2035 yılına kadar yenilenebilir enerjiye olan ihtiyacın mevcut durumum 2 katına çıkacağını belirten Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman Türkiye'nin artan elektrik enerjisi ihtiyacını karşılaması için her yıl yaklaşık 8- 10 milyar dolarlık yatırıma ihtiyacı olduğunu söyledi.
Türkiye Kalite Derneği (KalDer), yönetim kalitesindeki güncel yaklaşımları, sorunları ve çözümlerine ilişkin bilgileri paylaşmak, verimli paylaşım ve ağ geliştirme ortamlarının yaratılması amacıyla sektörlerin önde gelen isimleriyle bir araya geldiği "KalDer Kahvaltı Sohbetleri" toplantısının ilkini gerçekleştirdi.
Moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Başyazarı Osman Arolat'ın yaptığı "Enerji ve Sürdürülebilir Politikalar" başlıklı toplantıya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci ile TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı ve Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman konuşmacı olarak katıldı.
Selahattin Hakman, Çin'den sonra son 10 yılda en çok enerji ihtiyacı artan ikinci ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatarak, enerji talebinin 2035 yılında 2 kat artacağını ifade etti. Hakman "Enerji talebi artışı Çin, Hindistan ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere doğru kayıyor. 23 yıl içerisinde bu alanda dünyada 10 trilyon dolarlık yatırıma ihtiyaç var. Sadece elektrik enerjisi için Türkiye'nin bu süreci sağlıklı yaşayabilmesi için yılda ortalama 8 – 10 milyar dolarlık yatırım yapması gerekiyor. 2011 yılında özel sektör Türkiye enerji tüketiminin yüzde 32'lik kısmını karşıladı. Sadece 2011 yılında tamamlanmış olan enerji yatırımları tutarı 10 milyar dolar civarında. Türkiye bu konuda önemli yol kat etti." diye konuştu.
Enerji yatırımlarını tek başına kamunun yapmasının mümkün olmadığını vurgulayan Selahattin Hakman, "Bu noktada özel sektörün rölü büyük önem taşıyor. İnovasyonları sağlayabilmek için özel sektörün, rekabetçi bir ortamda bu piyasaya girmese gerekiyor. Burada iyileşmeyi sağlayabilmek için verimliliği ön plana çıkarmalıyız" diye konuştu.
Nükleer enerjide sona gelindi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci, Türkiye'nin 2023 yılı için belirlediği enerji politikalarına değinerek, enerji çeşitliliğini artırarak dışa bağımlılığı azaltmanın bu süreçte en önemli hedef olduğuna dikkat çekti. 2023 yılına kadar mevcut enerji içerisinde yenilenebilir enerji payının yüzde 30'a çıkarılacağını ifade eden Kilci, nükleer enerji yatırımlarına ilişkin şu açıklamaları yaptı: "Nükleer enerji bizim enerji kompozisyonumuz içerisinde önemli bir yere sahip. Maalesef bu alandaki yatırımlarımızda gecikme söz konusu. Ancak bunun telafisi doğrultusunda Rus şirket ile Mersin Akkuyu'da 400 MGW'lık nükleer enerji santralı kurmak amacıyla anlaşmamızı imzaladık. Ümit ediyoruz bu santralımızı 2018 yılında devreye alacağız. Sinop'ta da nükleer enerji santralı kurmak için farklı ülkeler ile görüşmeleri sürdürüyoruz. Bu konuda kararlıyız. 2023 yılı hedefimiz toplam enerji tüketimimizin yüzde 5'ini nükleer enerji santrallarından karşılamak. Şu anda toplam 53 bin MGW'lık kurulu gücümüz var. 2023 yılına kadar bu rakamı 2 katına çıkarmayı planlıyoruz."
Metin Kilci, kömürün Türkiye için ayrı bir önemi olduğuna vurgu yaparak "Ülkemiz Kömür rezervleri konusunda zengin. Kömürün yakılıp enerji için kullanılmasının çevre açısından bazı sakıncaları var. Ancak biz bunları telafi edecek bir yapıda kömürü nasıl üreterek enerji amacı ile değerlendirebiliriz, bunun için araştırmalar yapıyoruz. Bu konuda da kamu – özel sektör işbirliği ile projeler geliştireceğiz" dedi.
Yıllık enerji tüketim artışı % 7
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, "KalDer Kahvaltı Sohbetleri" nin açılış konuşmasını yaptı. Hamdi Doğan, Türkiye'de yüksek büyüme oranları sonucu uzun yıllardan beri yıllık elektrik enerjisi tüketim artışının ortalama yüzde 7-8 seviyelerinde gerçekleştiğine dikkat çekerek, "Üretim kapasite projeksiyonlarına göre bu artış önümüzdeki on yıllık süreç içinde de devam edecek olup, yıllık ortalama talep artışının yüksek talep serisinde yüzde 7.5 ve düşük talep serisinde ise yüzde 6.7 seviyelerinde oluşması öngörülmektedir" dedi.
Türkiye'nin Ortadoğu, Hazar Bölgesi ve Orta Asya gibi dünyanın ispatlanmış petrol ve doğalgaz rezervlerince zengin ülkelere coğrafi olarak yakın bir konumda bulunduğunu hatırlatan Hamdi Doğan şöyle devam etti: "Dünya petrol rezervlerinin yüzde 65'i ve doğalgaz rezervlerinin yüzde 71'i Türkiye'yi çevreleyen Hazar Havzası ve Ortadoğu ile Rusya Federasyonu'nda bulunmaktadır. Orta Asya'daki rezervler dünya enerji talebini karşılamada önemli bir alternatif kaynak olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye, gerek coğrafi, gerekse jeopolitik konumu ile Ortadoğu ve Orta Asya'nın üretiminin dünya pazarlarına ulaşmasında hem bir köprü hem de bir terminal olma özelliği taşımaktadır. Kaynak ülkeler ile tüketici ülkeler arasında doğal bir köprü oluşturmakta olan Türkiye, enerji kaynaklarının ve taşıma güzergahlarının çeşitlendirilmesini sağlamaya yönelik projelerde önemli bir aktör olarak yer almaktadır."dedi.
Son Dakika › Güncel › Elektirik Enerjisi İhtiyacı İçin Yatırım - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?