketle, yine aynı heyecan ve coşku ile çok güzel bir başlangıç yaptık. Ağustos ayının ilk 3 gününde, Yüksek Askeri Şura toplantılarımızı yaparak, bugün imzalarımızı attık, Cumhurbaşkanımızın onamasından sonra yayımlandı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeni komuta kademesini belirledik. Ardından bugün, Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın en büyüklerinden olacak bir gösteri merkezinin açılışını gerçekleştiriyoruz. Yarın, inşallah, Marmaray'da incelemelerde bulunacak, test sürüşlerini yapacağız. Test sürüşlerinin tamamlanmasıyla, inşallah 29 Ekim'de, dünyanın sayılı şaheserlerinden biri olan Marmaray'ı hizmete açacak ve Pekin'i Londra'ya bağlayacağız. Yine aynı tarihte, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattını, Eskişehir-İstanbul etabını da bitirmek suretiyle, böylece İstanbul'u Ankara'ya dur durak bilmeden -istasyonlar hariç- bitirmiş olacağız."
Başbakan Erdoğan, nisandan beri Türkiye'nin Cumhuriyet tarihindeki en parlak dönemlerini yaşadığını kaydederek, ekonomide, yatırımlarda ve reformlarda Türkiye'ye çok büyük eserler, başarılar ve düzenlemeler kazandırdıklarını ifade etti.
Türkiye'nin el ele, omuz omuza aydınlık yarınlara yürüdüğünü vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakın nisan ayında, Türkiye ekonomisinin 2012 büyüme rakamları açıklandı. Dünyanın birçok ülkesi, gelişmiş ekonomiler, Avrupa ülkeleri, Avrupa Birliği ekonomide daralırken ya da çok cüzi büyümeler kaydederken, biz yüzde 2,2 büyüme oranıyla çok farklı bir yerde durduk. Mayıs ayı, hatırlayacağınız gibi, gerek ekonomik başarılar, gerek yatırımlar noktasında çok parlak bir ay oldu. Biliyorsunuz en önemli adım da Türkiye'nin değil dünyanın ilk üç, en büyük havalimanından bir tanesi, yılda 100 milyon yolcu kapasiteli havalimanının 'yap işlet devret' sistemiyle ihalesini yaptık, 25 yıllığına ve oradan da 30 milyar avro kira alacağız. Biz para vermeyeceğiz. Bu 5 firma kendisi yapacak ayrıca bize bu kirayı ödeyecek ve Türkiye böylece en önemli atılımını da gerçekleştirmiş olacak. Bitmedi; nükleer enerji santralının birincisi için Rusya ile anlaşmıştık, bu Akkuyu'da. İkincisine Samsun'da başlıyoruz. Şu anda Samsun'la ilgili olarak, -Japon, Fransız ve Türkiye- üçlü olarak; onun da hamdolsun adımını attık. İlk imzaları attık ve böylece ikinci nükleer enerji santralına da en kısa zamanda kavuşuyoruz."
"Biz hiç durmuyoruz"
"Tek bir ay içinde Merkez Bankası rezervlerinde, borsada, ihracatta, işsizlikte, enflasyonda ve faiz oranlarında rekor seviyeleri gördük" diyen Erdoğan, şöyle dedi:
"IMF borcunu, 14 Mayıs'ta sıfırladık, bitti o iş ve o defteri kapattık. Peki hangi borçla almıştık? 23.5 milyar dolar borçla aldık. Şu anda sıfırlandı. Bizden önceki iktidar malum, MHP, DSP, ANAP iktidarıydı. Onlardan devraldık. Onlar borçlandı biz ödedik. AK Parti iktidarı bu. Yine mayıs ayı içinde, bu atılan adımların yanında, üçüncü köprünün de temellerini attık. Üçüncü köprüde de yap-işlet-devret anlayışıyla temeli attık. Burada da 4 gidiş, 4 geliş ortasından da raylı sistem inşallah yapılıyor ve 2015'te burayı da bitireceğiz. Yine aynı şekilde Marmaray'ın biraz daha güneyinden iki katlı tüp geçit. Oradan otomobiller gelip geçecek ve Ahırkapı tarafından Haydarpaşa'nın hemen arka kısmından çıkacak ve burada da otomobili yine denizin altından geçirmiş oluyoruz. Bu da 2015'te açılacak. Bütün bunları yaparken, gece gündüz demeden parlamentomuzla çalıştık. Çünkü 'Durmak yok yola devam' dedik. 'Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız' dedik. 'Bizim azmimiz var, bizim bu ülkeye, bu millete sevdamız var ve bunları gerçekleştireceğiz' dedik ve gerçekleştiriyoruz. Son aylar içinde, Meclisimiz büyük fedakarlıklarla gece gündüz çalıştı, çok önemli yasal düzenlemeleri gerçekleştirdi. Bununla da kalmadık. Bakın herkes 'Şöyle oldu, böyle oldu battık gidiyoruz' derken temmuz ayında ihracatımız yüzde 17 artarak 12,6 milyar dolara ulaştı. İhracatımız hız kesmeden rekorlar kırmaya devam ediyor. Biz hiç durmuyoruz. Yatırımlarımıza, hizmetlerimize, reformlarımıza hiç durmadan, duraklamadan, hiç ara vermeden devam ediyoruz. Sanal gündemlere takılmadan, yapay gündemlere aldanmadan, Türkiye'nin gerçek gündemiyle ilgileniyor, Türkiye'yi belirlediğimiz hedeflere ulaştırmak için çok yoğun şekilde çalışmaya devam ediyoruz."
Son Dakika › Güncel › Erdoğan Bu İsmi De Beğenmedi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?