İzmir merkezli 13 ilde "yasa dışı dinleme" iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda, tamamı tutuksuz 32 emniyet mensubu hakkında 10 ile 961 yıl arasında hapis cezası istemiyle açılan davaya devam edildi.
İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, iddianamede suç örgütü liderleri arasında sayılan ve beyin kanaması teşhisiyle raporlu bulunan eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan'ın dışındaki 31 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.
Savunmalara devam edilen duruşmada sanık Memduh Tosun, yasal görevlerini yerine getirdiğini, takip edilmesi gereken şahısları teknik takibe aldıkları için 961 yılla yargılandığını, 3 kişiyi öldüren "seri katil" Hamdi Ayri'nin yürüttükleri bu teknik takipler sayesinde yakalandığını söyledi.
Örgüt yöneticisi olmakla suçlandığını hatırlatan Tosun, "Deniliyor ki, dinlemişsiniz, örgüt kurmuşsunuz. Bu, doğal akışa aykırı bir durum. Organize büro burada, yazıcı dahil herkes burada. O dönemin şube müdürü olarak sorgulanan Ramazan Karakayalı, zaten tüm evraklarda parafı olmalı. Büro amiri Mustafa Edip Çakmak'ın da parafı olmak zorunda" dedi.
Tosun, tayin olduktan sonra örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen sanıkların pek çoğuyla hiç görüşmediğini, bir ikisiyle birkaç kez hal hatır sormak, bayramlaşmak için konuştuğunu, bunun dışında hiçbir görüşmesinin bulunmadığını, buna rağmen nasıl oluyor da örgüt olduklarının açıklanması gerektiğini savundu.
İddianamede "hiyerarşi"den bahsedildiğini, büronun zaten kanunlarla da belirlendiği şekilde hiyerarşik bir yapı olduğunu, "şantaj" yapıldığı yönündeki iddiaların da gerçek olmadığını söyledi.
İddianamenin üç kişinin ifadelerine dayandırıldığını belirten Tosun, bahsi geçen dinlemelerin tamamının yasalar, yönetmelikler, prosedürler takip edilerek hakim onayıyla yapıldığını, dinlenilen kişileri tanımadığını, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.
"ÇALIŞMALARIMIZI AMİRLERİMİZİN TALİMATLARI DOĞRULTUSUNDA YÜRÜTTÜK"
Sanık Mevlüt Çakar, örgüt suçlamaları ve diğer suçlamaları kabul etmediğini, 1998 yılından beri istihbaratta görev yaptığını, takibi istenen şahıslar hakkında amirlerinin karar aldığını söyledi. Mahkeme Başkanı Hamdi Çiftçi'nin bu amirlerin kimler olduğunu sorması üzerine, "Burak Cemal Yılmaz, Şenol Yılmaz, Edip Çakmak, Taner Aydın, Ramazan Karakayalı, şu an aklıma gelenler. Bu kadar amir varken, bu kadar denetlenirken hataların olmuş olması mümkün değil. Benim amirlerimi denetlemem söz konusu olmadığı gibi onlar beni istedikleri her an her yerde denetleyebilirler" yanıtını verdi.
Soruşturmaya konu olan dinleme kararlarındaki imzalarına dair açıklamalar yapan Çakar, bu imzaları, amirlerinin teknik takip talimatları doğrultusunda bu çalışmaları yaptığını ve evraklara imza attığını söyledi.
Hakim Çiftçi, hakkında bilgi notu düzenlediği kişilerle ilgili talimat alıp almadığını sorması üzerine Çakar, "Biz işleyiş açısından kendi başımıza hiçbir iş yapmayız, amirlerimiz talimat verir, biz yaparız" dedi.
Çakar'ın avukatı Tolga Yurdakul, sanık avukatları tarafından Emrah Durdu, Erdinç Sezgin ve müvekkili hakkında çeşitli ithamlarda bulunulduğunu hatırlatarak, "Bu üç memurun belli ifadelerde bulunmaları halinde haklarında kovuşturma olmayacağı, başlarına bir durum gelmeyeceği yönünde ithamlar gerçek olsaydı, neden müvekkilim hakkında dava açıldı, şu anda neden yargılanıyor? Bu ithamların gerçekle ilgisi bulunmamaktadır" diye konuştu.
Çakar, avukat Ali Aksoy'un amirlerinden, birlikte çalıştığı kişilerden baskı tehdit, mobbinge maruz kalıp kalmadığı, amirlerinden yasa dışı talimat alıp almadığı yönündeki sorulara "Mobbinge maruz kalmadım. Ben hiçbir amirimle hiçbir konuda tartışmam. Amirlerimden yasa dışı talimat almadım" dedi.
Aksoy'un, "İkiniz de yıllık izindeydiniz, ama Tarkan Kolik'i evine polisler, MİT görevlisi gelerek göz altına alıyor, ama siz telefonla davet ediliyorsunuz" sorusuna, Çakar, "Aydın'da bacanağımın evindeydim, bu yüzden olmuş olabilir. Beni orada bulamazlardı" karşılığını verdi.
Avukat Mehmet Seçilmiş'in, "Talep formlarına ilk baktığınızda belgenin usulsüz olup olmadığını anlayabilir misiniz?" sorusuna, "Her gelen evrak görünüş olarak uygun olabilir, içerek olarak olmayabilir, ya da tam tersi" yanıtını veren Çakar, "Suçlandığınız evraklarla ilgili usulsüz olan var mı?" sorusu üzerine, "Hayır yok" dedi.
MAHKEME SALONUNDA TEBLİGAT
Öte yandan, Avukat Ali Aksoy, İzmir Emniyeti Hukuk İşleri'nin bu davada yargılanan kişiler hakkında idari soruşturma başlattığını, soruşturmayla ilgili tebligatın da mahkeme salonunda yapılmaya kalkışıldığını ve müvekkillerini evrakları almamaları konusunda uyardıklarını belirterek, "Ayrıca Hukuk İşleri diyor ki soruşturulduğunuz evraklarla ilgili size suret verebilmemiz için 600-700 lira ödeyeceksiniz. Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir hukuk garabeti bu. Bunu İzmir emniyetinin hukuk işleri yapıyor. Hem burada gelip tebligat yapmaya kalkıyor hem de tebligat için para istiyor. Soruşturmanın evraklarını vermesi gerekirken, evrakların fotokopisini vermek için para istiyor" diye konuştu.
OLAY
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, "çeşitli kurumlarda çalışan kamu görevlilerinin telefonlarının yasa dışı dinlendiği" yönündeki bir gazetede yer alan habere ilişkin 62 müşteki ile konuyla ilgili idarenin yaptığı suç duyurusu üzerine başlattığı soruşturmada, aralarında eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan ve Elazığ Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Karakayalı'nın da bulunduğu 32 emniyet mensubu gözaltına alınmıştı.
İlk aşamada tutuklanan 11 zanlı, bir üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmış, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunda görevli cumhuriyet savcısı Okan Bato tarafından hazırlanan iddianamede, 32 sanık hakkında 9 ayrı suçlama yöneltilerek 10 ile 961 yıl arasında değişen hapis cezası istenmişti. - İzmir
Son Dakika › Güncel › Emniyetteki 'Paralel Yapı' Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?