"DİĞER ÇOCUKLARIN DA ONLARI ANLAYABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜLER"
Engeli olan bebekleri örmeye, ilk olarak kendi oğlununun bebeğini yaparak başladığını ifade eden 37 yaşındaki Gayır, "Ben aslında daha önce hiç örgü örmedim. Herhangi bir bebek de yapmadım. Ama can sıkıntısı, zaman geçirmek için örgü örmeye başladım. Önce kızıma, kızımın arkadaşlarına, yeğenlerime örüyordum. Daha sonra bir gece dedim ki bir araştırayım, engelli bebek ören var mı? Birkaç sayfa buldum ama onlar da çok seslerini duyuramamışlar. Yurt dışında var ama Türkiye'de hiç yok neredeyse. Daha sonra oğlumla konuştum ve dedim ki 'Senin bebeğini yapsam hoşuna gider mi?' Çok hoşuma gider anne dedi. Yaptım, denedik. Oğlumun arkadaşlarının bebeklerini de yaptım. Hepsi bayıldı, çok hoşlarına gitti. 'Devam edelim Eda abla, yine yap' dediler. Böylece hepsini yavaş yavaş yapmaya ve onlarla paylaşmaya başladım. Tabii ki engelli çocukların çok hoşuna gitmeye başladı bu. Çünkü diğer çocukların da onları anlayabileceğini düşündü hepsi. Böyle girdim bu işe" diye konuştu.
"ENGELLİ ÇOCUKLARIN HAYATA KATILMASI BİRAZ ZOR OLUYOR"Engelli bebekleri örmeye başlamasında, kendisine ilham olan oğlu Doruk'un hikayesini ise Gayır, şöyle anlattı: "Doruğun durumu anne karnındayken belli olmuştu. Tek kolunun kısa olduğu. Onun öncesinde doktor göremediğin söylemişti bize. Biz zaten Doruk'un doğumu ile ilgili hiç tereddüt etmedik. Bizim için problem değildi. Zihin sağlığı da yerindeydi. Doruk dünyaya geldi. Engelli bir çocuğun hayata katılması biraz zor oluyor diğer çocuklara nazaran. Çok fazla dikkat çekiyor. İnsanlar çok fazla görmediği için merak ediyor engelli bir çocuğun nasıl bir hayat sürdüğünü. İlkokulda biraz sıkıntılarımız oldu, sonra ortaokulda da bazı sıkıntılar yaşadık. Biz de Doruk'un özgüvenini kazanması için onu yüzme sporuna yönlendirdik. Hem biraz özgüven kazansın hem de insanların içine daha rahat girsin diye. Doruk yüzme ile çok güzel başarılar kazanmaya başladı ve onun sayesinde özgüveni oluştu"OĞLUNUN YAŞADIĞI SIKINTILARI GÖRÜNCE BU BEBEKLERİ YAPMAYA BAŞLADI Oğlu Doruk'un küçükken değilde, büyüdükçe ve arkadaşlarıyla yaşadığı sıkıntıları gördükçe böyle bir işe girmeye karar verdiğini anlatan Gayır, şunları söyledi: "Aslında Doruk küçükken böyle bir şey düşünmemiştim ben. Daha çok Doruk'un gelişimi, yaşayabileceği zorluklar... Bizim kafamız hep bunlarla doluydu. 'Okula gittiğinde nasıl olur? Kalabalık ortamlarda nasıl yapar?' hep bunları düşündük. Ama Doruk büyüdükçe ve etrafındaki diğer çocukları da gördükçe… Mesela bazı çocuklarımız okula gidiyor ve okulda dışlanıyor. Bazı veliler imza topluyor, "Bu çocuk bu okula okumasın, istemiyoruzö diyor. Ben bu işe giriştim, bebek yapıyorum. Bazı müşteriler diyor ki, "Benim çocuğumun psikolojisini bozar.ö Peki o zaman ben size bir soru sorayım dedim onlara, "Sizin çocuğunuz da bir sabah kalktığınızda bir uzvunu kullanamıyor ve okula böyle gitmek, insanların arasına böyle girmek zorunda. Siz diyebilir misiniz çocuğunuza, okula gitme diğer bütün çocukların psikolojisini bozuyorsun.ö Böyle bir şey söz konusu değil. Çocuklar bu konuda biraz acımasız olduğu için, alay edebiliyorlar. Aslında biraz da Doruk'un yaşadığı sıkıntıları gördükten sonra bu şimşek çakmış olabilir. Çünkü çocuklar aslında bu eğitimi evlerinde alması gerekiyor. Aileler çocuğunun psikolojisinin bozulacağını, olumsuz etkileneceğini düşünebilir ki bence asla etkilenmez. Çünkü sen böyle bir oyuncak alsan ve diğer çocukların farklı uzuvları olabileceğini veya farklı davranışlarda bulunabildiğini anlatsan, çocuk hiç şaşırmayacak. Ben bunu biliyordum diyecek hatta. Annem bana bunu anlatmıştı diyecek. Bunlar yeni yeni fark edilmeye başladı ama öncesinde olsaydı, inanın daha farklı olurdu" ARTIK BEBEKLERİN YANINDA ÖZGEÇMİŞLERİ VE BAŞARILARINI ANLATAN KARTLAR DA GÖNDERECEK
İnsanların bakışlarından dolayı engelli çocukların toplum içine karışmaktan kaçındığını söyleyen Gayır, "19 yaşına gelmiş ve hiç evden çıkmamış otizmli çocuklar var, hareketsizlikten 160 kilo olmuş. Neden? İnsanların bakışlarından dolayı dışarıya çıkmıyorlar. Aslında belki sadece bu benim yaptığım oyuncakla düzelecek bir durum değildir ama insanlarda az da olsa farkındalık oluşturabilir. Öncelikle oğlumun bebeği ile başladım. Aslında benim amacım onun bütün arkadaşlarını yapmak. Hepsi ayrı bir sporcu, hepsinin farklı bir engeli var. Hepsini tanıtmak istiyorum. Tek kolu olmayan, bacakları ve kolları olmayan bebeğimiz var. Türkiye şampiyonu. Hem çocuklara farkındalığı öğretiyorsun, eksik uzuvları olduğunu anlatıyorsun, hem de o halde bile başarılı olabileceğini ve çok iyi yerlere gelebileceğini öğretmiş oluyorsun. Benim en büyük amacım o. O bebekleri gönderirken bilgilerini de yanlarında göndermek istiyorum ki, okudukları zaman daha iyi anlarlar diye. Şimdiye kadar gönderdiğim bebeklerden güzel dönüşler aldım. İnternet üzerinden satış yapıyorum, bazıları resim gönderiyor, istedikleri özellikleri yazıyorlar, ben de yapıp gönderiyorum. İstiyorum ki artık bizden aldıkları bebeğin sıkıntılarını öğrensinler, hangi engelinin olduğunu hem de yapmış olduğu başarılarını görsünler. Bundan sonra da bebekleri gönderirken onların hem özgeçmişini hem de başarılarını yazmak istiyorum" dedi.
Son Dakika › Güncel › Engelli annesinden en özel bebekler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?